Devlet Çocuklarının Başkaldırısı'' isimli kitap, Amerika'nın 1900'lü yılların karanlık sayfalarına ışık tutuyor.
Abone olABD'de 20. yüzyılın başlarından itibaren yüzbinlerce fakir ve eğitimsiz çocuğun ''geri zekalı'' damgasıyla eyalet yönetimleri tarafından toplumdan tecrit edilerek belirli merkezlerde adeta ''depolandıkları'', buna karşın federal yönetimlerin bu uygulamayı durdurmak için hiçbir şey yapmadıkları ortaya çıktı. ABD'de piyasaya yeni çıkan ''The State Boys Rebellion - Devlet Çocuklarının Başkaldırısı'' isimli bir kitap, Amerika'nın 1900'lü yılların başındaki karanlık sayfalarına ışık tutuyor. ''Ebleh ya da akılsız'' olarak damgalanan çocukların anlatılması güç kötü şartlarda barındırıldıkları belirtilen Michael D'Antonio'nun kitabında, bu çocukların büyük çoğunluğunun herhangi bir akli sorununun olmadığı, bunların sadece gidecek yerleri olmayan fakir ve eğitimsiz çocuklar oldukları öne sürülüyor. Türünün ilk örneklerinden olan ve bir dönem 2500 çocuğun toplandığı Waltham'daki Fernald School gibi kurumlarda biraraya getirilen çocukların hepsinin, zekalarına bakılmazsızın, ''geri zekalı'' olarak adlandırıldıkları belirtiliyor. Frenald School'u işletenlerin hiçbiri bugün artık hayatta değilken, bu ''okul''un kurbanlarının kendilerine vurulan damgadan dolayı acı çekmeye devam ettikleri belirtiliyor. Kitapta, bu kurbanlardan 11 yıl boyunca Fernald'da kalan Fred Boyce ve Joe Almeida'nın anılarına yer veriliyor. Boyce, ''Uzun bir süre sadece buraya ait olduğumuzu ve insanlık türünün bir parçası olmadığımızı düşündük. Kendimizi hep doğmaması gereken insanlar olarak gördük'' diyor. Kitabın yayını dolayısıyla konuyu yeniden gündeme taşıyan CBS televizyonu, Fernald School ve benzeri kurumların 20. yüzyıl başlarında popüler bir hareket olan ve insan ırkının ıslahını hedefleyen ''öjenik'' hareketinin bir parçası olduğunu belirtirken, bu hareketin genetik açıdan aşağı oldukları düşünülen insanların toplumdan ayrılarak üremelerinin önlenmesi fikrinden doğduğunu kaydetti. Daha çok Nazi Almanyası ile özdeşleşen öjeniğin aslında ilk olarak Amerika'da başladığı kaydedilirken, bu hareketin Hitler Almanyasının tarihe karışmasından sonra da ABD'de devam ettiği belirtildi. Hareketin dorukta olduğu 1920 ve 1930'lu yıllarda öjenik hakkında fuarlarda sergiler düzenlendiğini belirten CBS, bu sergilerde öjenik uygulamasının Amerika ve insan ırkının yararına bir hareket olduğu mesajının verilmeye çalışıldığını savundu. D'Antonio ise kitabında, bunun sadece bir hareket değil, bir hükümet politikası olduğunu belirtirken, ''İnsanlara, şayet bu insanların çocuk sahibi olmasını engellersek hastalıklardan kurtulabileceğiz, suç oranlarını düşürebileceğiz, ulusumuzun refahını artırabileceğiz denildiğini'' kaydetti. Kitapta yer alan bilgilere göre, okullarda öğrencilerin düzenli olarak test edildiği ve ebleh bulunanların ABD genelindeki Fernald benzeri 100 civarındaki kuruma gönderildikleri belirtilirken, bu çocukların bu kurumlardan geri dönüşünün ise asla mümkün olmadığı ifade ediliyor. Buralarda toplanan çocuklardan en azından yüzde 50'sinin bugün normal yetişkinler olarak hayatlarını sürdürdüklerini belirten D'Antonio, oysa bunların bu kurumlarda ahmak, aptal ve geri zekalı gibi anlamlara gelen ''idiot'', ''embesil'' ya da ''moron'' gibi tıbbi terimlerle sınıflandırıldıklarını kaydediyor. 1949 yılında 8 yaşındayken, zekası normal seviyede olmasına rağmen, ''moron'' damgasıyla Fernald'a gönderilen kimsesiz Fred Boyce, bu kurumda 11 yılını geçirmiş. Boyce, sorumluluğundan kurtulmanın en kolay yolu olarak yetkililerin kendisi için burayı bulduğunu ifade ederken, ''Böylece benim için bir ev bulmaları gerekmedi. Sadece bu insan depolarından birine atarak çürümemi beklediler'' diyor. Çok az eğitim ve şefkatin olduğu bu kurumlarda kalanlara, burada hayat boyu kalacakları telkin edilirken, özellikle bazı erkek çocukların hiçbir şekilde rızaları alınmaksızın bazı radyasyon deneylerinde kobay olarak kullanıldıkları da iddia ediliyor. Erkek çocuklara radyasyonlu süt ve gıdalar verilerek üzerlerindeki etkinin ölçülmeye çalışıldığı belirtiliyor. Kitapta anılarına yer verilen diğer kurban Joe Almedia ise kendisinin Fernald'da hayatını yitirmiş olanların kafataslarını ve beyinlerini ince ince dilimleyerek, beyni bilim adamlarının inclemesine hazır hale getirmekle görevlendirildiğini kaydediyor. Her türlü aşağılama ve cinsel istismarın hakim olduğu öne sürülen bu kurumların 1970'li yıllara kadar faaliyette olduğu belirtiliyor. Boyce, öjeniğin artık siyasi açıdan kabul görmemeye başladığı 1960 yılında 19 yaşındayken Fernald'dan kurtulurken, kendilerine burada vurulan damganın hayatlarının kalan kısmını da olumsuz etkilediğini ifade ediyor. Konunun 1994 yılında Senato'da gündeme getirilmesinden sonra özellikle bu kurumlardaki çocukları genetik ve radyoaktif incelemelerde kobay olarak kullanan Massachusets Institute of Technologies'ın mağdurlara 60 bin dolar tazminatlar ödediği belirtiliyor.