BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,81
ALTIN 2.967,70
HABER /  GÜNCEL

ABD kilisesinden laikliğe darbe

"Siyasi Yaşamda Katolikler" adı altınta muhtıra gibi bir bildiri yayınlayan katolik din adamları, kürtajı destekleyen siyasileri "Şeytanla işbirliği yapmak"la suçladılar.

Abone ol

ABD'de cuma günü yaptıkları bir toplantı sonrasında ''Siyasi Yaşamda Katolikler'' başlığıyla muhtıra gibi bir açıklama yapan Katolik din adamları, kürtaj hakkına destek veren politikacıları ''şeytanla işbirliği yapmakla'' suçladılar ve rahiplerden bu tür siyasetçilerin kilise toplantıları yapma talebini reddetmelerini istediler. Denver'daki toplantı sonrasında yapılan açıklamada, kürtaja destek veren ve Katolik değerlere saygı göstermeyen siyasetçilerle kilise toplantıları yapılması yasaklanırken, Katolik değerleri benimseyinceye ve kilisenin değerlerini hem kişisel hem de kamu yaşamına taşıyıncaya kadar sıradan Katoliklerin de kilise toplantılarına katılmaya değer olmadıkları kaydedildi. Katolik din adamları ayrıca, Katolik cemaatinin ve kuruluşların kilisenin temel ahlak prensiplerini reddeder bir tutum içinde olan Katoliklere ödül ya da onurlandırıcı bir paye veya konuşma platformu vermemeleri çağrısında bulundu. Bunun, Katolik üniversitelerinin, kürtaja destek vererek Katolik inancının prensiplerine uymayan Katolik siyasetçilere fahri doktora verilemeyeceği ve konuşma yapmak üzere üniversiteye davet edilemeyeceği anlamına geldiği kaydedildi. Bazı üniversitelerin bu karardan önce de benzer bir uygulamada olduğu belirtilirken, Katolikler arasından 44 yıldır ilk kez başkan adayı gösterilen bir isim olmasına rağmen kürtaja destek veren Demokrat Parti adayı John F. Kerry'nin bundan böyle bu tür üniversitelerde konuşma yapmasının tehlikeye girdiği ifade ediliyor. Kerry başta olmak üzere Katolik siyasetçilerin, kişisel ve dini tercihlerin topluma dayatılamayacağı şeklindeki tavrına karşılık Katolik din adamlarının deklarasyonunda, ''Kilise ve devlet arasındaki ayrılık beraberinde inanç ile kamusal eylem, ahlaki prensipler ile siyasi tercihler arasında bir bölünmeyi gerektirmez. Aksine inananların ve dini grupların inançlarını uygulama ve kamu yaşamında sahip oldukları değerlere göre hareket etme haklarını korur'' denildi.