Guardian gazetesinin deneyimli muhabiri Martin Chulov, Halep yakınlarından aktardığı haber analizde, ABD'nin saldırı tehdidinin 'Suriyeli İslamcı muhalifler arasındaki çatlağı derinleştirdiğini' yazıyor.
Abone olGuardian gazetesinin deneyimli Ortadoğu muhabiri Martin Chulov, Halep yakınlarındaki izlenimlerini aktardığı analiz haberde, ‘ABD’nin Suriye’ye yönelik müdahale tehdidinin, muhalif İslamcı gruplar arasındaki çatlağı derinleştirdiğini’ yazıyor.
Halep’te yol kenarındaki bir dinlenme tesisinde muhaliflerle görüşüp gözlemlerini aktaran Chulov, “Barack Obama, Beşar Esad’a saldırabileceğini söylediğinde Kuzey Suriye’deki binlerce cihatçı ne yapmaları gerektiğini gayet iyi biliyordu. O andan sonra hepsi büyük silahlarını sakladı, üslerini boşalttı, araçlarını ahırlara park edip kendileri de çiftliklere, fabrikalara ve gönülsüzce ağırlanacakları toplulukların arasına attı” diyor.
Suriye’nin kuzey doğusunda etkin olan ve cihatçı grupların başını çeken ve bölgeye Şeriat kanunları getirmek istediklerini belirten Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) liderlerinden Ebu İsmail’le konuşan yazar Chulov şöyle devam ediyor:
“Suriye’nin ana muhalifleri, açmazdan kurtulmak için bir şans olarak gördükleri Amerikan saldırısını desteklerken, aralarındaki cihatçı gruplar olayları prizmanın daha farklı bir yerinden görüyor. Onların bakış açıları daha çok, ‘Benim düşmanımın düşmanı, benim dostum değildir’ yönünde.”
Irak ve Afganistan’da savaşan üyeleri bulunduğunu ve dünyanın dört bir köşesinden Suriye’ye geldiklerini belirten 26 yaşındaki Ebu Ebid adlı bir cihatçı Amerika’nın saldırması durumda “Bizim Emir’imiz [Ebu İsmail] nasıl üstesinden gelineceğini bilir. Herkes, Amerikalıların rejime saldırmak istediklerini söylemelerine rağmen, hepimizin onların düşmanı olduğunu biliyor” diyor.
ÖSO: Umarım Amerikalılar cihatçıları vurur
Yazar, bulunduğu dinlenme tesisinde bir yanda cihatçıların sohbetine, diğer yanda ise yine aynı dinlenme tesisinde bulunan muhalif Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) üyelerinin sohbetine kulak kabartıyor.
Cihatçılardan rahatsız olduklarını dile getirmekten çekinmeyen ÖSO üyelerinden biri cihatçıları kastederek “Amerikalılar onlara da saldırırsa umurumda bile olmaz… Aslında bundan memnuniyet bile duyarım. Birilerinden korkmaları lazım” diyor. Kahkahalar arasında sohbete devam eden gruplardan bir diğeri de “Umarım Amerikalılar [cihatçıların] karargâhlarının nerede olduğunu biliyordur” diye devam ediyor.
Halep’in kuzeydoğusundaki El Bab bölgesinde, IŞİD bayraklarının, El Kaide bağlantılı diğer gruplar El Nusra Cephesi ve Özgür Suriye Ordusu bayraklarına göre daha yaygın olduğunu belirten Guardian gazetesi yazarı, yine bölgede etkin gruplardan Liva el Tevhid Tugayı üyeleriyle de görüşüyor.
Tugaya bağlı genç bir savaşçı da IŞİD’i eleştirip “Kendileri gibi davranmayanı veya kendileri gibi düşünmeyeni kafir olarak görüyor ve cezalandırılması gerektiğini söylüyorlar” diyor.
Genç savaşçı, “Amerikalılara karşı savaşmayı öğrenmiş olabilirler ama Irak’tan başka hiçbir şey öğrenememişler” sözleriyle eleştiriyor cihatçı IŞİD üyelerini.
Gazetenin yazarı Chulov, Irak’ta Uyanış Hareketi ve Sahava olarak bilinen grubun 2007’de Irak’ın Anbar şehrinden El Kaide bağlantılı grupları püskürttüğünü hatırlatıyor yazısında.
'ABD'ye göre hepimiz aynıyız'
Liva el Tevhid üst düzey yetkilisi de, “Biz de burada aynı şeye ihtiyaç duyuyoruz… Bu devrimi kaçırmak istiyorlar. Belki de çoktan artık onların elinde. Ama gördüğünüz her siyah bayrağı onlara destek olarak görmeyin. Bizim sadece şimdilik onlarla mücadele etmeyi midemiz kaldırmıyor. Hem istesek de kimden yardım alabiliriz ki? Amerika? Avrupa? Kahrolsun hepsi. Suriye’nin bütün Ortadoğu’yu arkasından sürükleyeceğini göremiyorlar mı?”
Guardian yazarının konuştuğu IŞİD lideri Ebu İsmail ise Suriye’deki Uyanış Hareketi’ni bir tehdit olarak görmediklerini belirtip, bölgeye Şeriat getirmek istediklerini söylüyor: “Eğer Suriye’nin bu bölgesini kontrol altına alırsanız, tüm Ortadoğu’yu kontrol altına almışsınızdır demektir.”
“Burada savaş Irak’tan daha zor. Burada rejim, Hizbullah, Lübnan ordusu, Şebbiha, Şii paralı askerler ve İran var, hepsi bize karşı savaşıyor. Şimdi de belki Amerikalılar. Hava kuvvetlerini nasıl yenilgiye uğratacağımızı biliyoruz. Nasıl kaçılacağını ve nasıl saklanılacağını da biliyoruz. Onların öncelikli amacı, mücahitlerin stratejik silahlara erişimini engellemek. Esad’a saldırma planı, bize saldırma bahanesi.”
Guardian yazarı, makalesini Liva el Tehvid Tugayı üyesinin şu sözleriyle noktalıyor:
“Sence biz de evlerimizi boşaltmalı mıyız? İnsansız hava araçları (dronlar) hakkında sık sık konuşulduğunu duyuyoruz. Belki de Amerikalılar gerçekten dostlarının kim olduğunu bilmiyor. Onlara göre hepimiz aynıyız. Şeytanlaştırılması ve hiçe sayılması gereken insanlarız…”