Gazetecilerle bir araya gelen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül iyimser bir tablo çizdi. Gül, "Türkiye artık karanlık dönemi geride bıraktı" dedi.
Abone olDışişleri Bakanı Abdullah Gül, basın toplantısı düzenledi. Çeşitli meseleler hakkında gazetecilere bilgi veren Gül'ün konuşmasından satır başlıkları şöyle: Türkiye'nin izlemekte olduğu çok yönlü dış politika, bir taraftan ülkemizin önemini artırır konuma getirirken diğer taraftan kendimizi ister istemez uluslararası politikanın içinde buluyoruz. Ramazan Bayramı'nın ve Cumhuriyet Bayramı'nın yaşadık. Türkiye çok dafa farklı ve çok daha olumlu girmiştir. Bunu dışarıdan bakanlar çok daha iyi görüyorlar. Türkiye Avrupa Birliği'ne katılımcı bir ülke haline gelmiştir. Bunun siyasi artıları kısa, orta ve uzun vadede olacaktır. Gül, "ekonomideki başarılar morallerimizi düzeltti" 35 yıldan sonra ilk defa tek taraflı enflasyon rakamlarına ulaşmak, faizlerde ciddi bir gelişme sağlamak hepimizin moralini düzelten ve geleceğe iyimser bakmamıza sebep olan nedenlerdir. Bu noktaya gelmemizde AB'nin de şüphesiz bir katkısı olmuştur. AB'nin taramaları başlamıştır.28 Kasım'da kamuda alımlar faslı başlayacaktır. Birçok alanda taramalar devam edecektir. Bütün bunlar artık çok uzun sürecektir. Tüm bunlar teknik mecraında işleyecektir. Bundan sonra bizim esas vaktimizi alacak, AB'nin vaktini alacak toplantıların konusu siyasi değil teknik konular olacaktır. Irak'ta referandum yapılmıştır. Referandumun kabul edilmesiyle Anayasa devreye girmiştir. Son andaki değişiklikle Anayasa'nın değiştirilmesi 15 Aralık'ta Meclis tarafından bu anayasayı belli bir süre içerisinde değiştirebilecektir. Ümit ediyouz ki, bu anayasayla Irak'taki bütünlük sağlamlaşır. Irak'a insani yardım yapmaya devam ediyoruz. Bu sabah Kızılay ekipleri Telafer'e yola çıktı. Başbakan İbrahim Caferi'yle dün gece telefon görüşmesi yaptım. Türkiye komşularına olan hassasiyetini her alanda olduğu gibi devam ettirecektir. Suriye'yle ilgili gelişmeleri dikkatle izliyoruz. Bu konuyla ilgili BM'den karar çıktı. Suriye hassas bir dönemden geçiyor. İran'ın nükleer programı da uluslararası gündemi meşgul etmeyi sürdürmektedir. Türkiye başından beri İran'ın uluslararası atom kuruluşlarıyla yakın ilişki içerisinde olması gerektiğini söylemektedir. Ümit ediyoruz ki İran yönetimi buna cevap verecektir. Dost ve kardeş Azerbaycan'da 6 Kasım'da yapılacak seçimler uluslararası camia tarafından olduğu kadar bizim tarafımızdan da ciddiyetle takip edilmektedir. Seçimlerin şeffaf ve düzenli geçmesi Azerbaycan'ı uluslararası platformda çok daha güçlü hale getirecektir. Gerek Başkanamızın gerekse benim Körfez ve Ortadoğu ziyaretlerim devam etmiştir. Bu ziyaretlerde çeşitli anlaşmalar imzalanmıştır. Bu bölgeye önem veriyoruz. Bu bölgenin çok birikmiş likitleri var. Ümit ediyoruz ki, bundan sonra Türkiye'de körfez sermayesinin geldiği ve yatırım yaptığı bir yer olacaktır. Kıbrıs şüphesiz ki hepimizin en yakından takip ettiği bir konudur. Ne yazık ki bu problem çözülmemiştir. Geçen sene bir fırsat vardı. Bu fırsat Rum liderinin davranışı yüzünden kaçırılmıştır. Umarız ki, başta BM olmak üzere bütün dünya bu konuya önem vermesi gerektiğine inanıyoruz. KKTC Cumhurbaşkanı'nın son ABD ziyaretinin çok önemli bir gelişme olduğuna inanıyoruz. Kıbrıs'taki bütün kısıtlamaların bir an önce ve aynı anda kaldırılması bölgeye bir hareketlenme getirecektir. Biz Doğu Akdeniz'in bir işbirliğinin öne çıkarılmasına önem veriyoruz. Bu açıdan Türkiye, KKTC'ni yöneticileri herkes üzerine düşeni yapmaktadır. Bundan sonra kalıcı bir çözüm için olumlu adımlar atmaya çalışacağız. Bunlar tek taraflı olursa şüphesiz dünya kamuoyu bunu da değerlendirecektir. Katılım Ortaklığı Belgesi bildiğiniz gibi üçüncüsü yayınlanacaktır. Bu belge belli periyotlarla ortaya çıkmaktadır. 9 Kasım'da yeni İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklığı Belgesi yayınlanacaktır. Son günlerde internet sitelerinde dikkatimi çeken bir şey var. Gelibolu Yarımadası ile ilgili konular. Bu konulara tam detaylı olarak bakılmadan Bakanlığımızla ilgili birçok yazı ve yorumlar çıkmaktadır. Milli Mücadelemizin destanı olan Gelibolu Yarımadası üzerinde titrediğimiz bir mirastır. 4533 sayılı özel bir yasayla Gelibolu Yarımadası milli park ilan edilmiştir. Gelibolu Yarımadası'nda tespit edilebilen Çanakkale savaşlarına katılmış ülkelere ait şehitlikler ve kemiklikler Lozan Anlaşması çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu anlaşma sınırlı da olsa bazı ülkelere yetkiler tanınmıştır. Milletler içinde önemli olan türbe ve şehitliklerle ilgili düzenlemeleri galyet doğaldır. Nitekim Türkiye'nin de Suriye, Yemen, Ürdün, G.Kore, Macaristan, Hindistan, Malezya'dan Baltık coğrafyasına uzanan yerler bulunmaktadır. Bu tür şeyler ulusları birbirine yaklaştıran unsurlardır. Dolayısıyla bu tür söylentilerin aslı yoktur. Kanuni Sultan Süleyman heykelinin Marmaris'te yerine konulmasıyla ilgili bir tartışma var. Bakanlığımızla ilgili husus şudur. Bizden bir yazıyla görüşümüz istenmiştir. Kanuni Sultan Süleyman'ın sadece Rodos Fatih'i gibi göstermek haksızlık olacaktır. Heykelin yerine koyulması olumlu olur. Ermeni soykırımı, Türkiye AB müzakereleri içerisinde Türkiye tanıyacaktır tamamıyla tavsiye bir karardır; bağlayıcı değildir. Nitekim Ermeni meselesiyle ilgili 1987 yılından bu yana Avrupa Parlamentosu'nun aldığı pekçok tavsiye kararı vardır. Bunların hiçbir bağlayıcılığı yoktur, politik ortamda verilen kararlardır. Türkiye'nin geleceği parlak ve ümitlidir. Eski yıllarda gördüğümüz gibi Türkiye'de karanlık sahneler olmayacaktır. Demokrasinin askıya alınması gibi ara dönemler gibi sahneler yaşamayacaktır. Türkiye AB katılım sürecini başlatmış bir ülkedir. Eskiden gördüğümüz krizler olmayacaktır. Ekonomik ve yapısal reformlarla Türkiye dışarıdan ve içeriden gelecek bütün şoklara karşı dayanıklıdır. Türkiye yoluna kararlı bir şekilde devam etmektedir. SORULAR İran'ın uluslararası gündeme oturduğunu söylediniz. Ahmedinecat'ın sözlerine tüm dünya tepki koydu. Türkiye kınamadı Bizi kimse yönlendirmeye çalışmasın. Biz uluslararası camianın söylediklerine destek verdik. Bu coğrafyanın sükunete ihtiyacı vardır. Bununla ilgili açıklamalarızı yaptık. Her ülkenin gizli konuları vardır. Bunlar devlet olmanın gereğidir. Her devletin fonksiyonunda bunlar vardır. Eğer bir belgenin gizliliği kabul edilirse, bunun gazetelere servisi yapılıyorsa buna ne oluyor denmiyorsa bunun soruşturması yapılması lazımdır. Bunlar kendi mecraında gizli çalışmalardır. Ama Türkiye'de herkes kural tanımadan, menfaatleri gözetmeden hareket serbestliliği içerisinde olamaz.