ABD ile '15 Temmuz' gerilimi... Türkiye, neden Washington'ı işaret ediyor? Darbenin Kayıp Saatleri

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘15 Temmuz’un arkasında ABD var’ açıklaması Türkiye ve ABD arasında gerilime neden oldu. Ankara-Washington ilişkileri son günlerde yapılan karşılıklı açıklamalarla gerilimli seyrediyor.

Süleyman Soylu’nun sözlerine karşı ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price yaptığı yazılı açıklamada, "ABD'nin Türkiye'de 2016'da meydana gelen darbe girişimiyle hiçbir ilgisi yoktu ve yaşananları derhal kınadı. Üst düzey Türk yetkililerin bunun aksi yönündeki iddiaları tamamen gerçek dışıdır" ifadelerini kullandı. ABD’nin Ankara Büyükelçisi David Satterfield ise "Üst düzey Türk yetkililerinin, 2016 yılı dahil olmak üzere Türkiye'de gerçekleşen bir dizi gelişmeden ABD'yi sorumlu tutan değerlendirmelerinden endişe duyuyoruz" diye konuştu.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi üzerine kitapları da bulunan M5 Savunma ve Strateji Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ceyhun Bozkurt, ABD’den gelen bu açıklamalarla ilgili Sputnik’e dikkat çeken ifadeler kullandı.

'Darbenin Kayıp Saatleri'

Bozkurt’un, Mete Yarar’la birlikte kaleme aldığı ‘Darbenin Kayıp Saatleri’ kitabı bulunuyor. Bunun yanı sıra Amerikalı Diplomatların Güneydoğu Faaliyetleri, Vizesiz Müttefik, Mission Kurdistan-ABD-PKK İlişkilerinin Stratejik Analizi ve Gladyo-Operasyon Türkiye kitaplarında da Bozkurt’un imzası var.

'Türkiye’de darbe olacağı' yönünde ciddi ifadeler

Bozkurt, “ABD’nin, 15 Temmuz 2016’daki darbede rolüne” dair gözlemleri ve görüşlerini şöyle sıraladı: 15 Temmuz’dan önce ABD’de çıkan yayınlara bakıldığında ‘Türkiye’de darbe olacağı’ yönünde ciddi ifadeler yer aldı. Örneğin, 24 Şubat 2016 tarihinde, Global Research adlı sitede ABD’li gazeteci Mike Whitney, ABD’nin Kiev’de uyguladığına çok benzeyen bir renkli devrim ve ardından darbe ile Erdoğan yönetimini devireceğini, bunu da TSK ve MİT içindeki ‘ajanları’ vasıtasıyla gerçekleştireceğini yazdı. Yine FETÖ ile yakınlığı bilinen ve Irak işgal sürecinin etkili isimlerinden Michael Rubin, ‘American Enterprise Institute’ sitesinde, Mart 2016’da yazdığı yazıda darbe olacağını ve Obama yönetiminin darbe yönetimini tanıyacağını kaleme aldı.  

Kalkışmayı destekleyici, yönlendirici yayınlar

15 Temmuz gecesi Amerikan devletine yakınlığıyla bilinen Stratfor gibi düşünce kuruluşları ve televizyonlarda yorum yapan asker veya sivil uzmanlar kalkışmayı destekleyici, yönlendirici yayınlar yaptı, söylemler geliştirdi. Stratfor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının güzergâhını takip etti ve bunu sosyal medya hesabından dakika dakika yayınladı. Sonra da sayfalarından bu paylaşımını kaldırdı.

'Müttefiklerimiz tutuklanıyor' açıklaması

Darbeciler içinde kritik rolü olan dönemin İncirlik’teki 10. Tanker Üs Komutanı Bekir Ercan Van, kalkışma sırasında İncirlik’teki Amerikalı komutanlarla sürekli iletişim halindeydi. Bekir Ercan Van, kalkışma ve işgal girişimi püskürtülünce üsteki ABD karargâhına saklandı ve orada yakalandı.

15 Temmuz sonrası darbeciler tutuklanmaya başladığında üst düzey Amerikalı komutanlar ‘müttefiklerimiz tutuklanıyor’ açıklaması yaptı. 

Türkiye ile ABD arasında suçluların iade anlaşması

Türkiye somut olarak ABD’li yetkililere bilgi belgeleri teslim etmelerine, iade başvurusu yapmalarına rağmen ne FETÖ elebaşı ne de bu ülkede yaşayan firari FETÖ’cüler Türkiye’ye teslim edildi. Oysa Türkiye ile ABD arasında suçluların iade anlaşması var.

'Putin, hemen 16 Temmuz’da darbeyi kınadı'

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price’ın açıklamasında, “ABD, yaşananları derhal kınadı” ifadelerine yer vermesi de dikkat çekti. Bozkurt, Barack Obama yönetiminin darbe girişimini en son kınayan yönetimlerden biri olduğunu hatırlattı ve şunları ekledi:  Örneğin Rusya lideri Vladimir Putin, hemen 16 Temmuz’da darbeyi kınayan bir açıklama yapmış, bu kınamayı yapan ilk lider olmuştu. Ancak Obama yönetimi kınamak için 3-4 gün bekledi. Bu, böyle dönemlerde çok uzun bir süredir. Bu nedenle o kınamanın zamanlaması ABD’nin samimiyetine gölge düşürdü.

'ABD’nin müttefikliği kâğıt üzerinde kalmıştır'

ABD Dışişleri’nin açıklamasında ayrıca “Bu açıklamalar Türkiye'nin NATO müttefikliği ve stratejik ortaklık statüsüyle bağdaşmamaktadır” deniliyor.  Bu konuda, 1990 sonrasında ABD ve NATO’nun güvenlik ihtiyacı ve stratejileriyle Türkiye’ninkilerin çelişmeye başladığını ifade eden Bozkurt, sözlerini şöyle sürdürdü: Türkiye’nin PKK/PYD ve FETÖ ile mücadelesinde, Mavi Vatan politikamızda, hep karşı tarafta yer aldılar. Ermenistan meselesinde Türkiye’yi yalan söyleyerek soykırımla suçluyorlar. Böyle müttefiklik ilişkisi olmaz. Washington üzerine düşeni yapmadığı sürece Türkiye ile ABD’nin müttefikliği şu an sadece kâğıt üzerinde kalmıştır.