İngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi, Türkiye'deki krizden Erdoğan göstericileri marjinal gruplar olarak nitelerken, mesajın alındığını söyleyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün güçlenerek çıkabileceğini yazdı.
Abone olİngiltere'de yayımlanan Financial Times gazetesi, Türkiye'deki krizden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün güçlenerek çıkabileceğini yazıyor.
Yazıda, Erdoğan'ın göstericileri marjinal gruplar olarak nitelerken ve protestoların arkasında yabancı ülkelerin olduğunu söylerken Gül'ün itidal çağrısı yaptığı ve protestocuların mesajının alındığını söylediği belirtiliyor.
'Batı Erdoğan'dan daha fazlasını talep etmeli'
Times yazarı Roger Boyes, "Sakin olun, Türkiye çökmüyor" başlıklı yazısında, "Ama Batı, ülkesi Batı için yaşamsal önemde bir demokratik müttefik olarak kalacaksa Erdoğan'dan daha fazlasını talep etmeli" diyor:
"Farklı grupları bir araya getiren Jön Türkler ittifakının sultanlarına karşı ayaklanmasının üzerinden 100 yıldan fazla geçti. Ama ayaklanma hala siyasi söyleme renk katıyor ve değişim umutlarını artırıyor. Şimdi Türkler ağaçların kesilmesini önlemek için tekrar sokağa çıktılar. Ama asılda modern sultan Erdoğan'a karşı öfkeliler."
‘Erdoğan, devlet adamı gibi hareket etmeli’
Financial Times gazetesi, başyazısında Başbakan Erdoğan için "Kurban gibi davranmayı bırakıp devlet adamı gibi hareket etmeli" diyor.
Yazının bir bölümünde şu ifadeler yer alıyor:
"Türk ekonomisini modernleştirmesi, orduyu dizginlemesi, bir Müslüman demokrasisi siyasetine öncülük etmesi, Avrupa Birliği'yle üyelik müzakerelerine başlaması ve şimdi de Kürtlerle barış sürecine girmesi gibi olağanüstü başarıları var."
"Ama, Taksim Meydanı ve artık kendilerine emirler yağdırılmasına göz yummayacak binlerce kişinin verdiği mesaja kulak asmazsa bu mirası tehlikeye girecek. Erdoğan 2023'te ne kadar Atatürk'ün cumhuriyetinin cumhurbaşkanı olmak isterse istesin, arkasında bıraktığı toplumun ve demokratik kurumların haliyle değerlendirilecek."
Aynı gazetede yazan, Balyoz Davası zanlısı emekli orgeneral Çetin Doğan'ın damadı, Harvard Üniversitesi'nden Prof. Dani Rodrik ise başyazıda başarı olarak nitelenen bu unsurlara başka bir açıdan bakıyor:
Yazar, ekonomiyle ilgili olarak söylenebilecek en iyi şeyin, hükümetin büyük hatalara düşmemesi olduğunu belirtiyor ancak büyümenin sürdürülemez seviyelerdeki dış borçlanmaya dayandığını, kamu projelerinde kayırmacılık yapıldığını asker üzerindeki sivil hakimiyetin, göstermelik davalar ve sahte delillerle sağlandığını, Kürt açılımının da BDP'nin anayasa değişikliğine onay vermesini sağlamak için yapıldığını yazıyor.
Dani Rodrik, Erdoğan'ın zayıflığından en karlı Gülen hareketinin çıkabileceğini belirtiyor.
‘3 yapısal sorun’
Guardian gazetesi için bir makale kaleme alan yazar Elif Şafak, üç yapısal sorunun gerilimi tırmandırdığını belirtiyor. Yazar Türkiye'nin sağlam bir muhalefet partisi olmadığını, insanların düşüncelerini be öfkelerini kanalize edecek bir mecra bulamadığını belirtiyor.
Elif Şafak şöyle diyor:
"Cumhuriyet Halk Partisi erirken hükümet daha fazla güç ve otorite kazandı. Liyakatın ve şeffaflığın olmaması nedeniyle insanların siyasi rejime inancı azaldığı. Alkol satışına getirilen sınırlama ve Ankara metrosunda öpüşen yolcuların uyarılması gibi son uygulamalar nedeniyle insanlar hükümetin yaşam tarzlarını değiştirmeye ve toplumu yeniden şekillendirmeye çalıştığından korktular."
"Üçüncü olarak Erdoğan hükümeti ordunun rolünü tamamen askeri meselelerle sınırlamasına ve bu anlamda demokrasinin ilerlemesine katkıda bulunmasına rağmen bu ifade ve basın özgürlüğünün korunması için yeterli olmadı. Yaptıkları yorumlar nedeniyle yazarlar, sanatçılar ulusa ve dini değerlere hakaretle suçlandılar."
‘Özgürlüklere müdahale’
Guardian'ın başyazısında, Erdoğan'ın bu protestoların neden başladığına çok farklı yorumlar getirdiğin belirtilerek "Bu sorunun yanıtı için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendine bakmalı." diyor.
Protestoların çok farklı gruplardan insanları bir araya getirdiğini belirten gazete ortak paydanın Erdoğan'ın birçok kişi tarafından özgürlüklerini genişleten değil, kendilerine müdahale eden bir lider olarak görülmeye başlaması olduğunu savunuyor.
Yazı şöyle devam ediyor:
"Demokrasi seçimlerden ibaret değildir ve Erdoğan'ın bir defasında söylediği gibi amaca ulaştıracak bir araç da değildir. Kendi başına bir amaçtır. Erdoğan şimdi protestoların verdiği mesajı dinlemeli. Şimdiye kadar bunu yapmış değil"