Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Afganistan'da Taliban'ın yeniden hakimiyeti ele geçirmesinden yola çıkarak Müslüman ülkelerde yaşanan kaoslarla ilgili çok çarpıcı detaylara kişisel sosyal medya hesabından değindi.
Abone olABD'nin 2000'li yılların başlarında işgal ve istilaları başlarken o dönemin ABD Başkanı George W. Bush'un teolojik hedef olarak 'kutsal din savaşlarını' hedef göstermesi ve İslam ile İslam toplumlarını bozguna uğratma amacını dile getiren Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar; Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), DEAŞ, El-Kaide, Haşdi Şabi gibi örgütlerden ders çıkarmamız gerektiğini söyledi.
Ağar, sözlerine şu şekilde devam etti:
Peki sonuç:
- İslam dünyası paramparça,
- Birbirine düşman,
- Mezhep fitnesinde, taassubunda boğuluyor,
- Radikalizmin pençesinde,
- Birbirine cihat ilan etmiş,
- Birbirine 'mürtet, zındık, kafir, tağut' deyip savaşıyor,
- Menfaatler din olmuş,
- İslam adı altında bin bir türlü kişi (ruhban) bazlı tarikat-cemaat, alt mezhep, şıh-şeyh-mele-molla-dede dini gelişti; ılımlı-siyasal-radikal-örgüt dinleri oluştu,
- Üstüne bir de Crusade'ciler 'İslamofobi' adı altında İslam'ı ve Müslümanları aşağılamayı, batıl damgasını yedirmeyi başardıkları bir başka zafer kazandılar.
Ne dersiniz?
Bunca yaşadıklarımızdan, kendi içimizdeki düşmanlaşmadan, FETÖ'den, Daesh'ten, Taliban'dan, El-Kaide'den, Haşdi Şabi'den, dini ve dindarı istismar eden diğer yapılardan hala ders çıkartmayacak mıyız? Gerçeklerle yüzleşmeyecek miyiz? İslam dünyası ne yazık ki hala ürettiği sayısız şirk, menfaat ve aidiyet diniyle bırakın çözümü, ürettiği sorunu görmekten bile çok uzak.
Soru şu:
Türkiye yaşanan bozgunu, çöküntüyü, tehdidi, bağ bozumunu görebilecek mi? Bütün her şeyi, geleceği, gücü, birlikteliği tehdit eden bu teolojik-kavramsal sorunu çözebilecek mi? Yoksa sorunun bir parçası mı olacak?
Bir umuttur Türkiye. Umarım o ümidi de karartmayız.
ÖNCEKİ HABERLER
