Hüseyin Yayman, "Abdullah Gül yeni parti kuracak " dedikoduları üzerine bir yazı kaleme aldı.
Abone olVatan si yazarı Hüseyin Yayman Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "yeni parti kuracağı" iddialarını yazdı.
Abdullah Gül ve Başbakan arasında siyasi görüş farkı bulunmadıüını savunan Yayman'a göre iki siyasi arasındaki tek fark yorum farkı.
Yani parti kuracak dedikodularını çıkaranların Abdullah Gül'ü sevmediğini, Tayyip Erdoğan'dan nefret ettiğini söyleyen Yayman'a göre asıl amaç AK Parti'yi bölmek.
İşte Yayman'ın o yazısı...
İNSAN HAYRET EDİYOR
Cumhurbaşkanı Gül hakkında yapılan yorumlara bakınca insan hayret ediyor. 18 Nisan’da söylediği “Bugünkü şartlar çerçevesinde gelecekle ilgili siyaset planım yok” cümlesi üzerinden siyaseti bıraktıranlar, şimdi ‘Millete hizmete devam edeceğim’ sözü üzerinden onu siyasete sokuyor. Hemen söyleyelim ikisi de doğru değil.
Aynı isimler, üç ay geçmeden tam tersi yorumları yapıyorlar. Ortada büyük bir paradoks var. Abdullah Gül, siyaseti bıraktı mı, yeni dönemin başbakanı mı? Gül, aynı anda bu iki eylemi nasıl yapabiliyor? Ayrıca her altı ayda Abdullah Gül’e parti kurduruyorlar. Çıkan haberlere bakılırsa Gül’ün beş partisi oldu. Tamam da, bahsedilen partiler nerede?
AMAÇ AK PARTİ'Yİ BÖLMEK
Meselenin aslı şu, yarım asra varan MSP, RP, on üç yıllık AK Parti pratiğine rağmen basın bu hareketi tanımıyor. Karar alma süreçleri, aktörler ve pratik üzerinden analiz yapamıyor. Temenniler, tahlillerin önüne geçiyor. Gül ile Erdoğan arasındaki ‘davadaşlığı’ konjonktürel bir ilişki olarak okuyanlar yanılıyorlar. Burada farklı bir hesabın olduğunu belirtmek lazım. AK Parti iktidar olduğu günden itibaren onu göndermek için her türlü yönteme başvuranlar şimdi partiyi içerden çatlatmak istiyorlar.
Ellerinde ‘partiyi bölme’ aparatı kaldı. Esas maksat Gül sevgisi değil, Erdoğan nefreti. Erdoğan ve Gül’ün seçili cümlelerini alıp, bunun üzerinden bir ayrışma yaratılmaya çalışılıyor. Gül ile Erdoğan hangi konuda ayrı düşünüyorlar sorusunu sorduğunuzda ise tutarlı bir cevap veremiyorlar.
GÜL VE ERDOĞAN ARASINDA SİYASET FARKI YOK
Kürt sorununda çözümün startını Abdullah Gül verdi. AB süreci onun Dışişleri Bakanlığı döneminde rayına oturdu. Kalkınma politikalarına itirazını duymadık. Bu konularda Erdoğan ile Gül aynı politikaları savunuyorlar. Paralel yapı konusunda Gül, Erdoğan’dan daha şahin. Paralel yapı meselesinde MGK kararı ve Gül’ün imzası var. Yani söylendiği gibi Gül ile Erdoğan arasında bir siyaset farkı yok.
Peki ne var? Üslup ve yorum farkı var. Ancak bu fark, siyaset farkı anlamına gelmiyor. Bu ayrışma üzerine hesap yapanların amacı Gül’ün siyasette bir alan açması veya sosyolojik bir talep değil, Erdoğan’ı zayıflatma stratejisine dayanıyor.
Bütün bunlar ortadayken sürekli Gül’e parti kurduruyorlar. AK Parti içinden konuştuğum önemli bir isim ‘Abdullah Gül, siyasete girmek istiyorsa ona parti lazım. O parti AK Partidir. Siyaseti bırakıp ‘bir bilen ve akil insan’ olmak istiyorsa bunun yeri karşı mahalle değil’ demek suretiyle partinin meseleye bakışını ortaya koydu.
MUHALEFETİN ALACAĞI OY KARARI ETKİLEYECEK
Gül, ne yapacağına 1991’de siyasete girerken ne yaptıysa şimdi de öyle karar verecek. Dava arkadaşı olarak gördüğü insanlarla istişare edecek. En sonunda Tayyip Erdoğan’la birlikte nihai kararını verecek. Bu karar Erdoğan’a karşı verilmiş değil, ortak karar olacak.
Ne karar vereceği kadar, ne zaman vereceği de konuşuluyor. Kurmay kadrodan aldığım bir bilgiyi paylaşayım. Henüz ortada kesinleşmiş bir durum yok. Tüm kritik kararlar 10 Ağustos’tan sonra belli olacak. Erdoğan’ın oyu % 55 olduğunda farklı, % 51 olduğunda farklı bir strateji devreye sokulacak. Tabi bir de muhalefetin durumu var. Muhalefetin alacağı oy, Erdoğan’ın kararını etkileyecek.
Abdullah Gül’ün parti kurmayacağı veya başka bir partiye gitmeyeceği kesin. Ancak AK Partiye dönüp dönmeyeceği ise dün olduğu gibi bugün de belli değil. Buna Erdoğan’la birlikte karar verecekler. Hiçkimsenin şüphesi olmasın Gül bir bölen değil, bir bilen olacak.