Abdurrahman Dilipak, “Derin devlet' mi dediniz!" başlığıyla yayımlanan yazısında "Adaletten uzaklaşan devlette siyaset ve bürokrasi mafyalaşır. Rüşvet, torpil alenileşmeye başlarsa, devlet zulüm bataklığına saplanır." ifadelerini kullandı.
Abone olAkit yazarı Abdurrahman Dilipak "'Kurtlar vadisi' ve benzer dizileri izleye izleye, insanlar adeta “Derin bir devlet”in var olduğuna, var olması gerektiğine, bunun meşruiyetine inandı(rıldı)lar.... Derin devlet diye bir şey varsa orada devleti yönettiğini iddia edenler bu çetenin palyaço kılıklı kuklalarıdır" diye yazdı.
“Devletlerin çeteleri yok' diyemem, çünkü bazı devletlerin istihbarat örgütleri mafya gibi çalışıyor" diyen Dilipak, şöyle yazdı:
"Uzaklaşan devlet baş belasıdır"
Nasıl hukuka uygun olmayan yasa suç aleti ise, adil olmayan devlet suç örgütüdür. Adil devlet bir ihsan ve saadet vesilesi olduğu gibi, adalet, ehliyet ve liyakat, istişare ve şuradan uzaklaşan devlet baş belasıdır.
İster çete devleti ele geçirsin, ister devlet kendi içinde bir çete oluştursun, sonunda aynı kapıya çıkar. JİTEM de böyle bir yapı idi.
"Çetelerle kol kola girerler"
Bu yapılar zaman içinde, dini yapılar, ticari yapılar, kamu kurumları, vakıf, dernek, sendika, oda, kooperatif her yere sirayet eder. Derin partiler, derin dernekler, derin vakıflar oluşur. Derin yapılar bu bataklıkta boy verir ve bütün bir toplumu ifsad eder. Ve çok kısa sürede uluslararası çetelerle kol kola girerler ve uluslararası sistemin parçası olurlar.. Uluslararası mafya bu bataklıktan beslenir.
Darbeciler ve derin yapılar
Sonunda darbeciler ve derin yapılar şeytani yapılardır. Medya, mafya, sermaye, siyaset, bürokrasi, bilim-sanat, üniversite, cemaat yapıları, STK hepsinin içinde bu yapıların uzantıları vardır. Bu yapılar, kuluçka dönemindeyken ya hiç hissedilmez, ya da onu hep olumlu yönleri ile görür, tanır ve seversiniz. Ve bir gün, acı gerçeklerle karşı karşıya kaldığınızda artık çok geç olmuştur.
Yazının tamamını okumak için linki tıklayınız...