Washington Post'ta yayınlanan bir makale kafaları karıştırdı. Makalede İran'ı caydırmak için Türkiye'nin de pekala nükleer bomba üretebileceğine dikkat çekildi.
Abone olİran’ın nükleer silahları üretmesini engellemek için askeri mudahaleye değil, sert ekonomik yatırımlara başvurulması istendi. Washington Post’ta yayınlanan bir makalede İran’ın nükleer silahları üretmesi tehlikesine dikkat çekilirken. Hem İran’ı caydırmak hem de özellikle Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye’nin "İran’a izin veren dünyanın kendilerine de izin vereceği inancı ile aynı yola girmelerinin" önlenmesi için de nükleer silah üretiminin engellenmesi gerektiği belirtildi.
Washington Post’ta yayınlanan makalede, İran’ın nükleer faaliyetlerini yeniden başlatma kararının ABD, Avrupa ve diğer ülkeler için "meydan okuma" anlamına geldiği belirtildi. Brookins Enstitütüsü’nün üst düzey dış politika uzmanlarından İvo Daalder ve Philip Gordor imzalarını taşıyan makalede, İran’ın kararı karşısında ne gibi bir tutum takınması gerektiği konusu değerlendirildi.
İran konusunda iki farklı yaklaşımın ortaya çıktığına dikkat çekilen makalede, Avrupa’da daha çok sonuç vermeyeceği savı ile askeri operasyon veya ekonomik yaptırımlara karşı çıkıldığı belirtildi. Bu görüşün, inisiyatifin tümünü İran’a bıraktığı, bunun kabul edilemez bir risk oluşturacağı belirtilerek şöyle devam edildi:
"Bir İran bombasının oluşturduğu tehlikeler bellidir.
Başkaları - Suudi Aristan, Mısır, Türkiye - hem Tahran’ı caydırmak hem de İran’ın bomba yapmasına izin veren dünyanın herhalde kendilerine aynı şey yapmalarına izin vereceği şeklindeki temelsiz olmayan inacı ile aynı yola girebilir.
Bu, 40 yıla yakın bir süre, İsveç, Güney Kore, Brezilya ve Ukrayna gibi çok farklı ülkeleri nükleer silahları elde etme maliyetinin yararlarından çok daha fazla olacağını ikna etmeye katkıda bulunan ve halen saklanmakta olan nükleer silahlarının çoğalmaması sistemine öldürücü bir darbe vurur." Buna karşın, başta ABD’de olmak üzere, İran’a karşı askeri güç kullanma zamanının geldiğini düşününlerin de yanıldığı savunulan makalede, askeri bir operasyonun İran’ın nükleer programı tam olarak yok edemeyebileceği gibi dünya kamuoyunda bu ülke için güçlü bir destek yaratabileceği uyarısı yapıldı.
Makalede ABD ve Avrupa’nın Rusya ve Çin’i yanlarına alarak İran’a karşın sert ekonomik yaptırımların benimsenmesini sağlamaları gerektiği savunuldu. Bu çerçevede BM Güvenlik Konseyi’nce İran’a petrol ambargosunun uygulanması ve bu ülkeye yönelik yatırımların yasaklanmasını içeren bir kararın "ideal" olacağı vurgulandı.
Ekonomik yaptırımların Rusya ve Çin olmadan etkili olamayacağı argümanına karşı çıkıldığı makalede, İran’ın enerji sektörünün ihtiyacı olduğu teknolojinin ancak Batılı şirketlerin elinde olduğunun altı çizildi.
Kaynak: