Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar Kenya’dan kaçırılarak Somali’ye götürülen Romano’nun kurtarılmasıyla sonuçlanan MİT operasyonunu değerlendirdi. Ağar ''İtalya’nın istihbarat servisinin başındaki yetkili Hakan Fidan’dan bu konuda bir destek istemiş olabilir'' dedi.
Abone olSomali’de El Kaide bağlantılı Eş Şebab tarafından esir tutulan İtalyan yardım gönüllüsü Silvia Romano’nun Türk Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) operasyonuyla kurtarılmasının üzerinden günler geçmesine rağmen konu İtalya çapında tartışma konusu olmaya devam ediyor. Kenya’dan kaçırılarak Somali’ye götürülen Romano’nun kurtarılmasıyla sonuçlanan MİT operasyonunu, güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, Sputnik’e değerlendirdi. Ağar meseleye insani bir operasyon olarak bakılması gerektiğini söyledi:
“Milli İstihbarat Teşkilatımız yakın dönemde bu tür pek çok yerli veya müşterek operasyon altına imza attı. Bu bir ilk ve tek değil. Türk yetkililerin, İtalya’nın işbirliği ricası üzerine, o coğrafyadaki etkili ağını kullanarak İtalyan vatandaşını kurtardığını görüyoruz. İki ülke arasındaki sıcak ilişkiler ve olumlu atmosfer bu operasyonun hayata geçirilmesinde önemli rolü olmuş gibi gözüküyor. İtalya’nın istihbarat servisinin başındaki yetkili Hakan Fidan’dan bu konuda bir destek istemiş olabileceğini değerlendiriyorum. İki dost ve müttefik ülkenin ortaklığı söz konusu.”
İtalya’nın sahada etkili bir ülkenin desteğine ihtiyacı vardı, o da Türkiye olduRomano’nun kurtarıldığı bölgede istihbarat ağının kurulmasının son derece zorlu bir iş olduğunu aktaran Ağar “Bu tür coğrafyalarda bir ağın kurulabilmesi oldukça zordur. Kurmak isteseniz dahi kuramayabilirsiniz. Çünkü deşifre olursunuz. Benim bildiğim kadarıyla İtalya’nın Somali’de bir varlığı var. Eğitim faaliyeti, misyonu var. Bu eğitim misyonunun içerisinde eminim konuyla ilgili müşterek unsurları da var. İstihbaratçısı da İtalya’nın özel kuvvetleri de elit askerleri de var. Ama onların yapabileceği bir operasyon değil. Bu operasyonda sahada etkili, yerel unsurlarla iletişimi ve etkileşimi güçlü olan, onları yönlendirebilen bir iradeye ihtiyaç vardı. O da burada Türkiye’ydi ve Türkiye’yle bu konuda bir işbirliği yaptılar. Bu işbirliği de bir netice verdi” ifadelerini kullandı.
Mesela NATO müttefikliği değil ‘önce insan’ bakış açısı
Türkiye’nin imza attığı operasyonun, ülkenin ‘önce insan’ bakış açısının sonucu olduğuna işaret eden Ağar “Bu aslında, Türkiye’nin benimsemiş olduğu ‘önce insan’ yaklaşımının bir sonucu. Ortada mağdur bir genç kız var. Yaklaşık iki senedir son derece büyük bir zorluk yaşıyordu. Koronavirüsten dolayı çok ciddi anlamda sıkıntı yaşayan bir ülke için bir moral niteliğinde bir operasyon oldu. Ancak İtalya’da bu operasyon farklı noktalara çekildi. 5 Yıldız gibi aşırı sağcılar kızın Müslümanlığı seçmesi üzerine yoğunlaştı. Burada bence temel olan insanlıktır. Bu insanlıkta, iki ülke işbirliği yaptılar. Türkiye bu koronavirüs salgınında üç tane Yunan denizciyi Cibuti’den alıp getirdi.
İnsani operasyon gözüyle bakıyorum
Yunanistan’a teslim ettiler, Türkiye bunu da çok gündem etmedi. Adriyatik’te bir tatbikat sırasında Kanada’ya ait olan bir askeri helikopter düştü. Türkiye oraya fırkateynleri ile beraber koştu. Kurtarma çalışmalarına katıldı. İşin içinde insani boyut olduğu için bunu bir pazarlama çalışması yapmaktan ziyade insani görevini yerine getirmiş ve orada kalması mantığıyla yaklaştı ama daha sonradan birileri bunu farklı cenahlara taşıyınca böyle bir noktaya gitti. Ben açıkçası olaya tamamiyle bir insani operasyon gözüyle bakıyorum. Ben olaya iki ülkenin NATO müttefiki olmasıyla ilgili gibi de bakmıyorum. Bu gerçekten bir masumun kurtarılması için yapılmış bir operasyondu” diye ekledi.