Abidik gubidik işler...
CHP'li 15 vekil, İyi Parti seçimlere katılabilsin diye gönderilmedi. Bunu ben değil, İyi Parti sözcüsü Aytun Çıray söylüyor. O zaman cevabını araammız gereken soru şu:
"Yargıtay'ın verdiği listede İyi Parti de var, İyi
Parti'nin seçimlere katılma hakkı tescil edildi."
Bu söz bana değil, İyi Parti Sözcüsü Aytun Çıray'a ait. Peki ne
zaman söylendi bu söz? CHP, 15 milletvekilini Meral Akşener'e
göndermeden iki gün önce...
Aytun Çıray 20 Nisan'da bir açıklama daha yaptı.
"Seçime girebilme tarihimizi 28 Haziran olarak duyurup
Erdoğan'ı kandırdık. Halbuki biz 10 Haziran' tarihinde seçimlere
katılabilme hakkı kazanmıştık" dedi.
Demek ki CHP'li 15 vekil, İyi Parti seçimlere katılabilsin diye
gönderilmemiş. Bir başka deyişle CHP 15 milletvekili vermemiş olsa
bile İyi Parti seçimlere katılabilecekti.
Partinin önünde hiç bir yasal engel yoktu.
Bunu önceki gün canlı yayına çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan da dile
getirdi. Açıklanan listelere bakıldığında İyi Parti'nin seçimlere
katılacağı görülüyor" dedi.
Akşener ile Kılıçdaroğlu arasındaki görüşme biter bitmez, İyi
Parti’ye gidecek milletvekillerinin ismi hemen açıklandığına göre
bu pazarlık yeni değil, çok önceden yapılmış demektir.
Cevabını aramamız gereken asıl soru şu:
Resmi ittifakların önü açılmasına rağmen kapalı kapılar ardında
neden hülle yapılma gereği duyuldu? Neyin pazarlığı yapıldı? Ve en
önemlisi, bu pazarlığın talimatını kim verdi?
Sıradan bir soru değil bu, gerçekten önemli...
Sözünün saygınlığı olan isimler, bu önerinin bizzat Fetö'den
geldiğini dillendiriyor.
Bu olabilir mi?
Olma ihtimalini, olmama ihtimalinden daha kuvvetli gördüğümü
söyleyeyim.
Daha önce de söyledim.
Baykal'ı koltuktan indirmek için kılı kırk yaran Fetö, onun yerine
gelecek ismi belirlememiş olabilir mi?
Buna zerre kadar ihtimal vermiyorum.
Meral Akşener'in Fetö ile irtibatı olabileceğini de ben
değil, şu an İyi Parti çatısı altında siyaset yapan Koray Aydın
söyledi. "Meral Akşener'e parti kurma talimatı Fetö'den
geldi" dedi.
Ortada bu tablo varken, talimatın kimden geldiği sorusunun cevabını
bulmak çok da zor olmasa gerek.
Hadi deyin ki bütün bunlar birer yalan, birer kuru iftira...
Yahu Meral Akşener değil miydi bundan daha bir ay
önce, "Biz kimseyle ne çıkar ne çukur, ne cukka ne de
yıkım ittifakı asla ama asla, kat'a
yapmayacağız" diyen...
Meral Akşener değil miydi "Şartlı şurtlu insanlarla el
sıkışmayacak, grup kurmak için abidik gubidik işlere imza
atmayacağız. Ben 100 bin imza toplayıp Cumhurbaşkanı adayı
olacağım" diyen...
Daha yolun başındayken milleti keklemeye çalışan, verdiği
sözü bir ay sonra ayaklar altına alan bir siyasetçiye
nasıl güveneceğiz?
Siyasete girebilmek için yöntemlerin en iğrenç olanını tercih
ederek milletvekili satın alan birinin iktidara geldiğinde temiz
siyaset yapacağına nasıl inanacağız, söyler misiniz?
Meral Akşener, 15 milletvekilini satın almakla ya da
kiralamakla hem kendi adını hem de partisinin
adını kirletti. Bu kir öyle kolay çıkacak türden
değil.
Bakın, şuraya yazıyorum.
Türk milleti bu tür ayak oyunlarına, bu tür hile ve hüllelere geçit
vermez. Yapılan şu kirli transferin, milletin gözünde etkileyici ve
cezbedici bir tarafı yok..
Değil CHP ile İyi Parti, tüm partiler bir araya gelse
bile Cumhur İttifakı için bir tehlike oluşturmaz.
AK Parti ile MHP ittifakı siyasetteki mutlak hakimiyetini
zahmetsizce koruyor. Bu iş sanıların aksine Cumhur ittifakına
yarayacak.
Nasıl yarayacağını 24 Haziran gecesi hep birlikte
göreceğiz.