BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

ABD, İran'ı nükleer silahla suçluyor

Irak'a BM'nin ve Dünya kamuoyunun kabul etmediği gerekçelerle giren ABD, İran'a da benzer suçlamalarda bulunuyor.

Abone ol

Şahinler İran'a yöneliyor Irak Savaşı'nın bitmesi ile ABD'nin, işgal politikası gereği İran’ı kıskaca alma planlarını devreye soktuğu bildirildi. Irak Savaşı'nın bitmesi ile ABD, İran’ı kıskaca alma planlarını sonuçlandırdı. Doğuda Afganistan, batıda da Irak doğrudan Amerika’nın hegamonyasında, Pakistan ve Orta Asya‘daki cumhuriyetler de Amerika’nın etkisi altında. Bunun ardından da Tahran ve Washington arasında ani bir yakınlaşma gözlendi. Önce gizliden gizliye, kısa bir süre sonra da gayet açık bir şekilde temaslar hızlandı. Ancak geçen Perşembe gününden bu yana işler değişmişe benziyor. Amerikalı temsilciler, kararlaştırılan buluşmaya gelmediler. Tahran ile yakınlaşma taraftarları, Washington’daki "yeni muhafazakarlar"ın baskısına yenik düşmüştü. "Şahinler"in başında ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld geliyor. Rumsfeld, İran’ın Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’daki saldırının sorumlularının da aralarında olduğu El Kaide üyelerini barındırdığını iddia ederken, Tahran bu suçlamaları reddediyor. Ayrıca Washington, Taliban rejimini ve El Kaide lideri Usame Bin Ladin’i desteklerken, kendilerinin mücadele bayrağını açtıklarını iddia ederek, İran’ı El Kaide ile işbirliği yapmakla suçlamanın saçma olduğunu belirtiyorlar. Ancak Tahran yönetimi yine de Afganistan veya Pakistan’dan kaçan El Kaide üyelerinin, ülkeye sızmış olabileceklerini kabul ediyor. İranlı yetkililer, geçen yıl 500 El Kaide üyesinin gözaltına alındığını ve geldikleri ülkelere geri gönderildiğini, fakat bu kişiler arasında örgütün önde gelen isimlerinin bulunmadığını belirtiyor. Ama bu açıklamalar, Washington’daki "şahinler"e yetmiyor. Önce, El Kaide’nin kökünü kurutmak amacıyla yola çıkmış izlenimi veren "şahinler" şimdi de, İran’ın nükleer silah üretmeye çalıştığını iddia ediyor. Ancak var olduğu iddia edilen kanıtların pek tutar yanı yok. Saddam Hüseyin’in tersine, Tahran yönetimi tesislerinin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetçileri tarafından düzenli olarak kontrol edilmesine izin veriyor. Ancak Saddam Hüseyin’in devrilmesi ile Washington’da galeyana gelenler, şimdi de "şer ekseni"nin ikinci üyesini devredışı bırakmak istiyor. Ama sözkonusu olan askeri bir operasyon değil, değişimin içerden gelmesi isteniyor. Bush da kısa bir süre önce, İran’da demokratik bir altyapının bulunduğunu, ancak, seçilmeden yetkiye sahip olan kurum ve kişilerin bu altyapıyı sürekli olarak zayıflattığını kaydetmişti. İran’da halk ayaklanmasıyla yönetimin devrilmesini sağlayacak bir planın, ne kadar yanlış bir adım olduğu kısa süre içinde ortaya çıkacaktır. Yapılan kamuoyu araştırmaları ve seçimler, İran halkının çoğunluğunun, reformların ilerlemesi ve ABD ile yeniden ilişkilerin kurulması taraftarı olduğunu gösteriyor. Ancak dışarıdan bir zorlama geldiği takdirde, bu silahın ters tepeceği ve halkın dış güçlere karşı birlik olacağını tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok. Washington gerçekten İran ve halkı yararına bir adım atmak istiyorsa, son haftalarda filizlenen, ancak birdenbire dondurulan temasları sürdürmeli ve başkentte sürekli durumu kızıştıran sesleri dindirmelidir. Bu arada Irak'ta son 24 saat içerisinde 9 Amerikan askerinin daha yaralandığı bildirildi. Amerikan ordusundan Yüzbaşı David Connolly, yaptığı açıklamada, hafif yaralanan 9 Amerikan askerine, dün erken saatlerde Fallucah'ta meydana gelen bir saldırı sırasında ölen 2 asker ve yaralanan 9 askerin bu dahil olmadığını belirterek, "Irak'ı yeniden inşa etme çalışmalarımızı baltalamaya çalışan eski rejimden bazı unsurlar hala bulunuyor. Bunlar ya paramiliter milisler veya Baas Partisi üyeleridir" dedi. Kaynak : Deutsche Welle