BIST 9.227
DOLAR 34,38
EURO 36,56
ALTIN 2.882,88
HABER /  GÜNCEL

ABden vaz mı geçildi?

Economist dergisinin bugün çıkan sayısında Türkiye'nin yanlış yönde gitmeye başladığı yazılı

Abone ol

Economist, Avrupa Birliği'ne aday bir ülkenin bu konumuna yakıştıramadığı ve endişe verici diye nitelediği iki örnek gösteriyor.

Bunlardan biri, Diyarbakır'daki olaylarla ilgili olarak 24 yıla dek hapis istemiyle yargılanan ve avukatlarına göre çoğu gözaltında dayak yemiş 80 kadar çocuk. Diğeri ise Fatsa'da Atatürk anıtına çelenk koyan AKP ilçe başkanının kendisini sakız çiğnerken gören bir subayın şikayeti üzerine tutuklanışı.

Fakat Economist, bu tip olayları engellemek yerine Ankara'da hükümetin yeni terörle mücadele yasası ile düşünce özgürlüğünü daha da sınırlandırmaya çalıştığını yazıyor. Dergiye göre bu tasarı yasalaşırsa Türkiye'nin 1990'lı yıllardaki insan hakları ihlallerine geri dönmesi ihtimali var.

Erken seçim senaryosu

Economist, bu son gelişmeler nedeniyle Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda attığı reform adımlarına ne kadar bağlı olduğu sorusunun daha önce hiç olmadığı kadar sık sorulur olduğunu belirtiyor.

Fransa ve Avusturya gibi ülkelerin devamlı yeni engeller koymasından bıkan Başbakan Erdoğan artık Avrupa projesinden vaz mı geçiyor? Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin başörtüsü yasağına destek veren kararına içerledi mi?

Economist, Erdoğan hükümetinin İran, Suriye ve Hamas'la 'flört' etmeye artık Avrupa Birliği'nden medet ummadığı için başlamış olabileceğini ileri sürüyor.

Dergiye göre bu iddiaları reddeden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, savunma harcamalarını daha şeffaf kılacak yeni düzenlemeler getirdiklerini söyleyerek, terörle mücadele yasasının da artan PKK tehdidine karşı gerekli olduğunu savunuyor.

Fakat Economist, tartışmalı yasa tasarısını aslında AKP hükümeti ile Avrupa Birliği reformlarından rahatsız olan 'Derin Devlet' arasındaki savaşın bir parçası olarak görenler olduğunu belirtiyor.

Dergi, bu savaşta generallerin üste çıktığı görüşünde. Örnek olarak Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ı iddianamesine kattığı için meslekten ihraçla cezalandırıldığı aktarılıyor.

Erdoğan neden sustu?

Economist, ''nereye giderse gitsin Şemdinli olayını aydınlatacakları'' vaadinde bulunmasına karşın Başbakan Erdoğan'ın bu vaadinden geri adım attığı kanısında. ''Bunun bir sebebi gelecek yılki genel seçimler öncesinde milliyetçi kanadın desteğini kazanmak olabilir'' diye yazıyor.

Fakat Economist'e göre Erdoğan'ın hesaplarında cumhurbaşkanı seçilme hayali de yatıyor olabilir. ''Şayet Şemdinli konusundaki suskunluğuyla askerlerin cumhurbaşkanlığı konusunda onayını alabilirse, bu Erdoğan için çok büyük bir ödül anlamına gelecek.''

Economist, cumhurbaşkanının da AKP'li olduğu bir Türkiye'de başörtüsü ve din eğitimi gibi konularda dindar seçmen tabanının taleplerine nihayet yanıt verilebileceğini söylüyor.

Economist, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile CHP lideri Deniz Baykal'ı yanına alan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu senaryonun önüne geçmek için radikal İslamcıları ve ayrılıkçı Kürtleri büyük bir tehdit olarak yeniden hortlatarak ülkeyi erken seçime götürmek istediğini düşünüyor. Bu iddiaya göre amaç, Erdoğan'ın seçimlerde parlamento çoğunluğunu, ve dolayısıyla cumhurbaşkanlığını yitirmesi.

Hizbullah'a dikkat

Fakat Economist ''tehlikeli bir oyun bu'' diye uyarıyor. Dergi erken seçimin son zamanlarda teklemeye başlayan Türk ekonomisini daha kötü bir duruma sokabileceğini çünkü siyasi istikrarsızlığın yabancı yatırımcıları kaçırma riskini taşıdığını yazıyor. ''Gücünü toplumdaki popülaritesinden alan ordu yeni bir ekonomik krizin müsebbi olmakla suçlanmayı ister mi?''

Economist, köktendinciliğin Türkiye'de oluşturduğu en büyük tehdidin Güneydoğu Anadolu'da kaynamakta olduğunu söylüyor.

Dergiye göre hem hükümetten, hem Avrupa Birliği'nden, hem de Pkk'dan umut kesen çok sayıda işsiz Kürdün radikal İslam'a döndüğü ve Hizbullah'ın farklı adlar altında bölgede yeniden organize olduğu görülüyor.

Economist, sorunun çözümü için ''daha çok demokrasi'' tavsiye ediyor.

Dergi, eğer Avrupa Birliği reformlarını ve istihdam sağlayan yatırımları birbirine götürürse Başbakan Erdoğan'ın sandıklarda hala milyonlarca oy toplayabileceğini, ve bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin laik cumhuriyetin parçalanması korkusuna karşı da en iyi güvencenin bu olduğunu yazıyor.

bbc