ABD'nin ''Küresel Eğilimler 2030: Alternatif Dünyalar'' raporunda Türkiye ve bölgeye dair çarpıcı tespitler sıralarınıyor.
Abone olABD Hükümeti’nin çatı istihbarat örgütü Ulusal İstihbarat Ofisi’nin pazartesi sabahı Washington’da açıkladığı “Küresel Trendler 2030” raporuna göre Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda Kürdistan’ın yükselişi nedeniyle bölünme riski var.
Raporda yer alan ''şişeden cin çıkması'' senaryosunda, ''Kürdistan'ın yükselişi Türkiye'nin bütünlüğüne darbe olur ve bu, çevresindeki komşularında büyük bir ihtilaf riskini artırır. Ortadoğu sınırları ortaya çıkmakta olan Kürdistan ile yeniden çizilir'' ifadesi yer aldı.
Ulusal İstihbarat Konseyi Danışmanı ve raporun başyazarı Mathew Burrows, ''Bu, muhtemel bir senaryo değil'' dedi.
Raporda, Türkiye'nin de 2030'a kadar Nijerya, Endonezya, Kolombiya ve Güney Afrika gibi bölgesel aktör olarak küresel ekonomi için önemli hale gelmesinin beklendiği belirtiliyor.
TÜRKİYE AVRUPA'YI JAPONYA'YI SOLLAYACAK
Türkiye, Kolombiya, Mısır, Endonezya, İran, Güney Afrika, Meksika gibi orta katmandaki ülkelerin 2030 yılına kadar yükselişe geçeceği ama Çin ve Hindistan'ın çok büyümesi nedeniyle bu ülkelerin çoğununun ikinci sıra oyuncular olarak kalmaya devam edeceği vurgulanan raporda, yine de bu ülkelerin kolektif olarak Avrupa, Japonya ve Rusya'yı küresel güç bağlamında 2030 yılına kadar geride bırakmaya başlayacağı öngörüsünde bulunuluyor.
KÜRT NÜFUSTAKİ DOĞUM ARTIŞI
Öte yandan, raporun, demografik düzen bölümünde de Türkiye'ye kısaca değiniliyor. Burada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde Kürt nüfusta kadın başına düşen çocuk oranının 4 olduğu ifade edilerek, ülkelerdeki ''azınlık''ların bu şekilde yüksek doğum ve nüfus artışına sahip olmasının, siyasi düzende kaygılar yaratacağı ifade ediliyor.
Bunun yanında iş gücü açısından bakıldığında, Türkiye'de doğum oranında keskin düşüş görüldüğü ve genç nüfusunun 2030 yılına kadar az bir oranda düşeceği belirtildi. Bu nedenle, genç nüfusu giderek azalan Türkiye, Brezilya ve Çin gibi ülkelerin, Sahraaltı Afrikası ve Güneydoğu Asya gibi daha düşük gelirli bölgelerden genç göçmenleri çekeceği dile getiriliyor.
ORTADOĞU SINIRLARI YENİDEN ÇİZİLEBİLİR
İran'ın nükleer kapasitesiyle ilgili bölümde, ''Türkiye'nin olası nükleer bir İran'a, kendisi de nükleer kapasite arayışı içine girerek veya NATO savunma sistemine bağlı olarak karşılık verebileceği'' yorumunda bulunuluyor.
Raporun, geleceğe dair çeşitli senaryoların ele alındığı bölümünde Türkiye'nin adı, ''Şişeden cin çıkması'' başlığı altında da geçiyor.
Dünyanın önemli güçleri ve bölgelerine dair olası kötü durum senaryolarının sıralandığı bu başlık altındaki senaryolara ilişkin tablonun bir maddesinde, ''Kürdistan'ın yükselişi Türkiye'nin bütünlüğüne darbe olur ve bu, çevresindeki komşularında büyük bir ihtilaf riskini artırır'' ifadesi kullanılıyor.
Bunun yanında, yine aynı başlıktaki senaryolara ilişkin bir tabloda ''bölgesel istikrar'' maddesinde, ''Ortadoğu sınırları ortaya çıkmakta olan bir Kürdistan ile yeniden çizilir'' ifadesi yer alıyor.
MUHTEMEL SENARYO DEĞİL
Washington'ta Ulusal Basın Kulübü'nde raporla ilgili brifing veren Ulusal İstihbarat Konseyi Danışmanı ve raporun başyazarı Mathew Burrows, rapordaki, ''şişeden cin çıkması'' senaryosu bağlamında kullanılan, ''Kürdistan'ın yükselişi, Türkiye'nin bütünlüğüne bir darbe olur ve bu, çevresindeki komşularıyla büyük bir ihtilaf riskini artırır'' ifadesiyle ilgili soruyu yanıtladı.
Bunun muhtemel bir senaryo olmadığını belirten Burrows, özellikle Suriye'deki gelişmelerin ışığında, Ortadoğu'yla ilgili kaygı duydukları hususlardan birinin olası bir bölünme olduğunu belirtti.
Burrows, Suriye'nin olası bir bölünmesinde, bunun Irak'a da sıçrayabileceğini ifade ederek, elbette böyle bir şeyi Türkiye'nin ve bölgedeki diğer birçok ülkenin istemediğini, dolayısıyla bunun olmaması için güçlerin bir araya geleceğinin ve işbirliği yapacağının görüleceğini vurguladı.
Bununla birlikte, raporun bir planlama belgesi olduğuna değinen Burrows, ''Yapmaya çalıştığımız şey, bazı durumlar için en kötü senaryoları sıralamak ve bu elbette Ortadoğu için en kötü senaryo. Bunun gerçekleşmeyeceğinden emin olmalıyız'' dedi.
TÜRKİYE MODEL OLABİLİR
Burrows, Türkiye'nin uluslararası sistemdeki rolüyle ilgili soruyu da yanıtladı.
Raporda, ''orta katmandaki'' ülkeler arasında yer verdikleri, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Endonezya, Kolombiya, Brezilya gibi ülkelerin uluslararası arenada giderek artan bir rol oynadığını belirten Burrows, Hindistan, Çin gibi ülkelerden sıkça bahsedildiğini, ancak G20 veya G20 ötesi dünya olsun, bundan çok daha geniş bir uluslararası sistemin bulunduğunu ifade ederek, ''Türkiye de bu anlamda giderek artan bir rol oynuyor'' diye konuştu.
Burrows, Ortadoğu'daki Arap dünyası coğrafyasını çevreleyen, Türkiye, İran, İsrail gibi ülkelerin, bölgenin nasıl şekilleneceği konusunda potansiyel bağlamda çok büyük role sahip olduğuna dikkati çekerek, ''Elbette Türkiye, çok başarılı demokrasisi ve büyük çaptaki ekonomik büyümesiyle Ortadoğu'da yeşermekte olan diğer demokrasiler için bir model olabilir. Türkiye için öngördüğüm rol bu'' ifadesini kullandı.
Türkiye'nin AB üyeliğiyle ilgili bir soru üzerine de Burrows, raporda Türkiye'nin AB üyeliği konusunda bir çağrı yapmadıklarını dile getirerek, bununla birlikte, AB kamuoyunda genişlemeye tepki gösteren çok güçlü bir akımın mevcut olduğunu ifade etti.
Bu durumun, Türkiye'nin AB üyeliğine yönelik engellerden birini oluşturabileceğine değinen Mathew Burrows, ancak yönetici düzeyinde, bu müzakerelerin devamına çok güçlü ilginin hala sürdüğünü kaydetti.