BIST 9.636
DOLAR 34,64
EURO 36,32
ALTIN 2.934,26
HABER /  GÜNCEL

AB'nin, Türkiye'den ilginç isteği

Avrupa Birliği, Türkiye'nin Fırat ve Dicle nehirleriyle ilgili su politikasında söz hakkı talep ediyor. Bu isteği Ankara daha önce reddetmişti. İşte ayrıntılar;

Abone ol

Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye ilişkilerinin yol haritası niteliğindeki 'Katılım Ortaklığı Belgesi' 9 Kasım'da yayınlanacak. Brüksel'den Ankara'ya ulaşan bilgiler, Katılım Belgesi'nde, Fırat-Dicle nehirleri için kritik isteklerin ön plana çıktığını gösteriyor. AB, Fırat-Dicle havzalarının kullanımında denetim yetkisi isteyerek, Ortadoğu'da suyun vanasını elinde tutmayı tasarlıyor. GÜNDEME GELECEK AB, geçen yıl yayımlanan 'Türkiye'nin AB'ye Üyeliğine Etki Raporu'nda da Fırat-Dicle havzalarına ortak olma isteğini vurgulamış, Ankara ise karşı çıkmıştı. AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'nde tekrar gündeme getirmeye hazırlandığı Fırat-Dicle havzaları konusuna Ankara yine karşı çıkacak. AB'nin bu isteğine "Kıyıdaş ülkeler arasında çözüm" önerisi getirmiş ve 3. tarafların sulara müdahalesine karşı çıkmıştı. AB'nin, Fırat ve Dicle'yi iki ayrı havza olarak göstermesi de Ankara'yı rahatsız ediyor. Ankara, Fırat- Dicle'nin, tek havza olduğunu ve Şattül Arap adı ile birleştiğini ve Körfez'e döküldüğü tezini savunuyor. Ankara'nın "tek havza" yaklaşımı, sınır aşan sulara ilişkin daha fazla miktarda suyun komşu ülkelere bırakılması baskısına karşı bir koz olarak kullanılıyor. Türkiye ayrıca, önümüzdeki dönemde Ortadoğu'da petrolden daha değerli konuma gelecek olan suyun vanasını AB'ye vermeye yanaşmıyor. Diplomatik kaynaklar, "Bazı dönemlerde hem Türkiye hem de kıyıdaş ülkelerle sorun yaşanabilir" görüşünü dile getirdiler. * Fırat nehrinin debisi 31.8 milyar m3 'dür. * Dicle 1900 km uzunluğunda olup 47-50 milyar m3 arasında bir debiye sahiptir. * Türkiye'de su kaynakları açısından kişi başına 4500 m3 yıllık su potansiyeli düşmekte. Bu oran Irak'ta 4400 m3, Lübnan'da 3000 m3. * Türkiye bu kaynağın % 12 sini kullanmaktadır. Bu oran Lübnan'da %16, Suriye'de % 22, Ürdün'de % 41, Irak'ta % 43, Mısır'da % 97, İsrail'de ise % 115.