AK Parti kurucularından ve 24 Haziran'daki genel seçimlerde CHP Konya milletvekili adayı Abdüllatif Şener, gündeme dair çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Şener, ''Yanlış bir siyaset tarzı ve politikalar ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan felaketin eşiğine, arifesine getirdi" dedi.
Abone olAK Parti kurucularından ve 24 Haziran'daki genel seçimlerde CHP Konya milletvekili adayı Abdüllatif Şener, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
"Erdoğan kaybederse rahatlama olacak. Hiçbir girişimci kendisini tehdit altında algılamayacak" ifadesini kullanan Şener, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili "Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan'ın seçimi kazanması kriz demektir" dedi.
Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde Maliye Bakanı, Tayyip Erdoğan döneminde de Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevinde bulunan, 24 Haziran seçiminde de CHP Konya milletvekili adayı gösterilen Abdüllatif Şener, “Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Erdoğan'ın seçimi kazanması kriz demektir. Krizin derinleşmesi demektir. Türkiye'nin normalleşmesi için değişime ihtiyacı var” dedi. Son milletvekili seçiminde AK Parti'nin yüzde 75, CHP'nin ise yüzde 9 oy aldığı Konya'dan aday gösterilen Şener, adaylık sürecini, niçin CHP'den aday olduğunu, nasıl aday gösterildiğini ve ekonomideki gidişatı Sözcü'den Saygı Öztürk'e anlattı. Abdüllatif Şener açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:
FELAKETİN EŞİĞİNDEYİZ: AKP'den 11 yıl önce istifa ettim ama siyasetten kopmadım. Siyasi görüşlerimi kamuoyuyla paylaşarak bir anlamda aktif siyasetin içindeyim. Sürekli vurguladığım gibi mevcut iktidar yapısı, ülkemize ve insanlarımıza büyük zararı dokundu. Yanlış bir siyaset tarzı ve politikalar ülkeyi ekonomik, sosyal ve siyasal açıdan felaketin eşiğine, arifesine getirdi. Bunda, en büyük etkenlerden biri kurulduğu günden itibaren AKP'nin sürekli iktidarda olması, hiç muhalefet yüzü görmemesidir.
EKONOMİ SÜREKLİ BORÇLANDI: “Bir kere Türkiye'nin döviz yükümlülükleri, cari açığı var. Onu karşılayacak uzun vadeli politikaların uygulanıyor olması gerekirdi. Bunun en temel yolu, ihracatı artırmaktan geçer. İleri teknoloji ürünlerini ihraç eden bir ülke haline Türkiye'yi dönüştürmekten geçer. Ama maalesef, iktidar 16 yıldır, dünyada bilinen bir tek marka üretemedi. Türkiye'deki 10 en büyük markanın (bunların 6'sı da banka) marka değeri 26 milyar dolardır. Ama Nike ayakkabı markasının marka değeri 28 milyar dolardır. Bu haliyle cari açığı kapatmak için ekonomi sürekli borçlanmak zorunda kaldı ama yapısal olarak sorunu çözülmüyor.”
TÜRKİYE TEPE ÜSTÜ GİDİYOR: “Piyasayı geren iktidarın yapısı. Türkiye tepe üstü gidiyor. Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını kazanması halinde yasama, yürütme, yargı, sivil toplum kuruluşları ve medya yine tek kişinin tahakkümünde olacak. İşte bu algı dövizi yükseltiyor. İnsanların mülkiyet, girişim hakkına müdahale yoktu. İşadamları mülkiyet hakkının tehdit altında olduğuna inanıyor. Bu durum, yabancı sermaye girişini engelliyor. Seçim sonrası, Erdoğan dışında bir cumhurbaşkanı adayının kazanması halinde ister istemez rahatlama olacak. Hiçbir girişimci ve yabancı sermaye kendisini tehdit altında algılamayacak.”
RANTA DAYALI BİR EKONOMİ SİSTEMİ VAR: Ekonomi konusunda uzman olan Şener iktidarı şöyle eleştirdi: “Ranta dayalı bir ekonomik model kurmuşlar. Yolsuzlukların konuşulamıyor olması cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk dönemini yaşadığımızın kanıtıdır. Siyaset, yandaş işadamlarıyla dirsek temasında. Ülke kaynakları yağmalanıyor. Yatırım yapmak, üretim yapmak, dünya ile rekabet etmek ülkemizde zor hale geldi. Onun yerine siyasetçilerle dirsek temasına girerek bire bin, bire 5 bin kazanmak daha cazip oldu. Böyle bir ekonomi, dış açığımızı zaten kapatamaz. Bu zihniyet değişmeden cari açık kapanmaz, sıkışıklıklar sadece dış borçları artırır. Bu sarmalla ekonomiyi idare edeceğini sanan iktidar, koltuğu terk etmediği sürece bu ülkede yaşayan herkes refah payının azaldığını, işyerinin kapandığını, ekmek teknesini kaybettiğini görecektir.”
HER ŞEY CHP'NİN LEHİNE: Abdüllatif Şener, “Genel olarak 24 Haziran'a doğru ülkedeki siyasi, sosyal, ekonomik gelişmelere baktığımızda her şey iktidarın aleyhine, her şey özellikle CHP'nin lehine” dedi. Şener, Seçime, her şeyden önce bir krizle giriyoruz. 16 yıllık iktidarın daha döviz kurlarını dengeleyecek bir yapılanmaya ekonomiyi geçirememiş olması ne kadar başarısız olduğunu açıkça gösteriyor" değerlendirmesini yaptı.
ADAY OLMAYI BEN İSTEDİM: Başarılı bir seçim çalışması yapacağız. Konya'da, en iyi sonucu alacağımızı düşünüyorum” diyen Abdüllatif Şener, CHP'den nasıl aday olduğunu da şöyle anlattı:
“Bu yapının bir an önce değişime uğraması Türkiye'nin bir numaralı ihtiyacıdır. Onun için 24 Haziran'da yapılacak seçim önemlidir. Bu dönüm noktasında, anlamlı bir rol üstlenmeyi görev olarak gördüm. Adaylık talebimi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na ilettim. Parti kurulları da Konya 1. sıra adaylığı olarak kullandı. İl tercihi, tamamen genel merkezin takdiridir. Ben zaten görev insanıyım. CHP seçmeninin beni nasıl karşıladığı merak ediliyor. Öteden beri muhalefet yapabilen medyada görüşlerimi, düşüncelerimi yıllardır kamuoyuyla paylaşmaktayım.”
KENDİLERİNDEN GİBİ…: Her zaman bana en büyük ilgiyi gösterenler CHP seçmenleriydi. Bir partinin seçmenlerinin öylesine yoğun ilgisi, Türkiye'nin her tarafındaki CHP örgütlerini de etkileyecek bir durumdur. Tabii sadece yaptığım muhalif siyaseti halk değil, CHP örgütleri de izliyordu. Zaten öteden beri beni kendilerinden birisi olarak görmüşlerdir. Konya'dan milletvekili adaylığım açıklandığında bunu Konya'daki il ve ilçe örgütlerinde görevli olan herkes bir kazanım olarak gördü. Bir an önce seçim çalışmalarıyla yüz yüze ve kişisel tanışıklıklarla da Konya CHP örgütüyle kaynaşacağız. Ankara'da adaylar ve il başkanlarıyla yapılacak toplantıdan sonra seçim bölgeme gideceğim.”