ABD ve Rusya arasında gerginlik devam ederken Trump'ın açıklamalarını Twitter üzerinden yapması tepkiye neden oldu. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuyla ilgili Twitter üzerinden en hassas meselelerin paylaşılması, tehditlerin yapılması, dünyanın ileri ülkelerinin bu hassasiyeti göstermeyecek bir duyarsızlıkta olmaları... Bunlar doğrusu akılalmaz gelişmeler, hiç olmaması gereken şeyler." dedi.
Abone ol11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, otokratik, şovenist söylemlerin bütün dünya siyasetine hakim olduğunu görmek, gerçekten çok tedirgin edici ve çok üzücü. Twitter üzerinden en hassas meselelerin paylaşılması, tehditlerin yapılması, dünyanın ileri ülkelerinin bu hassasiyeti göstermeyecek bir duyarsızlıkta olmaları... Bunlar doğrusu akılalmaz gelişmeler, hiç olmaması gereken şeyler." dedi.
Gül, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen "21. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nin "Cumhurbaşkanları Oturumu"ndaki konuşmasında teknoloji ve politikanın bu günlerde çok konuşulan konulardan olduğunu söyledi.
"Her şeyin çok hızlı geliştiği bir çağda yaşıyoruz." diyen Gül, "O kadar süratli ki çelişkileri yaşamak, tezatları yaşamak, şokları yaşamak kaçınılmaz. Hayallerimiz, rüyalar birdenbire gerçekleşiyor. Belki yarın, bugün düşünemediğimiz şeyler gerçekleşecek, bütün bunlar kısa bir dönem içinde olunca tabi ki artılarıyla birlikte bir sürü negatifleri de ortaya çıkıyor. Dijital teknoloji çağındayız, sınır tanımaz bir gelişme içerisinde düne kadar smart cihazlardan bahsediyorduk, bugün yapay zekadan bahsetmeye başladık. Bütün bunlar doğrusu gündelik hayatın bir parçası haline gelirken, inanılmaz problemler de ortaya çıkıyor." diye konuştu.
Abdullah Gül, şunları kaydetti: "Bu konuları yakından takip edenler bilir, kuantum bilgisayarları üzerine laboratuvarlarda büyük çalışmalar var onlar hayatın içine, uygulamaya girdiğinde onların süratlarını tahayyül bile edemiyoruz. Dolayısıyla bütün bunlar gerçekten de başarı muhakkak ki inanılmaz tahayyüllerin gerçekleşmesi ama diğer taraftan da büyük etik problemleri, korkuları, endişeleri de ortaya çıkartıyor.
BAZI ŞEYLER YASAKLANMALI DİYORLAR
Onun için birçok filozof, birçok din adamı insanların da dikkatini çekiyorlar ve 'Bazı şeyler şimdiden yasaklanmalı bazı şeyler de olmamalı' diyorlar. Bütün bunlar olurken, bir taraftan teknolojik gelişme ama bunlar hukuku, politikayı ilgilendiriyor ve toplumların sorumluluğunu üstlenen kişiler de gelecek nesillerini böyle bir dünyaya hazırlamaktan da sorumlu oluyor. Yeni nesilleri hazırlayacak politikaları geliştirmezsek, o zaman gelecekte büyük şoklarla karşı karşıya kalırız. Şimdi bunlarla ilgili bilim dergilerinde çok yazılar yazılıyordu ama artık bunlar popüler dergilerde de manşetler oluyor, hepimizin daha çok dikkat ettiği mevzular oluyor."
RADİKAL AKIMLAR ORTAYA ÇIKIYOR
Bütün bu gelişmeler olurken iki şeyi öne çıkarmak istediğini belirten Gül, "Birincisi bu teknoloji... Öyle bir ortam oluştu ki özellikle enformasyon teknolojisi IT dediğimiz şey her şeyi şeffaf yaptı. Hiç kimse artık kafasını kuma gömmüş olamaz. Herkes her şeyi takip edebilir hale geldi. Dolayısıyla dünyanın her köşesinden başka köşesini takip ediyorlar. Böyle olunca fakirler zenginliği, zenginler fakirliği görüyor, her gün acı çekenleri görüyor ve bunun neticesinde ortaya güzel şeyler, örnekler, güzellikleri örnek alan davranışlar çıkarken, bir taraftan da öfke, hınç, radikal akımlar da ortaya çıkıyor.
BÜYÜK İSTİHDAM PROBLEMLERİ ORTAYA ÇIKACAK
İkinci bir şey, teknoloji ilk ortaya çıkıp da makinaların uygulanmaya başlaması, emek yoğundan makine yoğuna geçince zaten büyük işsizlikler o zaman oldu ama onlar kaçınılmazdı. Makinadan robota, robottan bilgisayarlara oradan şimdi yapay zekanın yönettiği fabrikalara geçilmeye başlanırsa o zaman ortaya iki şey çıkacak; biri işsizlik. Bu istihdam meselesi müthiş bir şey. Devletleri yönetenler, geleceği, problemleri görerek tedbir alması gerekir. Büyük istihdam problemleri ortaya çıkacak, büyük işsizlik çıkacak." ifadelerini kullandı.
Gelişmiş ülkelerdeki meseleler ile gelişmekte olan ülkelerin problemlerinin ayrı olduğunu aktaran Gül, ama neticede işsizliğin kaçınılmaz bir şekilde her iki yerde de ortaya çıktığını söyledi.
BUNLAR GELECEKTE EN BÜYÜK SORUNLAR OLACAK
Gül, gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan işsizlik karşısında, çalışsa da çalışmasa da mecburi herkese bir maaş ödeme gibi bir durum söz konusuyken, bu durumun gelişmekte olan ülkeler için büyük sorunlar ortaya çıkardığını dile getirerek, "Okumuş, tahsilli insanlarda, üniversite mezunlarında çok büyük işsizlik oranları çıkıyor. Bunlar gelecekte hepimizin, ülkeleri yönetenlerin ilgileneceği en büyük sorunlar olacak. İkinci bir mesele tabi şu olmuş oluyor, bir taraftan bu teknolojiler kullanılırken, maliyetler düşüyor, inanılmaz üretim hacimlerine ulaşılıyor ve bu istihdam problemleri ortaya çıkarılırken başka bir şey de gelir dağılımında ortaya çıkıyor. Çok büyük bir gelir dağılımı adaletsizlikleri bunlar da önümüzdeki dönemlerin yine en büyük meselesi olacak." diye konuştu.
DELİR DAĞILIMDAKİ EŞİTSİZLİK BÜYÜK BİR SORUN
Gelir dağılımındaki eşitsizliğin büyük bir mesele olarak ortaya çıktığını vurgulayan Gül, teknolojinin reel ekonomiden ziyade para piyasasına kazandırdığı hızın, ülkeler arasındaki gelir dağılımındaki eşitsizliği bozarken, ülkelerin kendi içerisinde gelir dağılımında adaletsizliğe sebep olduğunu anlattı.
Gül, söz konusu sıkıntıların sonucunda popülizm, ırkçı, sağcı, aşırı dinci, siyasi, radikal oluşumların tehdit olarak ortaya çıktığını ve bunları hazırlayan nedenlerin de işsizlik, adaletsizlik ve bunlarda katkısı olan teknoloji olarak görüldüğünü kaydetti.
TEDBİR ALMAK KAÇINILMAZ
Sorunlara karşı tedbir almanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Gül, şöyle konuştu: "Gelecekte nüfusu, yeni nesilleri mutlu yapmak ve refah içinde tutmak için sorumluluk taşıyanlar devletleri yönetenlerdir. Geleceği yönlendirmek, gelecekle ilgili konuşmak, realist, gerçekçi; retorikten, hamasetten uzak, gerçekleri görüp buna karşı enerji yoğun bir şekilde buraya fokus etmek ve bu konuda bilinci uyandırmak gerekiyor. Yoksa biz bunlarla karşı karşıya kaldığımızda ne yapacağımızı bilemeyiz. Bu açıdan ülkelerin iyi yönetilmesi gerekiyor. İyi yönetişim olarak tarif ettiğimiz şekilde yönetilirse ülkeler, bütün bu tedbirler aracılığıyla problemlerle iyi başa çıkılabilir.
KAVGALAR ALIR BAŞINI GİDER
Katılımcı ve temsili özelliklerinin en iyi şekilde yansıyacağı güçlü demokrasiler, hukukun üstünlüğüne dayalı rejimler, kuvvetler ayrılığının ülkelerde gerçekleştirilmesi, bütün temel insan haklarının, inanç, fikir, özgürlüklerinin en yüksek standartlarda geçerli olması, yönetimlerin açık, şeffaf, hesap verebilir özelliklerinin gayet yüksek standartlarda olması ve liyakata dayalı görevlendirmelerin yapılması muhakkak ki o ülkeleri bütün bu problemlerle başa çıkmakta çok daha güçlü yapacaktır. Tabii ki diğer problemlerde de böyle olacaktır. Bunları yapmayan ülkeler veya bunlarda gerileyen ülkeler enerjilerini boşa harcarlar, zamanları boşa geçer, ülkeler arasında duvarlar örülmeye başlar. Bu duvarlar örülmeye başlayınca da retorik, hamaset, ülkeler ve bölgeler arasında huzursuzluklar, kavgalar alır başını gider. "
BUNLAR AKILALMAZ GELİŞMELER
Gül, "Ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, otokratik, şovenist söylemlerin bütün dünya siyasetine hakim olduğunu görmek, gerçekten çok tedirgin edici ve çok üzücü. Twitter üzerinden en hassas meselelerin paylaşılması, tehditlerin yapılması, dünyanın ileri ülkelerinin bu hassasiyeti göstermeyecek bir duyarsızlıkta olmaları... Bunlar doğrusu akılalmaz gelişmeler, hiç olmaması gereken şeyler." değerlendirmesinde bulundu.
KORKUNÇ BİR MANZARA ORTAYA ÇIKIYOR
Barış ortamının bozulması, ülkeler arasındaki güvenin tamamen gitmesi, dayanışma ve iş birliğinden uzaklaşmanın çatışma ortamlarını getireceğine dikkati çeken Gül, "Çatışma ortamları eski dünyada olduğu gibi netice de vermeyecek. Nükleeri enerji olarak kullanırsanız her tarafı aydınlatırsınız ama nükleeri silah olarak kullandığınızda bütün yaptıklarınızı yok edeceğinizi düşündüğünüzde o zaman çok korkunç manzara ortaya çıkıyor. Dolayısıyla teknolojinin nasıl kullanılacağı, nasıl yönlendirileceği yine politikalarla ilgili bir konu." dedi.
TROL MERKEZLERİ KURULDU
Abdullah Gül, soğuk savaş döneminde casusların karşılıklı olarak birbirini takip ederken, bugünkü soğuk savaş döneminde teknolojinin psikolojik savaş yöntemiyle yıkıcı olabildiğine şahit olunduğunu anlatırken, "Trol merkezlerinin kurulduğunu, binlerce insanın buralarda nasıl çalıştığını ve nasıl mesajlarla bütün dünyayı boğduğunu, seçimlere nasıl müdahale edildiğini, radikal akımların nasıl desteklenip, ülkelerin nasıl zayıflatıldığını yaşıyoruz. Pozitif gündemde mi negatif gündemde mi ülkeler ilerleyecek? Teknoloji pozitif istikamette giderse, bütün bunlar insanlığın hayrına olacaktır. Negatif istikamette giderse bütün bunlar insanlığı yıkan, acı çektiren, dehşete düşüren, fakirliği daha da artıran neticeler getirecektir." diye konuştu.