BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Acelesi olan masaya gelir

Ankara'da ABD'nin ekonomik anlaşmazlığı çözüp, askeri konuları oldu bittiye getirmek istediği görüşü hakim.

Abone ol

Hürriyet yazarı Sedat Ergin Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde Türkiye'nin attığı son adımı ele aldı. Türkiye ile ABD arasında Irak'a ilişkin olarak sürmekte olan pazarlığın ekonomik pakette kilitlenip, Amerikan tarafının askeri konuların görüşüldüğü müzakerelerden çekilmesi Ankara cephesinde ciddi bir rahatsızlığa yol açmış bulunuyor. Rahatsızlığın gerisinde, bu müzakerelerde de sıkça Amerikan tarafına yöneltilen şu sorunun içeriği yatıyor: ‘‘Madem kargo gemilerinin Türk limanlarına yanaşmasının büyük bir aciliyet taşıdığını söylüyorsunuz, o zaman sizi yakından ilgilendiren askeri konuları sonuçlandırmaktan neden kaçıyorsunuz? Bu nasıl bir aciliyet?’’ ASKERİ MUTABAKAT ‘OLMAZSA OLMAZ’ Türk heyetine Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, Amerikan tarafına ise ABD Dışişleri'nin askeri-siyasi işler bölümünden Büyükelçi Marisa Lino'nun başkanlık ettiği görüşmeler geçen hafta cuma günü başlamıştı. Bu görüşmeler Amerikan birliklerinin savaş öncesinde Türkiye'ye gelişi, savaş aşamasında Irak'a geçişleri ve ayrıca Türk ordusunun Kuzey Irak'a girişinden sonra bu bölgede iki taraf arasında yapılacak olan işbirliğine ilişkin harekát esaslarını önceden kurallara bağlamayı hedefliyor. Müzakereler sonucunda iki taraf arasında bir ‘‘Mutabakat Muhtırası’’ (Memorandum of Understanding) imzalanacak. Bu metnin imzalanması ABD'nin Irak savaşına başlayabilmesi için hayati bir önem taşıyor. Çünkü, TBMM'de ABD birliklerinin gelişine izin veren bir tezkerenin kabul edilmesi tek başına yeterli değil. Ayrıca, bu muhtıranın da imzalanıp yürürlüğe girmesi gerekiyor. GÖRÜŞMELER NEDEN SERT GEÇİYOR? Gelgelelim, önceki günkü kopmadan önce yaklaşık bir hafta süren bu görüşmeler, iki tarafın müzakere pozisyonları arasındaki farklılıklar nedeniyle zaman zaman oldukça sert bir hava içinde geçti. Pek çok konuda anlaşmazlık çıktı. Örneğin, ABD'nin Türkiye'de yapacağı askeri alımlara uygulanacak vergi rejiminden, Amerikalı askerlere verilecek kimlik kartlarının finansmanına kadar pek çok başlıkta sorun yaşandı. Türk tarafı, başlangıçta 15 bin dolar kadar tutabilecek kimlik kartlarının bedelinin karşılanması için bir talepte bulunmamıştı. Amerikan tarafı, kimlik kartlarının Türk tarafınca ödenmesini isteyince, Türk tarafı tepki gösterip ‘‘Kartların finansmanı Amerikan tarafından karşılanır’’ şeklinde bir hükmü metne koydurdu. Özellikle ABD birlikleri için yakıtın indirimli tarifeden satılmasının talep edilmesi Türk tarafını ciddi bir şekilde rahatsız etmiş. Bu çerçevede ‘‘Böyle indirim hesapları yapmak pazarlık olmuyor mu?’’ sorusu yöneltiliyor. Ancak asıl rahatsızlık, Amerikan tarafının harekát esaslarına ilişkin bazı temel konulara ilişkin formülasyonları bir türlü metne koymaktan uzak durmasından kaynaklanıyor. ASIL SORUN KUZEY IRAK Türk ve Amerikan askeri makamları arasında daha önceden yürütülen görüşmelerde belli zımni mutabakatların şekillenmiş olmasına karşılık, iş bu anlayışların muhtıraya dökülmesine geldiğinde Amerikan tarafı geri çekiliyor. Bir de hálá pürüzlü olan konular var. Bunların başında, ABD'nin Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'taki faaliyetine ilişkin çekinceleri geliyor. Amerikan tarafı, Türk ordusunun faaliyetini daha çok insani yardım, göçün önlenmesi gibi görevlerle sınırlama çabası içinde gözüküyor. Buna karşılık, Türk tarafı, geniş bir hareket serbestisine sahip olmak istiyor. Üst düzey bir Türk yetkili, ‘‘Amerikalıların dediğini kabul edersek Kuzey Irak'ta PKK unsurlarıyla karşılaştığımızda kendilerini sadece seyretmemiz gerekecek’’ diye konuşuyor. Kürt grupların silahlandırılması ve savaş sonrası dönemde bu silahların geri alınmasının Türk askerlerinin gözetiminde yapılması konusu da hálá boşlukta. Keza, Türkmen grupların çatışmalarda kendilerini koruyabilmek için askeri açıdan sınırlı bir şekilde donatılmaları yolundaki Türk talebine de Washington'un sıcak bakmadığı anlaşılıyor. GEMİLER BEKLEMEYE DEVAM EDER Mİ? Amerikan tarafı, görüşmelerde sıkça ‘‘Gemiler yola çıktı’’ diyerek, Türk tarafını zaman baskısı altına sokmaya çalıştı. Durumun aciliyetinin bu şekilde vurgulanması üzerine Türk tarafı da şu mesajı verdi: ‘‘Gemiler yola çıkmış ve Türk sahillerine varmış olabilir. Ancak bu müzakerelerde bir anlaşmaya varılamadığı takdirde, gemiler beklemeye devam eder...’’ Gelinen noktada, Amerikan tarafının önce ekonomik paketteki anlaşmazlığı çözüp, ardından askeri konular için masaya dönmeyi planladığı anlaşılıyor. Ancak, bu takdirde de Türk tarafının yine ‘‘Gemileri bir an önce boşaltmamız gerekiyor’’ şeklinde daha sıkışık bir baskının altına sokulması muhtemel. Ankara, Washington'ın böylelikle son aşamada askeri paketin müzakeresini de aceleye getirmek istediği değerlendirmesini yapıyor. Ancak, TBMM'den karar çıksa, ayrıca ekonomik anlaşma yapılsa bile son söz yine de askeri anlaşma metninde söylenecek. Unutmayalım, imza atılması gereken bir de siyasi anlaşma var.