ABD'nin CAATSA kapsamında aldığı yaptırım kararlarının Türkiye’nin ABD’den savunma sanayi ithalatını nasıl etkileyeceği gündemde tartışılıyor. Birçok uzman yorumcu olumsuz etkileneceğini söylerken Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, etkilemeyeceğinin altını özelikle çizdi.
Abone olABD’nin CAATSA yaptırımlarını uygulamaya koyması Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Bu konuda yapılan yorumlarda Türkiye’nin ABD’den savunma sanayisine yönelik sistem ve alt sistemleri tedarikinde önemli sıkıntılar yaşayacağı iddiaları sıkça dile getiriliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Anadolu Ajansı Finans Masası yayınında bu konuya açıklık getirdi. Yaptırımların hedefindeki Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (SSB) proje yöneten kurum olduğunu dile getiren Demir, SSB’nin doğrudan ABD'dan aldığı, imzacı olduğu bir ürünün olmadığını söyledi. Demir, projelerin genelde savunma sanayi şirketleri üzerinden yürütüldüğünü ve bu şirketlerin hiçbirinin de yaptırım kapsamında olmadığını belirtti. Demir, “MSB, TSK, güvenlik güçlerimizin hiçbiri CAATSA’dan etkilenme durumunda değiller” diye ekledi.
Demir’in, “'Türkiye'ye yaptırım uygulandı' cümlesinin yerine 'Türkiye'de bir kuruma ve dört kişiye yaptırım uygulandı' cümlesini tercih ediyorum. Olayın gerçek boyutu bu" vurgusu da dikkat çekti.
F-16 gibi önemli projeler
Sputnik, bu konudaki farklı değerlendirmeleri savunma sanayisi alanında çalışmalar yürüten ve geçmişte TSK'nın önemli modernizasyon projelerinde proje yöneticisi olarak çalışan Yusuf Alabarda’ya sordu.
Türkiye’nin F-16’lar da dâhil olmak üzere ABD ile olan ilişkilerinde SSB’nin doğrudan devrede olmadığını ifade eden Alabarda, “Çünkü F-16 gibi önemli projelerimizde, iki devletin silahlı kuvvetleri arasında, Dış Askeri Satışlar (FMS) benzeri yollardan doğrudan alım kanalları mevcut” dedi.
Bunun yanı sıra projelerin yüklenici şirketleri üzerinden de alımların olduğunu belirten Alabarda, ABD’nin ilerleyen dönemde çeşitli bahanelerle yaptırımların kapsamını genişletme ihtimali olduğunu da ekledi. Alabarda, “Türkiye’deki bazı medya yorumcularının, yaptırımların açıkları konusunda ABD’ye adeta yol gösterircesine hareket ettiklerini görüyorum” eleştirisini dile getirdi.
"Yaptırımlar konusunda tecrübeliyiz"
SSB’ye yönelik ihracat lisansı kısıtlamasının elbette savunma sanayi açısından birtakım zorluklar çıkartabileceğini dile getiren Alabarda, “ABD ve birçok AB ülkesi, yıllardan beri üstü kapalı bir şekilde yaptırım uyguluyor. Türkiye’nin bu yaptırımlara rağmen bu günlere geldiğini görüyoruz. Yani bu konularda tecrübeliyiz” dedi.
"S-400’ler bir sarı öküz meselesidir"
Savunma Sanayii Başkanı Demir’in sistemlerin performansına bakıldığında S-400’ün “kendi sınıfında bir numaralı hava savunma sistemi” olduğunu söylemesi de dikkat çekti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da aynı dakikalarda, bir televizyon kanalında, “S-400’lerden geri adım olacak olsaydı şimdiye kadar olurdu” ifadelerini kullandı. Çeşitli yorumlarda ifade edilen ‘Türkiye, S-400’lerden vazgeçsin’ fikrini geri plana iten bu açıklamaları değerlendiren emekli Albay, Savunma, Strateji ve Güvenlik Uzmanı Alabarda, şunları söyledi:
Türkiye’deki siyasi akıl, konunun sadece S-400’lerden vazgeçmekten ibaret olmadığını biliyor. S-400’den vazgeçtiğinizde; sizi Suriye, Irak ve Libya’dan çekmek, Doğu Akdeniz’de Antalya Körfezi’ne hapsetmek isteyecekleri aşikâr. S-400’ler bir sarı öküz meselesidir. Sarı öküz feda edildiğinde boz öküzün de sürüden istenmeyeceğinin garantisi yoktur.
Türkiye’nin hedefinin çok katmanlı bir hava savunma sistemi kurmak olduğunu belirten Alabarda, Rusya’dan ikinci S-400 sisteminin tedarikinde ise Rusya ile Türkiye arasında oluşacak iklimin belirleyici olacağını ekledi.