BIST 9.185
DOLAR 34,37
EURO 36,80
ALTIN 2.967,42
HABER /  DÜNYA

ABD'nin İran petrolünü hedef alan yaptırımları devreye giriyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan nükleer anlaşmadan çekilme kararının ardından açıkladığı İran'a yönelik ambargoların ikinci aşamasını içeren yaptırımlar yarın devreye giriyor. Yaptırımlar doğrudan Tahran'ın petrol ve enerji ticaretini hedef alıyor.

Abone ol

Ekonomisi büyük ölçüde petrole dayalı İran'ın petrol ihracatını hedef alacak ikinci aşama yaptırımlar TSİ 08.00'de devreye giriyor. 5 Kasım'dan itibaren İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) ve ona bağlı İran Petrol Ticaret Şirketi (NICO) ile İran Ulusal Tanker Şirketi'nin (NITC) uluslararası faaliyetleri kısıtlanırken bu kuruluşlar veya bağlı şirketlerden petrol veya petrokimya ürünleri satın alınması da dahil olmak üzere petrol ile ilgili işlemlerin engellenmesi amaçlanıyor.

ABD yönetimi, yaptırımlarla ayrıca ülkenin liman işletmecileri, tersaneleri ve gemi ile taşımacılık sektörünü de ambargo kapsamına almayı ve İran İslam Cumhuriyeti Gemicilik Şirketi (IRISL), İran Güney Gemicilik Hattı Şirketi veya bağlı kuruluşları da dahil olmak üzere gemicilik ve gemi inşası sektörlerinin faaliyetlerini engellemeyi hedefliyor.

Yabancı finansal kuruluşların İran Merkez Bankası ve İran'la bağlantılı mali kuruluşlar ile işlemlerine yaptırım getirilirken İran'a sigorta veya reasürans sağlanması da yasaklanıyor.

ABD, İran’ın, Suriye, Lübnan ve Yemen başta olmak üzere, bölgesel nüfuzunu ve elindeki balistik füzeleri kullanarak Ortadoğu’yu istikrarsızlaştırdığını savunurken aynı zamanda İran ile yapılan nükleer anlaşmanın da sadece nükleer meseleyle ilgili olduğunu ve İran’ın konvansiyonel güce dayanan askeri faaliyetlerini sınırlandırmadığı gerekçeleriyle İran’ı müzakere masasına çekmeye çalışarak Tahran'a kendi politikalarını dayatmayı hedefliyor.

ABD Başkanı Trump'ın selefi Barack Obama tarafından 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile birlikte imzalanan nükleer anlaşmadan, ülkesini 8 Mayıs'ta çekme kararını almasının ardından ABD Hazine Bakanlığı, İran'a yönelik yaptırımların 90 ve 180 günlük iki aşamayla yeniden uygulanmaya başlayacağını duyurdu. 90 günlük sürenin dolmasıyla 7 Ağustos'ta nükleer anlaşmanın ardından kaldırılan İran'a yönelik yaptırımların ilk aşaması yürürlüğe girdi. Bu tarihten itibaren İran hükümetinin ABD Doları ile ticaret yapması ve altın ve değerli madenlerle ticareti engellendi. Yaptırımlarla İran’ın devlet tahvili ihalesi açması veya tahvil satması yasaklanırken ülkenin otomotiv ve sivil havacılık sektörleri de ambargo kapsamına alındı. 

Yaptırımların tamamen devreye gireceği tarihi 5 Kasım olarak duyuran ABD, bu tarihi açıkladığı andan itibaren İran'ın petrol ihracatını sıfırlamaya dönük çabalara girişti. ABD, 5 Kasım'dan itibaren Tahran'dan petrol sevkiyatına devam eden ülkeleri ve şirketleri yaptırım uygulamakla tehdit etti. ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından yaptırımların tamamen devreye alınması için verdiği 180 günlük süre dolarken İran'ın petrol ihracatı ABD yönetiminin hedeflediği gibi sıfırlanmasa da büyük darbe aldı.

İran'ın petrol ihracatı yüzde 34 azaldı 

İran Ulusal Petrol Şirketi'ne göre, ülkenin yaklaşık 150 milyar varil ham petrol rezervi ve 33,5 trilyon metreküp doğalgaz rezervi bulunuyor.

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) içinde Venezuela ve Suudi Arabistan'ın ardından en büyük üçüncü petrol rezervine sahip İran, dünyada da Kanada'nın ardından en büyük dördüncü büyük petrol rezervine sahip ülke konumunda.

İran Petrol Bakanlığı'nın istatistiklerine göre, nisanda günlük 2,87 milyon varil ham petrol ve kondensat ihraç eden Tahran, ihracatın yaklaşık yarısını 1,4 milyon varille Çin ve Hindistan'a yaptı. Bu dönemde 2,87 milyon varilin yüzde 60'ı Çin, Hindistan, Japonya ve Güney Kore'ye ihraç edilirken geri kalanı Avrupa Birliği (AB), Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) gönderildi.

Zengin petrol yataklarına sahip İran'ın petrol ihracatı, ABD'nin 8 Mayıs'ta nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilmesinin ardından kademeli olarak azalmaya başladı.Mayısta günlük 2,7 milyon varil petrol ihraç eden İran, çeşitli tanker izleme verilerine göre, eylülde yaklaşık 1,9 milyon varil petrol sattı. Buna göre, Tahran'ın petrol ihracatında nisandan eylül ayının sonuna kadar günlük 970 bin varil kayıpla yüzde 34 düşüş gözlendi.

Çin İran'dan petrol sevkiyatlarını azaltırken Hindistan artırdı

Tahran'ın en büyük iki müşterisi olan Hindistan ve Çin, ABD'nin İran'ın petrol sektörüne yaptırımlarına karşı direnmeyi sürdürüyor. Buna rağmen Çin'in İran'dan petrol ihracatında eylülde büyük oranda düşüş gözlendi. Çin Genel Gümrük İdaresi verilerine göre, İran'dan ağustosta günlük 786 bin varil ham petrol ithal eden Çinli şirketler, eylülde bu miktarı yüzde 34 düşürerek 518 bin varile indirdi.

İran'dan ağustosta günlük 523 bin varil ham petrol ithal eden, Çin'den sonra ikinci büyük petrol müşterisi Hindistan ise eylülde petrol sevkiyatlarını yüzde 1 artırarak İran'dan günlük 528 bin varil petrol ithal etti. Hindistan'ın, İran'dan petrol ihracatını önemli ölçüde düşürmesi şartıyla ABD tarafından bir süre için yaptırımlardan muafiyet kapsamına alındığı belirtiliyor. 

Çin ve Hindistan ile birlikte Türkiye, İtalya, İspanya, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yunanistan ve Japonya gibi ülkeler de İran'dan petrol ve kondensat ithalatına devam etti.

Türkiye ile birlikte 8 ülke yaptırımlardan muaf tutuldu

Türkiye, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere birçok kez en üst düzeyden yapılan açıklamalarla Ankara’nın bu yaptırımlara uymayacağını ortaya koydu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, iki gün önce yaptığı açıklamada, İran'dan petrol ithalatını kayda değer şekilde düşürmekle birlikte sıfırlayamayan 8 ülkeye, petrol ithalatı için geçici muafiyet tanınacağını duyurdu. Pompeo, bu ülkelerin de pazartesi günü açıklanacağını ifade etti. Pompeo, AB ülkelerine hiçbir muafiyet tanınmayacağını açıkladı.

Türkiye’nin petrol ithalatçısı TÜPRAŞ’ın, ambargodan kademeli olarak muaf tutulması yönünde ABD ile anlaştığı belirtiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de cuma günü, "Türkiye'nin muafiyet gösterilecek ülkeler arasında olduğunu biliyoruz. Ancak detaylar elimize ulaşmadı." açıklaması yaptı.

Türkiye ile birlikte Hindistan, Güney Kore ve Japonya'nın geçici süre ile yaptırımlardan muaf tutulduğu belirtiliyor.Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun "2018 Ağustos Ayı Petrol Piyasası Sektör Raporu"na göre, Türkiye bu ayda İran'dan günlük 153 bin varile tekabül eden 647 bin 322 ton petrol ithal etti. Eylül ayı resmi verileri açıklanmadı ancak tanker izleme istatistikleri bu rakamı eylül ayında günlük 172 bin varil olarak tahmin ediyor. 

Güney Kore ve Japonya muafiyet ısrarını sürdürüyor

Yaptırımlardan muafiyet elde edebilmek için uzun süre ABD'li yetkililerle görüşmelerini sürdüren Güney Kore, ağustostan sonra İran'dan petrol sevkiyatını tamamen durdururken, Japonya bu ayda İran'dan ithalatı önemli ölçüde azalttı. Haziran ayında bu ülkeden günlük 183 bin varil petrol ithal eden Japonya, eylülde bu rakamı 43 bin varile kadar düşürdü.

ABD'nin tek taraflı yaptırımlarına karşı çıkan AB üyesi ülkelerin şirketleri ise buna rağmen temmuzda İran'dan petrol alımlarını azaltmaya başladı. Nisan ayında İran'dan günlük 460 bin varil ham petrol ithal eden İtalya, İspanya, Fransa, Yunanistan ve Hırvatistan gibi AB ülkelerinin petrol ticareti eylüle gelindiğinde yaklaşık 300 bin varil seviyelerine geriledi. Fransız şirketler ise haziran itibarıyla İran'dan petrol sevkiyatını durdurdu.

İran, petrolünü enerji borsasında satışa sundu 

Petrol ihracatını tehdit eden yaptırımlar yürürlüğe girmeden önce ülkede nakit akışını sağlamayı hedefleyen İran hükümeti, 28 Ekim'den itibaren 1 milyon varil petrolü Uluslararası İran Enerji Borsası üzerinden satışa sundu. İran Petrol Bakanlığı, enerji borsası üzerinden petrol satışıyla ilgili ödemelerin yüzde 20’sinin riyal, yüzde 80’inin de döviz üzerinden yapılabileceğini duyurdu. Açıklamada petrol fiyatı 79,15 dolar olarak belirlenirken siparişlerin en az 5 bin ton ya da 35 bin varil olarak alınacağı belirtildi.  

Hükümetlere rağmen şirketlerin birçoğu İran'dan çekildi

Başta AB, Rusya ve Hindistan gibi ABD'nin tek taraflı yaptırımlarına karşı çıkan ülkelerin enerji şirketleri, İran'dan doğrudan petrol sevkiyatını hâlihazırda azaltmış durumda. Çin'in Sinopec ve Çin Devlet Petrol Şirketi'nin (CNPC) de İran'la ticareti sonlandırdığına yönelik haberler uluslararası medyada yer aldı. İran-Çin Ortak Ticaret Odası Başkanı Esedullah Asgerovladi de kısa süre önce Çin bankalarının İranlı şirketlerle ticari işlemleri durdurduğunu duyurdu. Tahran ve Pekin'in ticari işlemlerini ABD doları kullanmadan sağlayacak bir mekanizma üzerinde çalıştığı belirtiliyor. 

Küresel pazarda dolar ile işlem gerçekleştiren ve ABD'yle önemli ticari ilişkilere sahip İran petrolünün başlıca müşterileri arasındaki İtalya'dan ENI ve Saras, Fransa'dan Total, Hollanda'dan Royal Dutch Shell, Rusya'dan Lukoil gibi şirketler, İran'la ticarette farklı bankacılık seçenekleri ve yaptırımlardan muafiyet ısrarından sonuç alamayınca Tahran'la ticareti sonlandırdı.

Petrolde Suudi Arabistan ve Rusya ittifakı 

Washington yönetimi, İran'ın ihracatının engellenmesiyle petrol pazarında doğacak boşluğu doldurması için OPEC'in en büyük üreticisi Suudi Arabistan'a, petrol üretimini artırması talebinde bulundu. Bu talebi kabul eden Riyad yönetimi mayısta 9,9 milyon varil olan günlük petrol üretimini eylülde 10,53 milyon varile çıkardı. Mayıs ayında günlük ortalama 3 milyon 829 bin ham petrol üreten İran'ın ise eylüle gelindiğinde petrol üretimi 3 milyon 447 bine geriledi.

İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, 22 Ekim'de İran Petrol Bakanlığı'na bağlı SHANA haber ajansına yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'la birlikte petrol üretimini artıran Rusya'nın, İran'ın petrol piyasasındaki yerini alamayacağını söyledi. 

İran'ın OPEC Temsilcisi Hüseyin Kazımpur Erdebili de SHANA'da yayımlanan bir konuşmasında Rusya ve Suudi Arabistan'ın petrol piyasasını dengeleme bahanesiyle İran'ın pazar payını ele geçirme peşinde olduğunu açıkladı. 

ABD'nin İran petrolüne yaptırım çabalarının dünya petrol piyasalarını Rusya ve Suudi Arabistan'ın rehini haline getirdiğini ifade eden Erdebili, "Bir taraftan Rusya ve Suudi Arabistan dünya petrol pazarını dengeleme bahanesiyle İran'ın payını kapma peşindeyken diğer taraftan bazı OPEC üyeleri ABD ile el ele vererek örgütün kurucu üyelerine darbe vurma çabası içinde." dedi.

AB'den Washington'a karşı İran'la ticaret mekanizması 

İran'ı dünyadan izole etmeyi hedefleyen ABD'nin tek taraflı yaptırımları, sadece İran’ı değil, başta Almanya ve Fransa olmak üzere İran’la ticari ilişkileri olan birçok AB ülkesini de etkiliyor. AB, ayrıca İran'ı nükleer anlaşmada tutabilmek için de çaba harcıyor. Bu kapsamda daha önce İran'la iş yapan şirketleri ABD yaptırımlarından koruyacak "Engelleme Mevzuatı"nı devreye sokan Brüksel, kurduğu yeni ticari mekanizmayla ABD'nin İran yaptırımlarını bertaraf etmeye hazırlanıyor.

AB'nin uygulamaya alacağı yeni finansal ödeme mekanizması, doları devre dışı bırakmayı ve şirketlerin AB yasalarına uygun olarak İran ile ticaret yapmaya devam etmesini sağlamayı hedefliyor. Söz konusu yeni ticaret mekanizmasının İran'la ticaret yapmak isteyen diğer ülkelerin de kullanımına açık olması planlanıyor.

ABD yaptırımlarının İran ekonomisine etkileri 

Ekonomideki olumsuz tablonun en net göstergesi, İran para birimi tümenin dolar karşındaki rekor değer kaybı oldu. İran'da döviz kuru Ağustos'ta tarihinin en yüksek seviyesini görürken temel gıda ürünleri, otomobil ve uçak bilet fiyatlarında astronomik artışlar yaşandı. İran ulusal para birimi tümenin ABD doları karşısında mart ayının son günlerinde başlayan değer kaybı, ağustos ayından sonra daha da hız kazandı.

Nisan ayının başlarında 1 ABD dolarının 4 bin tümen seviyelerinden 6 bin 100 tümene fırlaması Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetini harekete geçirdi. İran Merkez Bankası, tümenin döviz kurlarına karşı değer kaybını önlemek amacıyla 10 Nisan'da doları 4 bin 200 tümen olarak sabitledi. Ancak serbest kur ile resmi kur arasındaki fark, yolsuzlukları da beraberinde getirdi.

Mayıs ayında serbest piyasada 1 ABD doları 6 bin 500 tümen seviyelerinde işlem görürken 26 Eylül'de tarihi seviyesine ulaşarak 17 bin tümeni gördü. Bugün bu rakam, 14 bin tümen seviyelerinde seyrediyor. Buna göre, İran para birimi tümen, ABD'nin nükleer anlaşmadan çekilmesinden bu yana yüzde 115 değer kaybetti.

İran ekonomisindeki kriz yalnızca ulusal paranın dolar karşında değer kaybıyla sınırlı kalmadı. İran İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, İran ekonomisi ilk çeyrekte (İran yılına göre 21 Mart - 21 Haziran) yalnızca yüzde 1,7 büyüdü. Bunun ekonomideki en belirgin işareti mayısta yüzde 9,7 olan enflasyon oranının eylülde yüzde 31,4’e yükselmesinde görülüyor.

İran para biriminin bu şekilde hızla değer kaybetmesi, halkın alım gücüne de ciddi bir darbe vurdu. İran'da bu yıl 1 milyon 114 bin 140 tümen olarak belirlenen asgari ücret mayıs ayındaki döviz kurlarına göre yaklaşık 170 ABD dolarına eşitken söz konusu rakam bugün itibarıyla serbest piyasa kuruna göre 80 doların altına gerilemiş durumda. 

ABD'nin İran'a dayattığı şartlar 

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, mayısta İran yaptırımları kapsamında Tahran yönetimine 12 şart sunmuş, bu şartlar yerine getirilmediği sürece "tarihteki en ağır yaptırımların" belirlenen zamanda devreye gireceğini belirtmişti.

İran ile yeni bir anlaşmaya ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Pompeo, bu yeni nükleer anlaşma için açıkladığı 12 şart arasında İran'ın "uranyum zenginleştirmeyi durdurması" ve plütonyum ön işleme faaliyetine asla başlamamasının yanı sıra "ülke çapındaki tüm nükleer tesislerine kayıtsız şartsız giriş imkanı sunması" da bulunuyor.

ABD yönetimi, İran'da tutuklu "tüm ABD vatandaşlarının" serbest bırakılması, Yemen'deki Husilere desteğin sonlandırılması, İran Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü'nün faaliyetlerine son vermesi, İran'ın tüm güçlerini Suriye'den çekmesi ve İsrail'i tehdit etmekten vazgeçmesi şartlarını öne sürüyor