BIST 10.001
DOLAR 35,38
EURO 36,48
ALTIN 3.040,66

AB'den Kuzey Irak'a doğru!..

Şükrü Küçükşahin, “Daha Renkli Daha Hareketli Siyasete doğru” başlıklı yazısında “Türkiye’nin 17 Aralık’ta Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi almasının siyaset üzerinde de yansımaları mutlaka olacaktır” demiş.

Ben de bir süre önce, "17 Aralık'ın sonuçları ne olursa olsun, siyasette kırılma noktası olacaktır" diye yazmıştım.

Nitekim Ankara’da siyasetin ısındığını gösteren paneller, konferanslar, açık veya kapalı siyasi toplantılar hız kazandı.

Kimi güçlenmesini umduğu siyasi partilerde yer almaya çalışırken, kimi de yeni oluşum peşinde mevcut iktidarın içinde yer alan bazı kişilerle veya TOBB Başkanı ile temas kurup onları "düşün önümüze" diyorlar.

Beklentileri; AK Parti’nin bir süre sonra AB ve ABD politikaları nedeni ile tabanı ile ters düşmesi.

***

Nitekim, Başkent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Müdürü Prof. Dr. Enver Hasanoğlu’nun davetiyle gittiğim  “Ortadoğu ve Türkiye” konulu bilimsel panel de her açıdan yeni döneme  geçişin işaretlerini taşıyordu.

Dün akşam izlediğim Milliyet Gazetesi yazarlarının katıldığı Genç Bakış programı da...

Programa katılan gençlerin -ne yazık ki- AB’ye, basına ve siyasetçilere gösterdikleri tepki de siyasi kırılmanın işaretini veriyordu çünkü!..

1250 kişinin katıldığı toplantıda Abbas Güçlü’nün iki defa yaptığı oylamada da gençlerin büyük çoğunlukla AB’ye karşı çıkmaları gerçekten şaşırtıcı idi.

Ve Abbas Güçlü ilk defa konuşmacılar hakkında performans oylaması yapmadı.

Ancak, gençlerin tüm tepkilerine rağmen bölücü konuşmalar yapmaya çalışanları protesto etmeleri ve bu konuda Taha Akyol'u desteklemeleri, terörize olmama konusunda deneyim sahibi olduklarını gösteriyordu.

***

Son elli yılın en büyük kriz bölgesi Ortadoğu, bir süredir AB gölgesi altında kaldı ise de iç siyasi gelişmeleri belki AB'den daha çok etkileyecek olaylara gebedir.

Bazı sığ eleştirmenler gibi Ecevit’in "Kuzey Irak’a girmemiz" önerisini devlet tecrübesi yerine, “bunamış işte” diye değerlendirenler pek yakında yanıldıklarını göreceklerdir.

Belki burada Ecevit’e yapılacak eleştiri, “ABD’liler göstere göstere gelirlerken biz çoktan Kuzey Irak’a girmiş olmalıydık ve onları orada karşılamalıydık” olmalıdır.

***

ABD’nin belirsizlikleri yönetmekten hoşlandığı unutulmamalıdır.

Ayrıca, Washington şehrinin devlet mimarisinde bile kendini ortaya koyan Büyük Roma İmparatorluğu aşkı da...

Yani tek din, tek kültür!

Ve bu amaç için klâsik taktik: Böl ve yönet.

Bizden söylemesi bir dahaki seçimin liderliğini bu süreci kavrayan ve yönetebileceğini gösteren ele geçirecektir.


Not: Konuşmacılarının; Prof. Dr. Hasan Köni, Gazeteci Tuncay Özkan, Prof. Dr. Duygu Sezer Bozoğlu, Emekli General ve ASAM Bşk. Yr. Armağan Kuloğlu ve Doç Dr. Altınışık’ın olduğu "Ortadoğu ve Türkiye" konulu paneli ayrıca yazacağım.