Daha önce Türkiye ile ilişkilere önem veren Pentagon sertleşirken ABD Dışişleri ise yumuşamadan yana.
Abone olIrak'ta savaş planları öncesinde, Amerikan yönetiminde Türkiye'ye en sıcak, en dostça bakan kurum Pentagon olduğu halde, Amerikan askerlerinin Türkiye'ye konuşlandırılmasına ilişkin tezkerenin kabul edilmemesinden sonra, Türkiye'den beklediği düzeyde işbirliğini göremeyen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz gibi şahinler, sert çıkmaya başladı. Washington'daki kaynaklar, ''Eskiden Türkiye'ye en yakın kurum, ABD Savunma Bakanlığı idi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın önündeydi. Pentagon'da tezkereden sonra bir değişim oldu. Hayal kırıklıklarını uygun bir dille ifade ettiler. Şimdi Amerikan Dışişleri daha yumuşak bir tutum izliyor'' yorumunda bulunuyor. Gözlemciler, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman'ın, ''Wolfowitz'i ciddiye alın'' yönündeki açıklamalarına karşın, Wolfowitz ve Grossman'ın sözleri arasında ''nüans'' bulunduğuna dikkati çekerek, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ''ılımlı'' tutumuyla dengeyi sağlamaya çalıştığı yorumunu yapıyor. Ancak bu nüansa karşılık, Irak konusundaki hayal kırıklığının, bir gerçek olduğu kabul ediliyor. Bir gözlemcinin ''Pentagon ve ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye'ye karşı 'iyi polis-kötü polisi oynuyor''' yaklaşımı çerçevesinde, pratikte Pentagon ile Dışişleri Bakanlığı'nın, Türkiye'ye karşı ''aynı çizgide'' olduğu vurgulanıyor. Washington'daki çevrelerde ''Türkiye'yi en çok savunan Amerikalı yetkili'' olarak nitelendirilen Wolfowitz'in yansıttığı sert tutumun, demokratik süreç içinde de olsa, Türkiye'nin ABD'nin Irak konusundaki taleplerini karşılıksız bırakmasından duyulan ''kırgınlığı'' ortaya koyduğu belirtiliyor. ''ŞU ANDA STRATEJİK ORTAKLIK YOK'' Stratejik ve Uluslararası Etütler Merkezi (CSIS) Türkiye projesi direktörü Bülent Alirıza, Amerikan yönetiminin üst düzey bir yetkilisinin kendisine, ''Şu anda Türkiye ile ABD arasında stratejik ortaklık yoktur'' dediğini söyledi. Türkiye ile ABD arasındaki stratejik ilişkiler, ABD açısından son 12 yılda ağırlıklı olarak Irak meselesine dayanıyordu. Alirıza, ''Top Türkiye'de. ABD, Türkiye'nin kapısını çalıp 'Irak'ta sana ihtiyacım var' dediğinde, Türkiye cevap vermedi. Bu durum ABD'de burukluk yarattı. Bundan sonra ABD, Türkiye'den adım bekliyor. Stratejik ilişkilerin eskisi gibi devam etmeyeceğini ABD biliyor. İlişkilerde problem var. Sıfırdan başlamak gerekiyor. Geçmişte her iki tarafın da birbirine ihtiyacından doğan ilişkilerin devamı, iki tarafın yeniden bir baz bulup bulamayacağında yatıyor'' değerlendirmesinde bulundu. Beyaz Saray'ın üst düzey bir yetkilisi, Anadolu Ajansı'nın ''ABD, Türkiye'yi halen stratejik ortak olarak görüyor mu?'' sorusuna karşılık, ''stratejik ortaklık'' tanımlamasını kullanmadan, Türkiye ile ilişkileri ''ortak bir gündem üzerine inşa etmeyi umduklarını'' söyledi. Yetkili, ilişkilerin durumunu şöyle değerlendirdi: ''Türkiye ile anlaşmazlıklarımız oldu. Bunların ne olduğu çok iyi biliniyor. Olanları tekrarlamaya gerek yok. Aynı zamanda, şu da doğru ki Türkiye çok büyük önemi olan bir ülke. Bir demokrasi. Türkiye, geleneksel değerler ile modern başarılı bir ülkenin gerektirdiklerini göreceli olarak başarıyla birleştiren bir ülke. 2001 yılında başlayan ekonomik krizle başarıyla mücadele edildi. Farklılıklarımız var. Önümüzdeki yıllarda Türkiye ile yakın çalışmayı bekliyoruz. Bu anlaşmazlıkları geride bırakmayı ve ilişkileri ortak bir gündem üzerine inşa etmeyi umuyoruz.'' TÜRKİYE NE YAPABİLİR? Washington'da Türk-Amerikan ilişkilerini yakından izleyen çevrelerin ortak görüşü, bu ilişkilerin devamı için Türkiye'nin, ''konsensüs içinde'' Washington ile diyaloğa girmesi gerektiğinde birleşiyor. Bu gözlemciler, Türkiye ve ABD'nin ''düşman olmayacağını'' ancak ilişkilerin geleceğinin, Türkiye'nin karşılık beklemeden yapacağı ''jestleriyle'' şekilleneceğini belirtiyorlar. Gözlemcilere göre, Amerikan tarafındaki ''kırgınlığın'' Türkiye tarafından iyi algılanması ve ABD'nin sıcak yaklaşmadığı Suriye ve İran gibi ülkelerle ilişkilerde dikkatli olunması, Kuzey Irak'ta sorun yaşanmaması, iki ülkenin ilişkilerinin geleceği açısından önem taşıyor. Bazı gözlemciler ise Wolfowitz'in bu açıklamalarından belli bir süre sonra, zaman içinde, Türkiye'nin de benimseyeceği yapıcı yaklaşım çerçevesinde durumun düzeleceğini ve tırmandırmanın her iki tarafa da faydası olmadığını belirtiyor. Bir gözlemci, ''ABD, Türkiye'nin değerini tartarak tutumunu gözden geçirmeli. Türkiye'nin de ABD'nin tutumunu anlaması lazım'' dedi. Anadolu Ajansı'nın görüştüğü diplomatik kaynaklar ise Wolfowitz'in açıklamalarının, basına yansıdığı gibi sert değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Bu kaynaklar, tezkere konusunda yaşanan sıkıntıya karşın, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın Türkiye ziyaretinin ''son derece başarılı'' geçtiğine dikkati çektiler. Powell ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında sürekli diyalog bulunduğunu söyleyen bir diplomatik kaynak, ABD Başkanı George W. Bush'un da, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i Bingöl depremi için taziyelerini iletmek üzere aradığında çok yapıcı bir tutum sergilediğine işaret etti.