BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

ABD'nin Türkiye'deki mallarına haciz tehdidi

ABD Adana Konsolosluğu’nda çalışan bir kişi tazminata mahkum ettirdiği ABD hükümetinden parasını alama ynca 'icra emri' çıkarttı.

Abone ol

ABD Adana Konsolosluğu’nda teknik personel olarak çalışırken, 2007 yılında bakımını yaptığı akünün patlaması sonucu yaralanan ve yüzde 50 oranında görme kaybına uğrayan bir kişi, ABD Hükümeti’ni yaklaşık 340 bin TL’lik tazminata mahkum ettirdi.

Avukatı aracılığıyla ödemenin yapılmasını isteyen Erten, bu gerçekleşmeyince ‘icra emri’ çıkarttı. Eğer 7 gün içinde para ödenmezse, ABD’nin Türkiye’deki mal varlıklarına ‘haciz’ uygulanacak.

Alınan bilgiye göre, olay, 2007 yılında Seyhan’da Atatürk Caddesi üzerinde yer alan ABD Adana Konsolosluğu’nda meydana geldi. Hikmet Erten (51), konsoloslukta ‘teknik personel’ olarak çalışmaya başladı. 2 Eylül 2007 tarihinde bakımını yaptığı akünün patlaması sonucu gözünden yaralanan Erten, hastaneye kaldırıldı. Erten, kazanın ardından zamanla görme yeteneğini yüzde 50 oranında kaybetti. ABD Adana Konsolosluğu’ndan yaşadığı ‘iş kazası’ nedeniyle tazminat talep eden Erten’in bu isteği, yaklaşık 2 yıllık çabasına rağmen sonuçsuz kaldı. Erten de konuyu avukatı İsa Ayanoğlu aracılığıyla yargıya taşıdı. Ayanoğlu da ABD Hükümeti hakkında, ‘iş güvenliği ve sağlığına ilişkin yeterli tedbiri almadığı’nı gerekçe gösterip, savcılığa suç duyurusunda bulundu.

ABD HÜKÜMETİ YÜZDE 80 KUSURLU

Olayla ilgili olarak da Adana 5. İş Mahkemesi’nde dava açıldı. Dava kapsamında bilirkişinin hazırladığı raporda; olay bir ‘iş kazası’ olarak tanımlanıp, akümülatörün bulunduğu odada uygun havalandırma sistemi olmadığı, akü bataryalarında gaz kaçağına karşı önlem alınmadığı ve uygun aydınlatma sistemi yapılmadığı belirtildi. Raporda; “ABD Hükümeti, olayda yüzde 80 oranında kusurludur. İşçi, kendi can güvenliğini korumada gereken dikkat ve titizliği göstermediği için yüzde 20 müterafik yönden kusurludur” denildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilerek, burada muayene edilen Hikmet Erten için de yüzde 35.2 oranında sürekli malul olduğu, 8 Şubat 2007 tarihinden itibaren 2 aya kadar mesleğini icra edemeyeceği ve bu sürede yüzde 100 oranında malul sayılması gerektiği yönündeki rapor da mahkemeye sunuldu.

DAVA 5 YIL SÜRDÜ

Adana 5. İş Mahkemesi’nde görülen dava tam 5 yıl sürdü ve 2 Ekim 2014 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme heyeti, ABD Hükümeti’ni tazminata mahkum etti. Mahkemenin aldığı karara göre hükümet, Hikmet Erten’e 120 bin 406 TL’lik maddi, 40 bin TL de manevi tazminat ödemeye mahkum etti. Böylelikle de ABD Hükümeti’nin 160 bin 406 TL’lik tazminatın yanında 16 bin 733 TL ilam ve vekalet ücreti, bin 605 TL yargılama gideri, 128 bin 105 TL işlenmiş faizle birlikte toplam 306 bin 849 TL tazminat ödemesi karara bağlanmış oldu.

YARGITAY DA ONADI

ABD Hükümeti, karara itiraz edince dosya Yargıtay’a taşındı. Yerel mahkemenin 2014 yılında aldığı karar tam 2 yıl sonra Yargıtay’da karara bağlandı. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, 12 Nisan 2016 tarihinde yapılan oturumda Adana 5. İş Mahkemesi’nin aldığı kararı onadı.

ABD PARAYI ÖDEMEDİ

Ancak ABD kanadından herhangi bir ödeme yapılmayınca Hikmet Erten, yine avukatı İsa Ayanoğlu aracılığıyla Adana 6. İcra Dairesi’ne başvurup, ‘haciz’ talebinde bulundu.

Adana 6. İcra Dairesi de ABD’nin, Türkiye’deki mal varlıkları için 9 Mayıs 2016’da ‘icra takibi’ başlattı. Tebliğ tarihten itibaren 7 gün içinde herhangi bir ödeme yapılmazsa ABD’nin Türkiye’deki malvarlıkları için yaklaşık 340 bin TL’lik bir ‘haciz’ getirilecek. Kararı değerlendiren avukat İsa Ayanoğlu, bunun bir ‘hukuk zaferi’ olduğu yorumunu yaptı. Ayanoğlu, “ABD, bu tazminatı kendilerinin değil, SGK’nın ödemesini talep etti” dedi.

Yasaların açık ve net olduğunu vurgulayan Ayanoğlu, yabancı devletlerin de iş kazalarında ‘tazminat’ ödemekle yükümlü olduğunu, ödememeleri halinde haklarında ‘haciz’ işlemi yapılabileceğinin altını çizdi. Ayanoğlu, “İcra müdürleri, ‘icra emri’ni imzalamak istemedi, borçlunun ABD Hükümeti olması nedeniyle çekingen davrandılar. Ancak yasal hükmü gösterip, yerel mahkeme ve Yargıtay kararını gösterdiğimizde imzayı attılar” diye konuştu. İsa Ayanoğlu, “Karşınızdaki koskoca ABD Hükümeti. Görme yeteneğini yüzde 50 oranında kaybetmiş, maddi ve manevi zarara uğramış bir insan var ortada. Bunun bir dava konusu dahi olmaması gerekirken, dosyayı yaklaşık 2 yıl bekletiyorlar. 5 yıl da yargı süreci yaşanıyor. 9 yıl sonra tazminat verilmesi hükmedilirken, bu paranın müvekkilime ödenmemesi büyük ayıp. Alınan bu yargı kararı, bu tür davalar için aynı zamanda da ‘emsal’ teşkil edecek” dedi.