Avrupa Birliği'nin 10 yeni üye alarak orta Avrupa'ya genişlemesinden bu yana, birlik içinde en çok ayrımcılığa uğrayanların Romanlar olduğu bildirildi.
Abone olAB'ye bağlı Avrupa Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı İzleme Merkezi'nin yıllık raporunda, “Çingene olarak da bilinen Romanların, istihdam, barınma ve eğitim alanlarında ayrımcılığa uğramalarının yanı sıra sürekli olarak ırkçı şiddetin kurbanı oldukları” belirtildi. Barınma konusunda ayrımcılığın özellikle Çek Cumhuriyeti, İspanya ve Macaristan'da vahim durumda olduğu kaydedilen raporda, Roman çocuklarının birçok ülkede, bu çocukları eğitim bakımından yeteneksiz ve öğrenme zorlukları olan çocuklar olarak damgalamaya aşırı hazır bir zihniyet sonucunda, orantısız biçimde özel eğitim sınıflarında toplandıkları kaydedildi. Viyana'da faaliyet gösteren merkezin raporunda, AB'nin etnik çeşitliliğinin 2004'deki genişlemeden sonra arttığı belirtilerek, en büyük Roman topluluklarının özellikle Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya olmak üzere orta ve doğu Avrupa ülkelerinde bulunduğu kaydedildi. Avrupa Komisyonu yeni üyelerden AB'ye katılma koşulu olarak Roman azınlıkların yasal hakları ve bu gruba yönelik muamelenin iyileştirilmesini istemişti. MÜSLÜMANLARA KARŞI ŞİDDET Mart 2004'de İspanya'da trenlere yönelik bombalı saldırılar ve Hollanda'da film yönetmeni Theo van Gogh'un öldürülmesinin ardından asıl olarak Müslümanlara yönelik şiddet olaylarında artış yaşandığına dikkat çekilen rapora göre, Madrid saldırıları döneminde Fransa'da hem Müslüman karşıtı hem de Yahudi karşıtı saldırılarda artış olduğu bildirildi. Fransa'da bu ay başında patlayan şiddet olaylarından önce hazırlanan raporda, Fransa gibi istatistiklerinde “ırk”, etnik veya ulusal köken ve dini kaydetmeyen ülkelerde uygun veri bulunmadığından yakınıldı.