BIST 9.725
DOLAR 35,21
EURO 36,75
ALTIN 2.967,88
HABER /  DÜNYA

ABD'deki işsizlik oranı büyük buhran döneminden bile kötü

Amerikan ekonomisindeki kriz geçtiğimiz ay daha da büyüyerek 20,5 milyon kişinin işsiz kalmasına neden olurken, işsizlik oranı yüzde 14,7’ye fırladı. Söz konusu rakam Büyük Buhrandan beri kaydedilen en yüksek rakama tekabül ediyor.

Abone ol

ABD işsizlik rakamlarını yorumlayan ekonomistler, ABD’de işten çıkarmalarını kalıcı olduğunu, ülkedeki iş piyasasında şu anda güvenli bir alan bulunmadığını ve iş arayanların elinde seçme şansı olmayacağını vurguluyor.

ABD Çalışma Bakanlığının nisan ayı raporunda, koronavirüs salgınının kasıp kavurduğu ABD’de yaşanan ekonomik zararın boyutu açık bir şekilde ortaya koyuluyor.

İşsizlik, bütün ekonomiyi etkisi altına almış durumda. Eğlence ve konaklama gibi alanlar nisan ayında en büyük kayıpları verirken sağlık sektöründe bile bir milyondan fazla kayıp yaşandı. Aralarında kadınların ve farklı ırk ve etnik kökenlerden gelen kişilerin yer aldığı, düşük ücretle çalışan işçiler ise bu durumdan en çok etkilenenler oldu.

“Bu zaman kadarki en yüksek işsizlik rakamları”

Amerikan The New York Times gazetesi de “ABD’de İşsizlik Büyük Buhrandan Beri En Kötü Seviyede” manşetiyle çıktı. Haberde ekonomistlerin ABD’deki işsizlik verilerine ilişkin görüşlerine yer verildi.

Banks of America Başekonomisti Michelle Meyer, “Kelimenin gerçek anlamıyla bu zamana kadarki en yüksek rakamlar bunlar. Resesyonda olabilecek ve aslında aylar alabilecek bir süreç, birkaç hafta içerisinde yaşandı.” dedi.

“İşten çıkarmaların çoğu kalıcı”

Grant Thornton başekonomist, Diane Swonk ise ABD Başkanı Trump’ın “İnsanlar çok yakında işlerine geri dönecek, önümüzdeki yıl harika bir yıl olacak” ifadeleriyle ortaya koyduğu iyimserliğin yanlış olduğunu ve kaybedilen bu işlerin birçoğunun geri alınamayacağını kaydetti.

Swonk, “Acı gerçekler bunlar, işten çıkarmaların çoğu kalıcı olacak; geçici değil.” dedi.

“ABD iş piyasasında şu anda güvenli bir alan yok”

Schmidt Futures’da ekonomist olan Martha Gimbert de “İş piyasasında şu an güvenli bir alan yok. İnsanlar bir defa işsiz kalıp harcama yapmamaya başladığında bundan geriye dönüş çok zaman alacaktır.” yorumunu yaptı.

“Şu anki durum Büyük Buhran’dan daha kötü”

S&P Global’da Baş Ekonomist olan Beth Ann Bovino ise “Büyük Buhran hayatta bir kere yaşanabilecek bir şey diye düşünürdüm ama şu anki durum çok daha kötü.” değerlendirmesinde bulundu.

Bovino, “Bu durum da insanların alışveriş yapmasını önler ve tasarruf yapmalarına neden olur.” dedi.

“İş arayanların elinde seçme şansı olmayacak”

ZipRecruiter’de istihdam piyasasında ekonomist olan Julia Pollak da “İş arayanların elinde pek seçme şansı olmayacak. İş sahibi olup da yine de iş bakan, daha kendine uygun ve daha yüksek maaş veren iş arayan kişileri pek görmeyeceğiz. İnsanlar faturaları ödeyebilmek için ne iş olursa arayacak.” diye belirtiyor.

ADP Araştırma Enstitüsünde Ekonomist olan Ahu Yıldırmaz, “Resesyon genelde düşük maaşlı ve düşük vasıflı işçileri etkiler ancak düşük ve yüksek maaşlı işçiler arasındaki farkın boyutu muazzam.” diyor.

“ABD’de yaşanan ekonomik sıkıntılar aslında çok daha büyük”

The New York Times haberinde ABD işsizlik verilerine ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu:

“Hangi açıdan bakarsanız bakın ortada gerçekten de nahoş bir tablo var. İşi olan yetişkin nüfus oranı yüzde 51,3 ve bu, bu zamana kadarki en düşük oran. 11 milyona yakın insan tam zamanlı iş bulamadığı için yarı zamanlı çalışıyor ve salgından önce bu rakam dört milyon civarında idi.

Bu rakamlar, yaşanılan ekonomik sıkıntıların aslında çok daha büyük olduğunun bir göstergesi.

Nisan ayının ortasından beri milyonlarca Amerikalı işsizlik başvurusunda bulundu. Çalışma Bakanlığı, işçilerin sınıflandırılmasıyla ilgili meseleler nedeniyle geçen aya ait bu işsizlik rakamının aslında yüzde 20’ye yaklaşmış olabileceğini ifade ediyor.

Virüsün henüz kontrol altına alınmamış olması nedeniyle müşterilerin de iş yerlerine ne zaman döneceği belirsizliğini koruyor. Uzmanlar ve ekonomistler, devletin çok hızlı hareket etmemesi halinde ikinci bir dalga yaşanabileceği ve kamu sağlığının ve ekonominin tehlikeye girebileceği konusunda uyarıyor.”