BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22
HABER /  GÜNCEL

ABDli 2 diplomatın Ankara anıları

ABD'li Müsteşar Yardımcısı ile Yardımcı Konsolos, ''Diplomat Gözüyle Ankara''yı anlattı.

Abone ol

ABD Büyükelçiliği Kültür Müsteşar Yardımcısı Benjamin Ball ile Yardımcı Konsolos Linda Fenton, ''Diplomat Gözüyle Ankara''yı anlattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesinde düzenlenen Çarşamba İzdüşümleri Toplantısının konuğu olan Ball, sözlerine ramazan ayındaki bir anısını paylaşarak başladı.

Ankara'ya ilk geldiği yıl posta kutusuna bırakılan bir ilandaki 2 adamı ''aranan kanun kaçakları'' zannettiğini ve bunu sınıf arkadaşlarıyla paylaştığını anlatan Ball, ''Ancak arkadaşlarım bunu duyunca bana çok güldü. Meğerse bu kişiler davulcuymuş. Yine de gecenin bir yarısı beni uyandıran bir adama para vermek garip gelmişti'' dedi.

Ankara'da sonraki günlerinin Ulus'ta kaybolarak, yanlış dolmuşa binerek, ''en kötü döneri'' yiyerek geçtiğini, sonunda da kente alıştığını ifade eden Ball, ''Elçilikteki arkadaşlarım dışarıda olup bitenden habersiz küçük bir Amerika'da yaşıyor. Oysa ben en çok dolmuşa, otobüse binmeyi seviyorum'' diye konuştu.

DİPLOMATIN OTOBÜS ANILARI
Ankara'da en çok şehiriçi otobüslere binmeyi sevdiğini belirten Ball, otobüsteki izlenimlerini ise esprili bir dille şöyle aktardı: ''Ankara'daki şehiriçi otobüslere bayılıyorum. Otobüsler, şehirdeki en otantik mekanlar. Sigara içilmez levhasının altında sigaraları birbiri ardına yakan şoför, fazla kart olup olmadığını soranları duyunca başını önüne eğen, hava 100 bin dereceye çıkıncaya kadar camları kapalı tutan insanlar...

Şoför, yol boyunca en az 10 kazaya neden olmasına ramak kalmasına rağmen hala yollardaki diğer şoförlere söyleniyor. O sırada 10 kişi kartsız biniyor. İşte bütün ihtişamıyla benim Ankaram...'' Ankara'nın ''gerçek Türkiye'yi yansıttığını'' söyleyen Ball, ''Ankara, başkent olduğu zaman bir köymüş. Ama, bence Ankara bizim milli köyümüz. Burada herkesin birbirini tanımasını çok seviyorum. Onlar benim arkadaşlarım. Ankara bir köy ve ben bu köyü çok seviyorum'' sözleriyle Ankara'ya duyduğu sevgiyi de dile getirdi.
''AĞLAYARAK GİDECEĞİM''
ABD Büyükelçiliği Yardımcı Konsolosu Fenton da Ankara'ya bugüne kadar ''öğrenci'', ''anne'', ''öğretmen'' ve ''diplomat'' gözüyle baktığını söyledi. Ankara'ya ilk olarak öğrencilik yıllarında bir ailenin yanında bir yaz misafir olarak geldiğini anlatan Fenton, daha sonra yaşamını bir Türk ile birleştirdiğini ve Koray adlı bir oğullarının doğduğunu belirtti.

Ankara'da 1980'li yıllarda da bulunduğunu ifade eden Linda Fenton, ''O zamanlar tek kanal vardı, o da TRT idi. Orada sürekli Hababam Sınıfı filmini izlerdik. O zamanlar İbrahim Tatlıses'in 'Sabuha' şarkısı modaydı'' dedi. O dönemde ''sağ-sol çatışmalarının'' da yaşandığını aktaran Fenton, ''Şimdi yine Ankara'dayım ve insanların yüzleri daha çok gülüyor. Tunalı Hilmi o zamanlar da tek yönlüydü, şimdi de öyle. Ama trafik diğer tarafa doğru akıyor. Tek kanaldan çok kanala çıkılmış, Hababam Sınıfı yine oynuyor, ancak daha az...'' diye konuştu. Ocak ayında Ankara'dan yine ayrılacağını ve Polonya'daki görevine başlayacağını ifade eden Fenton, ''O zaman bu kente hangi gözle bakacağım. Herhalde yaşlı gözlerle... O zaman da yine buraya gelip bu kez Ankarama turist gözüyle bakacağım'' sözleriyle duygularını dile getirdi.