BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

ABD'yi yaşanmaz kılacak tehlike

Amerika Birleşik Devletleri’ni büyüten, bilimin, buluşların, zenginliğin ve fırsatların kalbi haline getiren en temel özellik özgürlüklerin garanti altına alınmasıdır. Dini özgürlükler, konuşma ve ifade özgürlüğü ve elbette serbest teşebbüs özgürlüğü bu ülkede anayasal garanti altındadır.

Şimdiye kadar bu büyük hoşgörü ortamıdır ki, tüm dünyadan Amerika’ya muazzam bir ilgi, akım temin etmiş, gelenler var güçleri ile Amerika’nın büyümesine, gelişmesine, daha da iyi hale gelmesine katkı sağlamışlardır.

Ancak son yıllarda inanılmaz büyük bir tehlike ile karşı karşıya ABD… Yabancı düşmanlığı (zenofobi) çok ileri boyutlara ulaşmış durumda. Buna paralel olarak islamofobi de yükselişte. Her ikisinin temelinde de beyaz ırkçılığı yatıyor…

İstatistikler çok fena. Son saldırılarla birlikte ABD’de toplam 251 kitlevi öldürme amaçlı silahlı saldırı yaşanmış. Her saldırı sonrası failler ilk önce göçmenler, Müslümanlar arasında aranıyor, yapılan yorumlarda göçmen ve islam kuşkusu dile getiriliyor, hem zenofobiye hem de islamofobiye hizmet ediliyor; ama görülüyor ki tüm eylemlerin arkasında beyaz, genç Amerikalılar var…

Yapılan yorumlara bakıyorum, Trump sonrası bu neviden saldırıların arttığı ifade ediliyor.

Trump ise işin hiç o tarafında değil, klasik siyasetçi olarak işi kınayıp geçiyor, “Çok kötü, berbat” demekle yetiniyor, “Nefrete yer yok” diyor ve “Saldırganların akli sorunlarına” dikkatleri çekmek istiyor… Trump kendi tırmandırdığı bu ırkçı eğilimleri ve terörizmi kabulden hala çok uzaklarda…

İşin ilginç tarafı saldırı sayısı 2019 yılının başından günümüze 251’i bulduğu halde toplum o kadar kanıksamış ki, ölüm ve yaralanma sayısı dikkat çekecek ölçüye gelmedikçe Amerikan ulusal basınının gündemine girmiyor. Yerel basında kalıyor.

Söz gelimi El Paso ve Dayton saldırılarının üzerinden 24 saat geçmeden iki saldırı daha gerçekleşti…

Bu kadar çok sayıda saldırı başka bir ülkede olsa, kıyamet kopar ve o ülkeler şiddetin merkezi olarak dünyaya lanse edilir…

Her Amerikalı şu anda kiliseye, havraya, camiye, konserlere, festivallere, alış veriş merkezlerine, okullara, kısaca insanların toplu olduğu yerlere gitmeye korkuyor. Başına bir iş geleceğinden, sapığın birisinin çıkıp hayatlarına kast edeceğinden endişe duyuyor. Her saldırı sonrası Amerika’da sosyal hayat inanılmaz sekteye uğruyor.

Yaşananlar gösteriyor ki, ırkçılık yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı üzerinden yeniden hortlamakta.

Tahammülsüzlükler Amerika’nın kurucu değerlerini zorlamakta.

Artan şiddet yakın bir gelecekte ABD’yi dünyanın cazibe merkezi olmaktan çıkaracak gibi…

“Yeniden büyük Amerika” diye yola çıkan Trump ve ekibi, dünyada uyguladıkları şahin politikayı içerden destek bulmak için ırkçı, ayrımcı, yabancı karşıtı bir eksene doğru çektikçe ülkede şiddeti büyütmekte…

Hatırlanırsa Trump, en son Kongre’nin Müslüman ve Latin kökenli üyelerine sarmış, bunların ülkelerine dönmelerini istemişti… İşin Kongre üyelerine sözlü tacize kadar vardırılıyor olması, ABD’de yabancı olmayı bir hayli zorlaştırıyor ama aklı başında, sağduyu sahibi, liberal değerleri içselleştirmiş, özgürlükçü Amerikalılar bu yönde son derece tutarlı bir duruşta ısrarlarını koruyorlar…

ABD’ye büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Umarım ve dilerim ki yeni saldırıları yaşamazlar.

Irkçılık kötüdür. Nereden ve kimden gelirse gelsin kötüdür. İnsan onuru ile bağdaşmaz.

Dinlere karşı şiddet son derece kötüdür. Dünyanın neresinde ve hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın asla onaylanamaz.

İnsanların aidiyetleri ile var olabilecekleri bir iklim varsa ülkeler gelişir, büyür ve yaşar.

Bu iklimin ortadan kalktığı durumlarda ülkeler ciddi sorunlarla yüz yüze kalır.

Özgürlüklerden vazgeçemeyiz.