Abdurrahman Dilipak'ın yazdıklarına gülüp geçmeyin!
İstekler var, beklentiler var, yaklaşan seçim süreci önesinde çağrılar yapılıyor. Buna karşı, direniş var, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AK Parti'nin aktörleri taviz vermiyor.
yazısıyla çok çok önemli bir
noktaya dikkat çekiyor Abdurrahman Dilipak. AK Parti ve
Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak isteyenleri deşifre ediyor
aslında.
Bizim toplumumuzun genel bir yapısı var, gülüp
geçeriz yazılana, çizilene, konuşulana. Kapı çalındığında işin
ciddiyetini anlıyoruz. Anlıyoruz ama, iş işten geçmiş oluyor!
AK Partililer, Dilipak'ın sözünü ettiği
"topyekün savaş"a karşı, Ergenekon kararının
verildiği gün, "son bahar sıcak olacak"
çığlıklarını da hesaba katarak hazırlıklı olması gerekiyor.
Zira, Ustad'ın da yazdığı gibi, karşı
taraf hazırlığını yapmış bile!
*
28 Şubat sürecinde, bu tarz uyarılar çok
yapıldı. Çiller-Erbakan ikilisi uyarıları ciddiye
almadı. Güç zehirlenmesi yaşayanlar, yapılan
uyarılara gülüp geçti. Oysa, karşı taraf hummalı bir çalışma
içindeydi.
"Kirli sayfa" kitabımda, yaşananları tek
tek anlattım o zaman. Mesut Yılmaz, milletvekili ayartırken,
kameralara yakalanmıştı. Bir çok milletvekili o döneminde
haysiyetine dolarla paha biçti. Direnenler ise, tehdit ve şantajla
saf değiştirmek zorunda kaldı!
"Delikanlı yeni kanlı" Hasan Peker, Çiller'in en yakınındaki
kişiyken, sabah uyandığında safını değiştirmişti.
"Transfer çetesi" içki içirerek
Peker'i DYP'den, Tansu Çiller'den uzaklaştırmışlardı.
Rahmetli Yıldırım
Aktuna'yı insanlık dışı bir şantajla çekip
almışlardı.
Çiller'in kurmaylarından Tekin Enerem bile, Yeni Günaydın'da kahve
içmeye gelmişti. "Seni de kaparlar"
dediğimde, bozulmuş söylene söylene kapıdan çıkmıştı.
Merdiven başında onu bekliyorlarmış meğer, alıp
götürdüler.
40 yıllık Enerem bile bir dakikada ANAP'lı oldu 28 Şubat
sürecinde!
*
AK Parti ve Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak isteyenlerin de hedefi bu.
Abdurrahman Dilipak, "AK Parti'de gel denildiğinde
gidecek 50 kişi"den söz ediyor. Teklif alan
bazılarıyla konuşmuş, kullanılmaya elverişli olduklarını anlatmış,
iş başındaki çetenin bu kişilerin zaafiyetinden faydalandığını
hatırlatmış!
İpin ucu kaçmasın!
Bırakın teklif alanları, siyasi
geleceğini garantiye almak isteyen ne çok kişi
"beni de alın" diye yanup tutuşuyor
biliyor musunuz?
Bakanlık beklentisi olanlar...
AK Parti'de üçüncü dönem sorunu yaşayanlar...
Ve yan gelip yatanlar...
Tayyip Erdoğan ve AK Parti'den kurtuluşun reçetesini
yazanlar, Dilipak'ın da yazdığı gibi bu kişilerle temasta. İlk
etapta 50 kişi... Bir iki sendeleme, birazcık Gezi benzeri
eylemler, yaşanacak karışıklıklar ve giden 50 kişinin yolunu
izleyen birkaç kişi daha.
Ve tabii ki...
Abdurrahman Dilipak'ın dile getirdiği
başka unsurlar...
"Yok canım" demesin hiç kimse!
Şu sıralar herkesin elinde hesap makinası var...
Çarpıyorlar, topluyorlar, çıkarıyorlar...
İstekler var, beklentiler var, yaklaşan seçim süreci önesinde
çağrılar yapılıyor. Buna karşı, direniş var, Tayyip Erdoğan başta
olmak üzere, AK Parti'nin aktörleri taviz vermiyor. Hal böyle
olunca, zıtlaşma artıyor, cepheler ayrışıyor, taraflar
kutuplaşıyor. Kılıçlar epeydir çekildi, aleni
çatışmalar başladı başlayacak.
Abdurrahman Dilipak'ın
yazısına bir kez daha göz atın.
Benim yazdıklarımı da altına
koyun.
Hesap ortada değil mi?
Ben o hesabı gördüm ve uyarmak istedim.
Şimdi isteyen istediği kadar, Dilipak'ın yazdıklarına
gülebilir.
İyi bayramlar...