BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,36
ALTIN 2.924,83
HABER /  GÜNCEL

Abdi İpekçi'nin mirası hor kullanıldı!

Milliyet Gazetesi'nde yaşanan görev değişikliğinin nedeni kişiden kişeye değişiyor. Taner Korkmaz da konuyu değerlendirenlerden. Korkmaz, olaya farklı bir açıdan baktı.

Abone ol

Milliyet'te yaşanan görev değişimine herkes farklı yorumlar yüklüyor. Zaman yazarı Taner Korkmaz da bunlardan biri. Korkmaz, olarak gördüğü Milliyet'in Mehmet Yakup Yılmaz dönemini eleştirdi. Ayrıca Korkmaz, yeni Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin'den de umutlu olduğunu belirtti.

Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yakup Yılmaz görevinden alınarak yerine Hürriyet’in Ankara Temsilcisi Sedat Ergin getirildi. Böylelikle, Milliyet’te 14 Ekim 2000’den bu yana devam eden Yılmaz dönemi kapanmış oldu.

Mehmet Y. Yılmaz, önceleri haftalık dergilerin paylaşamadığı bir isimdi. Tempo dergisi yayın hayatına onunla başlamıştı. Bir süre Aktüel’le Tempo arasında gidip gelen Yılmaz, daha sonra gazete projelerine el attı: Milliyet’in başına getirildiğinde Posta, Fanatik ve Radikal gibi gazetelerin ‘kurucu genel yayın yönetmeni’ etiketini taşıyordu...

Milliyet’e gelir gelmez bir grup yazarı gazeteden uzaklaştıran Yılmaz, ilk aylarında Ayşe Arman’a “Ben hâlâ Marksist’im!” demeyi ihmal etmiyordu. Milliyet’i klasik çizgisinden uzaklaştıran, “magazinleştiren” Yılmaz bir yerde “Bütün bu icraatlarımdan dolayı benim dünya görüşümden şüphe etmemelisiniz” demeye getiriyordu. Eh, hakkını yemeyelim; ‘Operasyonel Türkiye Gündemi’nin altı pasın içine muz orta yaptığı her elverişli pozisyonda Mehmet Yakup Bey’in hâlâ sıkı bir Marksist olarak kalabildiğini test ettik-onayladık!

Yılmaz, Milliyet’i hafifleştirdiği, magazin haberlerle doldurduğu için eleştiriliyordu; ancak sorun daha derinlerde idi. Yılmaz döneminde Milliyet’teki haberlerin içeriği bozulmuştu. Özellikle manşetlerdeki ya da birinci sayfadaki haberlerin sunuşunda ‘optik çarpıtma’ yöntemi tedavüle girmişti. Öyle ki, Milliyet’in bazı manşetleri ‘haberkatür’ sıfatını hak eder hale gelmişti. Örneğin, Baykal’ın ‘Anadolu Solu’ çıkışını “CHP Sağcılaşıyor” savıyla berhava etmek için kurguladıkları “Elhamdülillah Solcuyuz” manşetinin ‘Milliyet Haberkatürleri’ arasında apayrı bir yeri vardır.

Haberlerin sulandırıldığı, içeriğinin büyük ölçüde boşaltıldığı Yılmaz döneminde ‘fabrikasyon gazetecilik’ geçer akçe olmuştu. Yaklaşık bir yıl önce ortalığı karıştıran Mine Kırıkkanat imzalı “Geline Türban İçin İşkence!” manşeti ‘Yılmaz Mutfağı’nda pişen en kötü yemekler arasında açık ara ilk sırayı aldı.
***
Milliyet, Abdi İpekçi’nin ilkeli gazeteciliğinin mirasını taşımakla övünen bir yayın organıdır. Bu mirası en çok Mehmet Yılmaz döneminde hor kullandı, Milliyet; Yılmaz da “Abdi Bey’in gazetesi” ile makası en fazla açan genel yayın yönetmeni oldu.

İpekçi’nin Milliyet’i Türk basınına ‘etik standartlar’ ve de ‘çığır açan yenilikler’ getirmekle kalmamıştı; 70’lerin kontrast siyasi ortamında merkez soldaki Milliyet, sağ ile sol arasında uzlaşma arayan yayınları ile dikkat çekiyordu.

Ercüment Karacan, o dönemde birkaç kez gazetesini elden çıkarmayı düşünmüştü; ne var ki Abdi İpekçi’nin varlığı satılma fikrini engellemişti. İpekçi’nin 1 Şubat 1979’da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetmesi Karacan’a adeta panik atak yaşattı ve Karacan gazetesini o vakitler tanınmayan bir işadamı olan Aydın Doğan’a sattı...

80’lerin başından itibaren sık sık genel yayın müdürü değiştiren Milliyet zaman içinde toparlandı; Kurulu Düzen’in Hürriyet’le birlikte defansın göbeğinde tandem oynattığı iki gazeteden biri haline geldi.

Milliyet için rahatlıkla “askerî kesimde en fazla okunan-tutulan gazete” diyebiliriz. Gazete bu özelliğini son yıllarda da korumuş olmasına rağmen Mehmet Yılmaz kimi zaman ezberi bozan çıkışlar da yapmıştı. Yılmaz’ın Milliyet’in resmi çizgisinden farklılaşan tercihleri son bir iki haftada öne çıkan yayınlarla dikkat çekmişti...

Milliyet’teki son değişikliğin hükümetle bağlantılı olduğunu sanmıyorum. Sedat Ergin’in atanması, Milliyet’i kendi ‘işlevine’ daha uygun bir noktaya döndürecek, siyaset eksenli gazetecilik de Milliyet’te yeniden ağırlık kazanacak gibi görünüyor.

YAZI:Taner KORKMAZ
ZAMAN

ani