BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,77
ALTIN 2.962,88

Abdurrahman Dilipak'ın yazdıklarına gülüp geçmeyin!

İstekler var, beklentiler var, yaklaşan seçim süreci önesinde çağrılar yapılıyor. Buna karşı, direniş var, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AK Parti'nin aktörleri taviz vermiyor.

 yazısıyla çok çok önemli bir noktaya dikkat çekiyor Abdurrahman Dilipak. AK Parti ve Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak isteyenleri deşifre ediyor aslında.

Bizim toplumumuzun genel bir yapısı var, gülüp geçeriz yazılana, çizilene, konuşulana. Kapı çalındığında işin ciddiyetini anlıyoruz. Anlıyoruz ama, iş işten geçmiş oluyor!

AK Partililer, Dilipak'ın sözünü ettiği "topyekün savaş"a karşı, Ergenekon kararının verildiği gün, "son bahar sıcak olacak" çığlıklarını da hesaba katarak hazırlıklı olması gerekiyor. Zira, Ustad'ın da yazdığı gibi, karşı taraf hazırlığını yapmış bile!

                                 *

28 Şubat sürecinde, bu tarz uyarılar çok yapıldı. Çiller-Erbakan ikilisi uyarıları ciddiye almadı. Güç zehirlenmesi yaşayanlar, yapılan uyarılara gülüp geçti. Oysa, karşı taraf hummalı bir çalışma içindeydi.

"Kirli sayfa" kitabımda, yaşananları tek tek anlattım o zaman. Mesut Yılmaz, milletvekili ayartırken, kameralara yakalanmıştı. Bir çok milletvekili o döneminde haysiyetine dolarla paha biçti. Direnenler ise, tehdit ve şantajla saf değiştirmek zorunda kaldı!

"Delikanlı yeni kanlı" Hasan Peker, Çiller'in en yakınındaki kişiyken, sabah uyandığında safını değiştirmişti. "Transfer çetesi" içki içirerek Peker'i DYP'den, Tansu Çiller'den uzaklaştırmışlardı.  

Rahmetli Yıldırım Aktuna'yı insanlık dışı bir şantajla çekip almışlardı. 

Çiller'in kurmaylarından Tekin Enerem bile, Yeni Günaydın'da kahve içmeye gelmişti. "Seni de kaparlar" dediğimde, bozulmuş söylene söylene kapıdan çıkmıştı. Merdiven başında onu bekliyorlarmış meğer, alıp götürdüler.

40 yıllık Enerem bile bir dakikada ANAP'lı oldu 28 Şubat sürecinde!

                             *

AK Parti ve Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak isteyenlerin de hedefi bu. Abdurrahman Dilipak, "AK Parti'de gel denildiğinde gidecek 50 kişi"den söz ediyor. Teklif alan bazılarıyla konuşmuş, kullanılmaya elverişli olduklarını anlatmış, iş başındaki çetenin bu kişilerin zaafiyetinden faydalandığını hatırlatmış!

İpin ucu kaçmasın!

Bırakın teklif alanları, siyasi geleceğini garantiye almak isteyen ne çok kişi "beni de alın" diye yanup tutuşuyor biliyor musunuz?

Bakanlık beklentisi olanlar...

AK Parti'de üçüncü dönem sorunu yaşayanlar...

Ve yan gelip yatanlar...

Tayyip Erdoğan ve AK Parti'den kurtuluşun reçetesini yazanlar, Dilipak'ın da yazdığı gibi bu kişilerle temasta. İlk etapta 50 kişi... Bir iki sendeleme, birazcık Gezi benzeri eylemler, yaşanacak karışıklıklar ve giden 50 kişinin yolunu izleyen birkaç kişi daha. 

 Ve tabii ki...

Abdurrahman Dilipak'ın dile getirdiği başka unsurlar...

"Yok canım" demesin hiç kimse!

Şu sıralar herkesin elinde hesap makinası var...

Çarpıyorlar, topluyorlar, çıkarıyorlar...

İstekler var, beklentiler var,  yaklaşan seçim süreci önesinde çağrılar yapılıyor. Buna karşı, direniş var, Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AK Parti'nin aktörleri taviz vermiyor. Hal böyle olunca, zıtlaşma artıyor, cepheler ayrışıyor, taraflar kutuplaşıyor. Kılıçlar epeydir çekildi, aleni çatışmalar başladı başlayacak.

Abdurrahman Dilipak'ın  yazısına bir kez daha göz atın. Benim yazdıklarımı da altına koyun. 

Hesap ortada değil mi?

Ben o hesabı gördüm ve uyarmak istedim.

Şimdi isteyen istediği kadar, Dilipak'ın yazdıklarına gülebilir.

İyi bayramlar...