Amerika medyasında yer alan eleştiriler, sözde Ermeni soykırımının tekrar gündeme gelmesi ve şimdi de Dışişleri'nin raporu... Türk kamoyu ABD ile ilişkilerden tedirgin...
Abone olABD'nin önde gelen iki dergisinde yeralan Türkiye eleştirileri... Ardından sözde Ermeni soykırımının tekrar gündeme gelmesi... Ve şimdi de ABD Dışişleri'nin hazırladığı insan hakları raporunda Türkiye'ye yöneltilen değerlendirmeler kamuyoyunda "Acaba Türk-ABD ilişkileri yeni bir döneme mi giriyor?" sorusuna neden oldu... ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2004 yılı insan hakları ülke raporunda Avrupa Birliği'nin Kopenhag kriterlerini karşılama arzusuyla Türkiye'nin önemli reform paketleri geçirmesine karşılık uygulamanın zayıf kaldığı ve insan hakları ihlallerinin devam ettiği ileri sürüldü. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan raporun giriş kısmında, ''Türkiye'nin AB ile müzakerelere başlamak için Kopenhag kriterlerini karşılama arzusu, hükümetin önemli reformlar paketini geçirmesini sağladı. Bunlar arasında yeni ve daha liberal ceza yasası, namus cinayetleri ve işkenceyle mücadelede bir dizi anayasal değişiklikler, dini, ifade ve toplanma özgürlüklerinin genişletilmesi ve hükümette ordunun rolünün azaltılması yer aldı'' denildi. Raporda, ''ancak bu reformların uygulanması gecikti'' ifadesi kullanılırken, güvenlik güçlerinin ''işkence, dayak, keyfi tutuklama ve gözaltına devam ettiği'' ileri sürüldü. Raporda, gözlemcilerin, bu tip faaliyetlerde bir azalma tespit ettiği ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin, hükümetin işkenceye karşı ''sıfır tolerans'' politikasına uymak için yerel yetkililerin çaba gösterdiklerini rapor ettiği belirtildi. Namus cinayetlerinin devam ettiği, hükümetin, Kürtçe ve diğer dillerin kullanımıyla ilgili bazı kısıtlamaları kaldırdığı, ancak ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili kısıtlamaların yerinde kaldığı iddia edildi. ABD'nin global ilişkilerden sorumlu müsteşarı Paula Dobriansky, yıllık raporun yayınlanması nedeniyle ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Dobriansky, şunları söyledi: ''Bu rapor, ABD Başkanı George Bush'un, diktatörlük ve umutsuzluk altında daha iyi bir yaşam için mücadele verenlerle omuz omuza duracağımız yönündeki sözünün vücuda gelmiş halidir. Ülkelerindeki vatanseverlere mesajımız, görmezden gelinmeyeceksiniz, unutulmayacaksınız. Dahası, sizin baskı altında tutulmanızdan sorumlu olanların özrünü bağışlamayacağız. Gelecek aylarda bu yönetimin, her ülkede ve kültürde demokratik hareketler ve kurumların gelişmesini destekleme yönündeki ajandasını ilerletme yönünde yoğun çabalar göreceğiz.'' Dobriansky, Gürcistan, Ukrayna ve son olarak Irak'ta demokratik gelişmeler olduğuna, Lübnan'da da bu yönde bir eğilimin görüldüğüne işaret ederek, özgürlük yönünde umut dolu sinyallerin ortaya çıktığını, özellikle Ortadoğu'ya bu eğilimin yerleştiğini söyledi. Paula Dobriansky, ''eğer özgürlük ve demokrasi, Endonezya, Türkiye, Afganistan ve Irak gibi Müslüman ülkelerde işliyorsa neden İran, Libya, Suriye ve Suudi Arabistan'da öyle olmasın?'' diye sordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, Amerikan yasaları gereğinde ABD Başkanı'nın her yıl kongreye global bir insan hakları raporu sunmakla yükümlü olması nedeniyle bu raporu hazırlıyor. ABD kongresi, çeşitli ülkelere yapılacak dış yardım, ticaret anlaşmaları gibi konularda bu raporu da göz önüne alıyor.