BIST 9.368
DOLAR 34,51
EURO 36,19
ALTIN 2.962,59
HABER /  GÜNCEL

Abdullah Gül'den Anayasa Mahkemesi çıkışı! 'Işıkla yanıyor' paylaşımı yanlış ama...

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım'ın ortalığı karıştıran 'ışıklar yanıyor' paylaşımının çok yanlış olduğunu söyleyip ekledi: "Anayasa Mahkemesi'nin özgürlükçü kararlarına 'evet' diyen üyeleri saldırı altında, hayretle karşılıyorum!"

Abone ol

Türkiye son günlerde Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım'ın 'darbe iması" içeren "Işıklar yanıyor" paylaşımını ve MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılmalı" çıkışını tartışıyor. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de tartışmalara katıldı. "Anayasa Mahkemesi'nin özgürlükçü kararlarına 'evet' diyen üyeleri saldırı altında, hayretle karşılıyorum!" diyen Abdullah Gül, "Yüksek yargı mensuplarının, devletin yüksek kademelerinde görevli memurların siyasi görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum" ifadelerini kullandı. İşte Abdullah Gül'ün T24'ten Murat Sabuncu'ya yaptığı o açıklamadan bazı satır başları...

Militan bir laiklik anlayışında yasakçı bir AYM vardı

- Yasakçı bir Anayasa Mahkemesi vardı Türkiye'nin. Partileri kapatan, insan hakları standartlarını adeta bir üçüncü dünya ülkesine yakışır şekilde tutan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni hiç kaale almayan, dikkate almayan bir Anayasa Mahkemesi vardı. Fikir özgürlüğü, vicdan özgürlüğü çok daralıyordu. Çok militan bir laiklik anlayışından dolayı 20 yaşındaki kız çocuklarına başörtüsüyle üniversiteye girmeyi yasak etmişti, yayınladığı, aldığı içtihat kararlarıyla.

AK Parti bir oyla kapatılmaktan kurtuldu

Böyle bir mahkeme benim iki partimi de kapattı. AK Parti iktidardayken, çoğunluğu varken bir oyla kapatılmaktan kurtuldu. Yani Tayyip Bey, birçok önemli insan yasaklı hale gelmekten bir oyla kurtuldu. O zamanki Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın bile kıymeti bilinmedi. Bir oyla AK Parti kapatılmaktan kurtuldu, böyle bir Anayasa Mahkemesi vardı.

AYM Özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor

- O zamanki Anayasa Mahkemesi'yle bugünkü Anayasa Mahkemesi'ni karşılaştırdığımızda, bugünkü özgürlükçü davranıyor diye hücum ediliyor. Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatlarıyla karar veriyor diye üstüne gidiliyor ve Anayasa Mahkemesi'ne hücum ediliyor. AYM'nin bütün özgürlükçü kararlarına ‘evet' diyen üyeleri saldırı altında. Anayasa Mahkemesi Başkanı bütün kararlarda gayet istikrarlı bir şekilde özgürlükçü durmuş. (...) Olayları özgürlükçü değerlendiriyorlar diye AYM'yi bugün yerden yere vurmayı hayretle karşılıyorum açıkçası.

Mahkemede çoğunluk benim atadığım üyeler

- Mahkemenin çoğunluğuna baktığınızda, benim atadıklarım var, Tayyip Bey'in atadıkları var. Ayrıca AYM ülke için sigorta. Şu açıdan sigorta, yürütme, idare, hükümetler yanlışlar yapabilirler. Bazen çok öfkeyle hareket edebilirler. Ama olay soğuduktan sonra bunun Anayasa Mahkemesi gibi bir mahkeme tarafından düzeltilmesi hükümetlerin de işine gelir. Dolayısıyla bu kıymeti bilmek lazım.

Biz de tenkit ettik ama böyle saldırmadık

- Bizim partimiz kapatıldı, benim Cumhurbaşkanlığı'mla ilgili malum kararlar alındı, tenkit ettik ama bu kadar, böyle saldırmadık açıkçası. Bunu çok üzücü olarak görüyorum. Bu mahkemenin vazifeleri, görevleriyle ilgili 146. Madde bizim zamanımızda çıktı, yani AK Parti hükümeti bu maddeyi hazırladı, Meclis'e getirdi. Ben de Cumhurbaşkanı olarak Meclis'ten geçince, referanduma gönderdim. Neye itiraz ediliyor. 

Eski Genelkurmay Başkanı bireysel başvuru ile hapisten çıkmadı mı?

Bireysel başvuru hakkıyla hepimiz övündük, bunu Anayasa'ya biz kolduk. Bu Anayasa Mahkemesi Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisini çözdü. Vaktiyle genelkurmay başkanından birçok subaylara, birçok profesör, birçok gazeteci, Silivri'den, Ankara'daki Sincan'dan eğer çıktılarsa, bundan çıkış yolunu AYM sağladı. (...) Şimdi bunları AK Parti vaktiyle yaptı, bunlarla övünüyorduk. Şimdi ne oldu da Anayasadaki görevleri yapan Anayasa Mahkemesi'nin üyelerine hücum ediliyor. 

"Yüksek yargı üyesi görüşlerini sosyal medyadan paylaşmaz"

- Yüksek yargı mensuplarının veya herhangi bir hâkimin siyasi görüşlerini, polemikli görüşlerini sosyal medya vasıtasıyla paylaşmasını çok yanlış bulurum. Buna çok yüksek seviyedeki devlet görevlilerini de eklerim. Devletin yüksek kademelerinde görevli memurların, hakimlerin, savcıların, bunları asla yapmaması lazım. Ama burada gördüğüm kadarıyla özgürlükçü zihniyete saldırılıyor. Bunu çok yanlış buluyorum.

"Kaosa fırsat vermemek gerekir"

- Anayasa Mahkemesi'nin kararına hoşlanmadığınız bir karardan dolayı uymazsanız yarın başka biri başka bir sebepten uymaz. Siz birgün bu kararı tanımazsanız yarın başka birisi başka bir kararı tanımaz. Kaosa fırsat vermemek gerekir. Yanlış bir gelişme. Bu tartışmaları üzüntüyle karşılıyorum. Televizyonlara baktığımda tartışırken hiç kimse yasakçı özgürlükçü ekseni koymuyor. Kimini ben atamışım kimini Tayyip Bey atamış; bunlar konuşuluyor. 

Böyle yasakçı zihniyet içinde olmayı yadırgıyorum

- Böyle bir yasakçı zihniyet arayışı içinde olmayı çok yadırgıyorum. Türkiye böyle mi olacaktı? Biz Avrupa halkının tattığı özgürlükleri Türk halkı da yaşasın, tatsın diye uğraşmadık mı? Avrupa halkından daha mı az hürriyeti olsun Türk halkının. (...) Anayasa Mahkemesi normal hukuk düzeni içinde temyiz mahkemesi değil ama AYM en üst yargı organı. AYM'nin üstünlüğü tartışma götürmez.

En az itibar kaybeden kurum

- AYM son yıllarda en az itibar kaybeden kurum açıkçası. Bunun kıymetini hükümetin bilmesi lazım. Hükümet bazen öfke ile hareket edebilir, bazen şartlar öyle gerektirir, bazı yanlışları yapabilir siyasetin doğasında olan bir şeyler ama olaylar soğuduğunda bütün bunları düzeltecek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre düzeltecek bir mahkemenin olması hükümetin de çıkarınadır. Anayasa Mahkemesi'nin itibarı hükümetin de Türkiye'nin de itibarıdır.