BIST 10.025
DOLAR 35,20
EURO 36,73
ALTIN 2.965,92
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Abdullah Gül Başbakan olamayacak!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün partiye dönüşüyle ilgili konuştu.

Abone ol

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün AK Parti'ye geri dönüşüyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. 

Şahin, "Abdullah bey görev süresi dolduktan sonra partimize gelse bile başbakan olamayacaktır, milletvekili olmadığı için. O nedenle bu tür kırgınlıkların bizim partimizin içinde olması mümkün değildir" dedi.

Şahin, Alman Dış İstihbarat Teşkilatı'nın Türkiye'yi dinlediği yönde iddialarına ilişkin, "Der Spiegel Dergisi, Türkiye ile ilgili hayırlı rüya görmeyen bir dergidir. Ancak üzerine de ciddiyetle gitmek gerektiği kanaatindeyim" dedi.

Mehmet Ali Şahin, Karabük'te bir rezidansta kardeşi İbrahim Şahin'in oğlu Abdullah Şahin ile Emine Şahin çiftinin düğün törenine katıldı. Şahin, düğün merasimi öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

"İKTİDAR PARTİSİ BAŞBAKANSIZ KALMAZ"

Ak Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık'la ilgili olarak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun isminin geçtiğinin sorulması üzerine Şahin, genel başkanları ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanı seçildiğini, 28 Ağustos'ta yemin ederek cumhurbaşkanılığı sıfatını kazanarak yeni görevine başlayacağını söyledi. Böylece Erdoğan'ın Ak Parti Genel Başkanlığının ve Başbakanlığının düşmüş olacağını belirten Şahin, "Tabi ki iktidar partisi olan Ak Parti Genel Başkansız kalmaz. Başbakansız da kalmaz. İstişari çalışmalar devam ediyor. Önümüzdeki perşembe günü Merkez Yürütme Kurulu toplantısı olacak ve büyük bir ihtimalle de istişari sonuçlarını genel başkanımız, başbakanımızın ve cumhurbaşkanımızın riyasetinde orada değerlendireceğiz. Bir arkadaşımız bu görevi üstlenmiş olacak. O her kim olursa olsun Ak Partililer olarak bizim genel başkanımızdır, başbakanlığı da üstleneceği için bizimde başbakanımızdır. Bizde herhangi bir sorun yok" dedi.

"ABDULLAH GÜL BAŞBAKAN OLAMAYACAK"

"Ahmet Davutoğlu'nun istişareler sonucu Başbakanlık ve Genel Başkanlık için isminin çıkmasında partide bir kırgınlık olur mu" sorusu üzerine Şahin, şöyle dedi:

"Ak Parti'nin seçilecek olan yeni genel başkanı aynı zamanda başbakanı da olacaktır, olmalıdır. Bizim bu konuda ki yaklaşımımız odur. Abdullah bey görev süresi dolduktan sonra partimize gelse bile başbakan olamayacaktır, milletvekili olmadığı için. O nedenle bu tür kırgınlıkların bizim partimizin içinde olması mümkün değildir. Biz kurulurken 14 Ağustos 2001'de bir program ortaya koyduk. Bu program gereği hükümet programlarını gündeme getirdik ve o hükümet programlarımız da 12 yıldır uygulandı. Türkiye'ye önemli hizmetler yaptık. Önemli olan halkımıza vaat ettiğimiz bu programların uygulanmasıdır. Kimin başbakanlığında uygulanmış, kimin genel başkanlığında uygulanmış bunun fazla bir önemi yok. Önemli olan millete hizmet edebilmektir. Tüm arkadaşlarımızda millete hizmet için bu parti içerisinde görev almışlardır. Abdullah Bey de aynı düşüncelerle bu partinin kurucularındandır. Şimdi gelirse yine aynı düşüncelerle gelecektir. İleride kime hangi görev düşer onu zaman gösterecektir." 'Buna geçiş süreci diye bilirmiyiz?' sorusu üzerine Şahin, "Yok öyle diyemeyiz."

"İDDİALARLA İLGİLİ ARAŞTIRMALAR YAPILACAK"

Alman Dış İstihbarat Teşkilatı'nın Türkiye'yi dinlediği yönde iddiaların hatırlatılması üzerine Şahin, şunları söyledi: "Almanya'da çıkan bir dergi var onun bir haberi, bizdeki ajanslara da yansıdı. Ancak Alman Der Spiegel Dergisi, Türkiye ile ilgili hayırlı rüya görmeyen bir dergidir. Özellikle Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili çok haksız haberler yapmış olan bir dergidir. O nedenle onun bu haberini ihtiyatla karşılamak gerekir. Ancak üzerine de ciddiyetle gitmek gerektiği kanaatindeyim. Mutlaka hükümetimiz ve Dışişleri Bakanlığımız bu dergideki bu iddialarla ilgili gerekli incelemelerini araştırmalarını yapacaktır. Böyle bir haberin doğruluk ihtimali üzerine de mutlaka gerekli çalışmaların hükümetimizce ve Dışişleri Bakanlığımızca yapılması gerekir kanaatindeyim."

"2015 SEÇİMLERİNDE HALKA VAAD EDECEĞİMİZ YENİ ANAYASA OLACAK"

Yeni anayasa değişikliği konusuna da değinen Şahin, şöyle konuştu:

"Bizim öteden beri yeni bir anayasa düşüncemiz hep var olmuştur. 1982 Anayasası'nın yerine bizim yeni bir anayasayı milletimizin önüne koymamız gerektiğini hep vurgulamışızdır. İki yıla yakın çalışan Uzlaşma Komisyonu maalesef yeni bir anayasayı milletin önüne koyamadı. Ancak biz bu hedefimizden hiçbir zaman vazgeçmedik. 24'üncü dönemde bunun gerçekleşmeyeceği anlaşılıyor, ama 2015 seçimlerinden sonrasıyla ilgili bizim zannediyorum seçim çalışmalarında halkımıza vaad edeceğimiz en önemli hususlardan bir tanesi yeni anayasa olacaktır. Gerçekten Türkiye'nin daha çağdaş, insan hak ve özgürlüklerini ön plana çıkaran ve Türkiye'nin var olan bazı sorunlarını da çözeceğine inandığımız bu yeni anayasayı mutlaka bir şekilde uzlaşmayla da olabilir, bazı partilerle uzlaşarak da olabilir, eğer halk bize yeni bir anayasa yapacak kadar güç verirse kendi başımıza da böyle bir anayasa yı çıkartmayı planlıyoruz."

"ÖCALAN'IN AFFIYLA DEĞERLENDİRİRSENİZ YENİ ANAYASA ÇIKMAZ"

Yeni anayasa ile Abdullah Öcalan'ın serbest kalacağı yönündeki iddiaların anayasa ile hiçbir ilgisinin olamayacağını belirten Şahin sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü söylediğiniz hususun anayasa bağlamında değerlendirilmesini bir hukukçu olarak pek mümkün görmüyorum. O ceza yasalarıyla ilgili bir husustur. Yani bir anayasa ihtiyacını gündeme getirirken Abdullah Öcalan'ın affıyla birlikte bunu değerlendirirseniz bu anayasa zaten çıkmaz. O bakımdan milletin kafasını şimdiden karıştırarak milletin bu anayasaya tedbir almasını, tepkili hale gelmesini sağlayacak bu tür sözleri talihsiz sözler olarak ifade ederim."

Yeni anayasayı değiştirecek çoğunluğun sağlanamaması üzerine referanduma gitme düşüncesinin sorulması üzerine Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "2015 seçimlerinden sonra bizim parlamentodaki milletvekili sayımızla çok doğru orantılı bir şeydir. Eğer tek başına bir anayasayı çıkaracak güce sahip değilsek, en azından referandumlu şekilde çıkarabilecek bir imkana sahip olabilirmiyiz? Yani 330-367 arasında bir milletvekili grubuna sahip olabilirsek bunu dahi değerlendiririz anlamında açıklamadır. Bunda şaşılacak bir şey yok."