Açıkla İsmail Bey, yoksa ben açıklayacağım!
CHP İstanbul Belediye Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun diliyle konuşacağım bugün...
"Açıkla" diyeceğim!
O açıklamazsa ben açıklayacağım!
Kemal Bey, belgelerle konuşuyor ya
hep...
Benim de elimde Danıştay Birinci Daire'nin verdiği 2008/639
sayılı kararı var... Hakkında soruşturma izni istenen kişi
Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal...
Şikayetçi olan Cemal Temelli adlı bir şahıs.
Danıştay'ın verdiği kararda, soruşturulması
istenen tam 21 eylem var.
Suçlamalar çok ciddi.
Danıştay'ın kararında da belirtildiği gibi şikayet konusu
eylemler somut. Öyle eften püften suçlamalar değil!
Ünal'la ilgili iddiaların hepsi ciddi ve hepsi
belgelere dayanıyor.
Hal böyle olunca; Danıştay
İçişleri Bakanlığı'nın soruşturma açılmasına izin
vermesini istiyor.
Başkan Yılmaz Çimen'in imzasını taşıyan bu karar
İçişleri Bakanlığı'na elbette ulaştırılıyor.
Soruşturma izni veriliyor verilmesine ama, sadece üç maddeye..
Şimdi buradan İsmail Ünal'a, Kemal Kılıçdaroğlu'nun
diliyle sesleniyorum:
-Açıkla başkan! Sen açıklamazssan ben
açıklayacağım...
Yarın akşama kadar vaktin var!
Evet Baykal istifa
Akşam yazarı
Atılgan Bayar, CHP liderine haklı bir çağrı yaptı:
-İstifa et!
Şöyle devam ediyor
Bayar:
"(...) Derdin, kişisel siyasi ikbalin
değil de CHP'nin ikbaliyse..
O vakit, bu yerel seçimlerden önce istifayı çakacaksın!
'Bu seçime partim benim Genel Başkanlığım ile girecek. Ama
seçimden hemen sonra Genel Başkanlıktan çekilmek için gerekli
çalışmaları başlatacağım' diyeceksin. (...) Gör bak o
zaman ne oluyor!
Gör bak, çarşı pazar nasıl karışıyor! Gör bak, senin Genel
Başkanlık'tan çekilme ve CHP'nin Genel Başkanlığı'na yeni bir kanın
gelme ihtimali bile daha bu yerel seçimlerde CHP'nin oyuna nasıl
tavan yaptırıyor..."
Haklı söze ne denir; bu yazının altına ben de imzamı
atarım! Ama unutulmamalıdır ki, karşımızda koltuğa yapışık bir kişi
var!
Erdal Şafak'ın çorapları
Merkez Bankası
Başkanı'nın çorapları bu arkadaşları kesmemiş olmalı ki,
Erdal Şafak'ın çorabına taktılar...
Bu arkadaşlar, sırça köşkte yaşayan, röportaj yaparken
viskisini yudumlayan, ayak ayak üstüne atarak, ayakkabısının
markasını gösteren bir genel yayın yönetmeni hayal ediyor
galiba!
Tamam da arkadaşlar Erdal Şafak
gazetecilikten gelme. Onun para kazanma gibi bir derdi
var. İşsiz kalırsa aç kalır, açıkta kalır Erdal Şafak; anne
servetiyle gününü gün etmiyor!
Çorapları onun
yaşam tarzı!
Sizin gönlünüz hoş olsun diye, yaşam biçimini mi
değiştirsin Erdal Şafak?
Hadin oradan...
Haberturk gazetesi
Fatih
Altaylı'nın yönetimindeki Haberturk gazetesi yayına girdi.
Hayırlı olsun. Değişik bir gazete...
Zeynel Abidin Erdem'in de ifade ettiği gibi okuyanın elini
kirletmiyor!
Ancak...
Altaylı ve ekibinin çok iyi bilmesi gereken bir şey var. Teknoloji
çağında yaşıyoruz. Yarının haberlerini herkes ama herkes
bugünden okuyor veya izliyor. Yarın olduğunda insanlar, farklı bir
şey görmek istiyor!
Tamam, Haberturk'un görseli farklı
ama içeriği diğer gazetelerden farklı değil. Hatta daha da kötü.
Niye? Yazarı yok çünkü! Uzun süre bu gazeteye emek
veren herkes, Haberturk'un tutmasını istiyorsa,
tez elden yazar takviyesi yapmalı!
Bir şey daha var; Haberturk yazarlarının hiç biri,
'da yer almıyor. Fatih Altaylı ise şimdi yazısının
dibine "gazeteye gidin" notu iliştiriyor.
Yapma Fatih! Bu bir kere yurt dışında yaşayan
okurlara haksızlık. İkincisi İnternet'e ihanet! Bırakın
halk tercihini ya İnternet'ten ya da gazeteden yana
koysun! Tabii ki son karar sizin! Ama unutmayın ki,
Ufuk Güldemir'in miras bıraktığı Haberturk.com sizin
velinimetinizdir.
Velinimetinize ihanet etmeyin
bence!
Seçim
sloganları
Başbakan 22 miting yaptı
galiba. Baykal yeni yeni düştü yollara. Bahçeli,
Mersin'de siftah yaptı...
Sokaklara asılan pankartlara
çok dikkatlice bakın. Bir tek AK Parti'nin seçim sloganı
belli. Bütün AK Parti belediye başran
adayları o aynı sloganı kullanıyor:
-Sen Türkiye'sin Türkiye, büyük düşün...
Ya
da:
-İşimiz hizmet, gücümüz millet...
Peki,
muhalefetin bir tek sloganı aklınızda kalıyor mu?
Ya da kalıyor mu?
Güneşi göreceğiz!
Mahsun
Kırmızıgül, ta 1991'de yemin etmişti:
-Bu işi başaracağım.
Meydan gazetesinde gelip
bizimle vakit geçirirdi. Destek isterdi. Ve günün birinde
büyük başarıların altına imza atacağını söylüyordu.
Sesi malum... Ya yönetmenliği? Senaryo yazarlığı
peki? "Beyaz Melek"le patladı, şimdi de
"Güneşi Gördüm" demeye hazırlanıyor 12
Mart'ta. O günü sabırsızlıkla
bekleyeceğim. Ben de Mahsun gibi "Güneşi gördüm"
diyeceğim çünkü!