BIST 9.613
DOLAR 34,64
EURO 36,47
ALTIN 2.941,57
HABER /  SPOR

ABnin Türk futboluna etkisi

Deloitte Avrupa ve Türkiye’de futbolu masaya yatırdı. AB sürecinde Türk futbolunda köklü değişimler olacak.

Abone ol

Deloitte, yayımladığı “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Futbolu” başlıklı raporu ile Avrupa futbolunda son gelişmeleri inceledi ve AB üyelik sürecinin Türk futbolu üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi.

Raporda Avrupa’da birkaç zengin kulübün başarıyı tekellerine almaya başladığı ve liglerde rekabetin azaldığı belirtildi. Çalışmaya göre, Avrupa müktesebatına uyumla birlikte, Türk futbolu da önemli değişiklikler yaşayacak. Müzakereler tamamlandıktan sonra AB vatandaşı futbolcuların Türkiye’de Türk statüsü ile oynamaları mümkün olacak. Üç büyüklerin ve onlara futbolcu satan Anadolu kulüplerinin yeni döneme uyum için gelir kaynaklarını çeşitlendirmeleri ve artırmaları gerekiyor.

Deloitte, yayımladığı bir raporla Avrupa futbolundaki gelişmeleri ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum çalışmalarının Türk futbolu üzerindeki etkilerini ele aldı. Kuruluş, AB sürecinde Türk futbolunun yaşayacağı değişimi “Avrupa Birliği Sürecinde Türk Futbolu” başlıklı raporla masaya yatırdı.

Raporda özellikle naklen yayın gelirlerindeki artışın ve sponsorlukların Avrupa’da futbol kulüplerini zenginleştirdiği, talep olan önemli futbolcuların transfer ücretlerinin de yükseldiği vurgulandı. 2010 yılı Dünya Kupası’ndan 2.5 milyar dolar yayın geliri beklendiğini vurgulayan raporda, bazı kulüplerin zenginleşmesine örnek olarak Real Madrid’in 2005 – 2006 cirosunun 292.2 milyon Euro’ya ulaşması verildi. Zengin kulüplerin giderek başarıyı tekellerine aldıkları ve liglerde rekabetin zayıfladığını kaydeden çalışmaya göre, Avrupa’da bu duruma çözüm geliştirmek için çalışmalar yapılıyor.

Türkiye’de ise futbol kulüplerinin AB’ye uyum sürecinin sonuçlarına hazırlanması gerekiyor. Türkiye’nin AB üyesi ülkelerden gelen futbolculara yerli futbolcularla aynı koşullarda forma giyme hakkı tanıması gerektiğini, ancak bunu yapmadığını hatırlatan Deloitte çalışmasında, üyelik müzakereleri sonucunda bu durumun değişeceği kaydedildi. AB ülkeleri futbolcularının yerli statüde oynamaya başlamasıyla birlikte yerli futbolcuların değeri düşerken, üç büyüklere oyuncu satarak gelir sağlayan Anadolu kulüpleri de zor durumda kalacak. Dolayısıyla Anadolu kulüplerinin de üç büyüklerin de gelirlerini çeşitlendirmeleri ve artırmaları gerekiyor.

Türk futbolunun önemli bir dönemece yaklaştığını vurgulayan Deloitte Denetim Ortağı Ömer Tanrıöver, AB sürecinin kulüpler açısından önemli risk ve fırsatlar sunduğunu belirtti. Tanrıöver sözlerine şöyle devam etti:

“Risklerin ne kadar iyi yönetilebildiği ve fırsatlardan ne oranda yararlanılabildiği futbolumuzun geleceğini belirleyecek. Bosman yasası ile AB üyesi ülkelerden gelen futbolcuların serbest dolaşımının yürürlüğe girmesi Avrupa’da dengeleri büyük kulüpler lehine çevirdi. Bonservis uygulamasının de benzer bir akıbete uğraması futbol kulüplerini önemli bir gelirden mahrum bırakabilir. UEFA’nın bütçe konusunda getirdiği yeni kısıtlama ve kriterlerle birlikte değerlendirdiğimizde, Türk kulüplerinin yeni gelir kaynakları yaratmalarının ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor. Kulüplerimizin gerek Türkiye’de gerekse Avrupa’da rekabet güçlerini artırmaları için başka yol bulunmuyor. ”

Avrupa’da canlı yayına yaklaşım değişiyor

Deloitte’un çalışmasında, Avrupa’nın en büyük beş liginin toplam gelirinin 2003-2004 sezonunda 10 milyar doların üzerine çıktığına dikkat çekiliyor. Futbol ekonomisindeki bu hızlı yükselişin nedeni olarak ise, medyanın kamu tekelinden çıkmasıyla birlikte özel televizyon kanalları arasında maç yayınları için rekabetin kızışması ve büyük şirketlerin futbol kulüplerine ve etkinliklerine sponsorluk yapmaya başlaması gösteriliyor.

Futbol ekonomisindeki büyümeye paralel olarak, Avrupa’da rekabet kuralları ışığında değerlendirilen futbol maçlarının yayın hakları konusunda da önemli değişiklikler yaşanıyor. Özellikle İnternet ve cep telefonlarının da yeni yayın ortamları olarak gündeme girmesiyle birlikte, konu AB’de yeniden değerlendirilirken yayın haklarının her bir medya için ayrı satılması ve televizyonla ilgili yayın haklarının da tek bir yayıncı kuruluşa verilmemesi yönünde bir eğilim oluşuyor. Raporda, yayın haklarının paketlere bölünerek farklı yayın kuruluşlarına satılmaya başlandığı Almanya ve Avrupa Komisyonu’nun müdahalesi ile Premier League’in yayın haklarının 6 pakete bölünerek 2 farklı şirkete satıldığı İngiltere örnek olarak gösteriliyor. Son dönemde, spor kulüpleri de kendi sahalarındaki maçların yayın hakkını maç bitiminden 24 saat sonra satma ve maçların belirli bölümlerini cep telefonu ve İnternet üzerinden yayınlama hakkını elde ettiler.

Türk kulüplerinin finansal yapılarını değiştirmesi gerekiyor

Deloitte’a göre, Türkiye’nin AB sürecinde Türk futbolunun yaşayacağı önemli gelişmelerin başında yabancı oyuncu kısıtlanmasında yapılması gerekecek değişiklikler geliyor. Halen Türk futbolcular Avrupa takımlarında AB vatandaşı futbolcu statüsünde oynayabilirken aynı durum Türkiye’de top koşturan Avrupalı futbolcular için geçerli değil. Deloitte, mütekabiliyet ilkesi doğrultusunda, Türk takımlarındaki AB vatandaşı oyuncuların da Türk statüsünde oynamalarının gerekeceğine dikkat çekiyor. Raporda, bu durumun en çok finansal yapılarını, yetiştirdikleri Türk futbolcuları büyük kulüplere satmak üzerine kuran Anadolu kulüplerini etkileyeceği vurgulanıyor. Futbolcu transferini ana gelir modeli olarak belirlemiş kulüpleri bekleyen bir diğer tehdit olarak da Avrupa Toplulukları Adalet Divanı’nın, bonservis sisteminin serbest dolaşım ilkesini ihlal ettiğine hükmetmesi ihtimali gösteriliyor.

Yeni düzenlemeler 2006 yılından itibaren yürürlüğe giren UEFA lisans kuralları doğrultusunda bütçelerini disiplin altına almak zorunda olan Türk kulüplerini, gelirlerini artırmak için başka formüller bulmaya itecek.

Kulüplerin yeni gelir kaynakları bulmaları açısından Avrupa’daki eğilimler önemli örnekler sunuyor. Deloitte, Türkiye’de de naklen yayın haklarının Almanya örneğinde olduğu gibi birden çok pakete bölünmesini öneriyor. İnternet ve cep telefonu üzerinden yayın haklarının satılmasını sağlayacak ve kulüplerin kendi sahalarında oynanan maçların görüntülerini maç bittikten belirli bir süre sonra satabilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması da kuruluşun tavsiyeleri arasında yer alıyor. Ayrıca, futbol kulüplerinin stat sahipliği, statların yenilenerek eğlence merkezi haline dönüştürülmesi, kulüp markasının farklı ürünlerle birleştirilerek daha değişik ortamlarda kullanılması, forma satışlarının artırılması ve sahte ve taklit formalarla daha etkin mücadele edilmesi de gelirleri artıracak önlemler arasında gösteriliyor.