Hayrunnisa Gül, "Son gelişmeler nedeniyle eşimin üzüldüğünü hissediyorum. Onun üzülmesine kıyamam" diyor.
Abone olAdı "hayırlı kadın" anlamına gelen Hayrunnisa Hanım basına çok konu oldu. Ona "ürkek serçe" diyenler de oldu, Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne verdiği için kızanlar da. Biz bu röportajı Siirt seçimlerinden 4 gün önce yaptık. Seçimlerden sonra, büyük olasılıkla Tayyip Erdoğan Meclis'e girecek, kısa bir süre sonra da başbakan olacak. Abdullah Gül başbakanlıktan ayrılacak, Hayrunnisa Hanım'dan da başbakan eşi olarak bahsedilmeyecek. Hayrunnisa Hanım, Dışişleri Konutu'ndaki sohbetimizde; aile hayatlarından son siyasi gelişmelere bir çok konudaki sorularımızı yanıtladı. * Eşinizin başbakan olması aile yaşantınızı nasıl etkiledi? Çok az görüyor çocukları. Başbakan olmadan önce de çok yoğundu ve şöyle bir karar almıştık: Gece geç de gelse çocukları görmek için kahvaltıya kalkıyor, sonra yatıyordu. Bugünlerde ise bu da mümkün olmuyor. Geçen bir akşam eve gelecekti. Ben çouklara "Babanız yemekte olacak" diye haber verdim. Küçük oğlum "Babam gelse bile aklı bizle olmayacak, sürekli telefon çalacak, ne olacak ki gelse" dedi. * Eşinizin şanssız bir dönemde başbakan olduğunu düşünüyor musunuz? Asla öyle düşünmüyorum. Eşim ve arkadaşları çalışmak için göreve geldi. Sorunları biliyorlardı. Zor günler atlatılacak. * Abdullah Bey nasıl bugünlerde? Stresi size yansıyor mu? Son günlerde çok üzüldüğünü hissediyorum. Üzülmesine hiç kıyamam. Üzülmesine üzülüyorum. Çok çalışıyor. Tüm bunları bizim için angarya görmüyorum. Ona moral veriyorum. * Tayyip Bey başbakan olacak. Abdullah Bey'in görevi değişecek. Siz Dışişleri Konutu'nu seçip Başbakanlık Konutu'na yerleşmeyerek geleceği mi düşündünüz? Başbakanlık Konutu'nun eksikleri çoktu. Dışişleri Konutu'nu o an için daha uygun olduğundan seçtik. Burada her akşam heyetler oluyor. 04.00'e kadar gelen giden olabiliyor. Tayyip Bey konusunda ise yaşayıp göreceğiz. Eşimin görevinin ne olacağını bilemem. Her ne görev olursa olsun eşimin en iyi şekilde yapacağını biliyorum. * Eşinizin başbakan olmasıyla ne değişti ülkede? Bir kere başbakanlığa dinamizm geldi. Tempo arttı. Var gücüyle çalışıyor. Sıkıntılar elbet olacak. * Sizce neden kadınlar erkekler kadar siyasetin içinde olamıyor? Siyasetçinin aile hayatını sürdürebilmesi, arkasında kendisine sürekli destek olan, çocuklarla ilgilenen bir eşin varlığıyla mümkün. Kadınlar gün geçtikçe daha fazla challenging (yoğun gayret gerektiren) işlere yöneliyorlar. Pek çok uluslararası şirketin yönetim kademelerinde daha fazla kadın var. Giyinmeye çok meraklıyımdır * Eşiniz başbakan olduktan sonra protokol dersleri aldınız mı? Eşim bir gün kalktığımızda başbakan olmadı. Daha önce bakanlık yaptı. Dünya Kalkınma Bankası'ndayken diplomat gibiydik. Yıllardır protokolün içinde yaşıyoruz. * İngilizce dersleri alıyor musunuz? 8-9 yıl yurt dışında yaşadık, istersem başka bir dile merak sarıp öğrenebilirim ama başbakan eşi oldum diye İngilizce dersi aldığım yalan. * Şık olup olmadığınız sorgulanıyor. Şimdiye kadar giyinmeyen insanlar değildik. Daha önce nasıl giyiniyorsam öyle giyiniyorum. * Bir modacı size yardımcı oluyor mu? Kendim tasarlıyorum kıyafetlerimi. Yardımcı olan firmalar da var. Terzim de var. Ben giyinmeye meraklıyımdır. * Abdullah Bey'in kıyafetlerini hala siz mi seçiyorsunuz? Evet. Onun hayatını kolaylaştırmak için ben seçiyorum. * Siz eşinize destek vermek için kapı kapı dolaşıp ev toplantıları yapmadınız mı? Eşim siyasete atıldığında çocuklarım çok küçüktü. Ben o dönemde fırsat bulamadım. Ben çocukların tüm sorumluluğunu üstlendim, ikisi üniversitede okuyor, hepsiyle gurur duyuyorum. Bazı politikacı çocukları ziyan oluyor. Ben böyle olmasın diye çok özen gösterdim. * Kadınlar Günü'nde kadınlara ne söylemek istersiniz? Hiçbir kadın hayatını başladığı seviyede sürdürmek zorunda değildir. Ben kadının toplumu ileriye götüren temel unsur olduğuna inanıyorum. Bütün kadınların Kadınlar Günü'nü kutluyorum. Kaynak: Vatan Gazetesi