BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

ABD'li diplomat ülkesini fena eleştirdi

Amerika'nın Irak'ta izlediği ve Türkiye ile olan ilişkilerindeki tutarsız politikası büyük eleştiri konusu. Eski deneyimli diplomat Michael Rubin, ülkesini yerden yere vurd

Abone ol

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un eski yetkililerinden ve ülkenin en önemli Irak uzmanlarından biri olan Michael Rubin, terör örgütü PKK'nın, Irak'ın kuzeyindeki varlığının hala sürmesinin, ABD açısından utanç verici olduğunu söyledi. Rubin, ABD'nin önde gelen muhafazakar yayın organlarından National Review'un internet sitesinde yayınlanan ''PKK Faktörü'' başlıklı makalesinde, ABD yönetiminin, resmen terörist olarak gördüğü PKK'yı tasfiye etmemesini ağır dille eleştirerek, bu durumun Türkiye ile ilişkileri tehlikeye attığı uyarısında bulundu. Halen American Enterprise Institute adlı muhafazakar düşünce kuruluşunda görev yapan Rubin, Irak'taki Amerikan kuvvetlerinin PKK konusundaki yaklaşımını da eleştirirken, Irak'ın kuzeyinin bir bölümünden sorumlu 101'inci Hava İndirme Tümeni'nin bazı mensuplarının geçen sonbaharda Musul'da PKK militanlarıyla görüştüğü söylentisinin bulunduğunu hatırlattı. Rubin, gerçek olması durumunda bunun terör örgütünü meşrulaştırmak ve Başkan George W. Bush'un politikalarını doğrudan ihlal etmek anlamına geleceğini söyledi. 101'inci Hava İndirme Tümeni, bu ilkbaharda Irak'taki Amerikan güçlerinin değiştirilmesi çerçevesinde ABD'ye dönmüştü. Middle East Quarterly adlı düşünce dergisinin genel yayın yönetmenliğini de yapan Michael Rubin, ''Bush yönetiminin, kuzey Irak'taki PKK varlığı sorununu çözememesi, çok tehlikeli bir emsal oluşturuyor. Bu durum, topraklarında Hizbullah örgütünün terörist faaliyetler düzenlemesine izin veren Lübnan hükümetinin tutumuna da meşruiyet kazandırıyor'' ifadesini kullandı. Rubin, ''PKK gibi ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terör listesinde başından bu yana yer alan bir örgütün, ABD'nin sorumluluğundaki bir bölgede fütursuzca faaliyetlerini sürdürmesi, Beyaz Saray'ın küresel terörizme karşı yürüttüğü savaşın ahlaki gücünü de zayıflatıyor'' dedi. Michael Rubin, sorunun çözümü için ABD'nin, PKK terör örgütünün bulunduğu Irak'ın Türkiye ve Iran sınırı yakınındaki bölgeye birlikler göndermesini önererek, bu durumda bölgedeki yetki boşluğunun ortadan kalkacağını ve PKK'nın İran'a kaçmaya zorlanabileceğini savundu. Geçen yılki Irak savaşından bu ilkbahara kadar, Pentagon'un Irak'taki üst düzey yetkilileri arasında bulunan Rubin, bu sürenin büyük bölümünü de kuzey Irak'ta geçirmişti. Mart ayı sonunda istifa eden Michael Rubin'in yönelttiği bu ağır eleştirilerin, bizzat yönetimin içinden gelmesinden ötürü önem taşıdığına dikkat çekiliyor. SORUNUN KAYNAĞI, BAZI DİPLOMAT VE ORDU MENSUPLARI ABD'nin PKK'ya karşı mücadele etmemesinin üst düzeyde bir siyasi tercih olmadığını anlatan Rubin, bu durumu daha çok, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndaki Araplara yakın bazı diplomatların ve Irak'taki Amerikan ordusunun Türkiye'ye soğuk bakmasına bağladı. Michael Rubin, yetkinin Irak hükümetine devredilmesinden önce bu ülkeden sorumlu Geçici Koalisyon Yönetimi'nde yer alan Amerikan diplomatlarının çoğunun Arap ülkelerinde görevli olduğunu belirterek, ''Beyrut, Şam, Riyad gibi başkentlerde Arap gazetelerinin İngilizce tercümelerini okuyarak ve Arap hükümetinin seçkin üyeleriyle çay içerek yetişen bu diplomatlar, bulundukları ülkelerin önyargılarını da benimsediler. Bu önyargılar arasında Türkiye'ye karşı duyulan hasta bir güvensizlik ve antipati de bulunuyor. Bu diplomatlar, Türkiye'nin İncirlik Üssü'nü açması sayesinde Kuzeyden Keşif Gücü'nün yıllarca Kürtleri koruyabildiğini Iraklı Kürt politikacılara hatırlatmak gereğini hissetmiyordu. Arap ülkelerinde görevli Amerikan diplomatları, Türkiye'nin demokrasisinden ne haberdardı, ne de onu takdir edebiliyordu'' dedi. Irak'tan sorumlu Amerikan Merkez Komutanlığı CENTCOM'un Türkiye'ye sıcak bakmamasının da, PKK'nın Kuzey Irak'ta barınmasında rol oynadığını anlatan Rubin, ''bölgesi itibarıyla NATO üyesi Türkiye'nin ABD ordusuyla ilişkisi, esas olarak Avrupa'daki ABD Kuvvetleri, yani EUCOM ile kuruluydu. Irak'tan sorumlu olan CENTCOM ise sadece Araplar ile ilişki halindeydi'' dedi. Rubin, üst düzeyde bir Türk askeri yetkilinin kendisine, ''bizim EUCOM ile hiçbir sorunumuz olmadı. Ancak CENTCOM'un tutumu değişikti. Türkiye'yi bir muz cumhuriyeti zanneden CENTCOM, Arap diktatörlerine nasıl emir veriyorsa bize de öyle emir verebileceğini sanıyordu. Bizim bir demokrasi olduğumuzu unuttular'' dediğini aktardı. SÜLEYMANİYE'DEKİ TUTUKLAMA ÖNEMLİ BİR HATA Türkiye ile CENTCOM arasında en vahim olayın geçen yıl Temmuz'da bir grup Türk özel kuvvet mensubunun Suleymaniye'de tutuklanmasıyla patlak verdiğine işaret eden Rubin, bu olayda, Türk Genelkurmayı ile gerekli ilişkiyi kuramayan CENTCOM irtibat subaylarının önemli hatası bulunduğunu belirtti. Süleymaniye olayının ilişkilerde kalıcı bir etkisi olduğunu kaydeden Michael Rubin, o tarihten sonra ABD'nin Irak'taki eski sivil yöneticisi Paul Bremer'in Türkiye'ye karşı tutumunun sertleştiğini, hatta antipati derecesine ulaştığını anlattı. Savaşın ardından Türkiye'nin kuzey Irak'taki PKK sorununu giderek yoğunlaşan bir ölçüde masaya getirdiğini hatırlatan Rubin, ''Amerikalı yetkililer, Türkiye'nin kaygısını ciddiye aldıklarını belirtiyor, ancak ABD'nin söylemiyle eylemleri arasında fark var ve bu da, Washington'un güvenilirliğini sarsıyor'' dedi. Rubin, bir Türk generalinin kendisine, ''arazinin zorluğu yüzünden PKK'nın oradan tasfiyesinin güç olduğu görüşünü anlıyorum. Amerikalıların neden bize karşı dürüst davranmadığını ise anlayamıyorum'' dediğini dile getirdi. PKK'nın Türkiye'ye ve Türkiye'deki Kürtlere büyük zararlar verdiğini ve sözde ateşkesin bitmesinin ardından şiddetin yine artmakta olduğunu anlatan Rubin, terör örgütünün ayrıca kuzey Irak'ta uyuşturucu kaçakçılığı yaptığını, evleri, tarlaları işgal ettiğini, haraç topladığını, kendisine karşı çıkanları öldürdüğünü ve bölgede sabotajlar düzenlediğini anlattı. Rubin, kendisinin de Irak'ta görevliyken geçen yıl kuzeyde PKK teröristleri tarafından durdurulduğunu ancak, konvoyunun güçlü şekilde korunmasından dolayı bırakıldığını söyledi. Michael Rubin, makalesini, ''bizim PKK önündeki aczimiz, sadece Türkiye'de değil, teröristlere barınak veren Lübnan gibi ülkelerde de güvenilirliğimize zarar veriyor. PKK'ya ilişkin olarak tehlike daha büyük. Burada başkanımızın inanılırlığının yanı sıra en yakın müttefiklerimizden biriyle olan 50 yıllık ortaklığımız da tehlikeye giriyor'' diyerek bitirdi.