Af Örgütü raporunda ABD'yi uluslararası adaletin altını oymak ve haçlı seferlerini sürdürmekle suçlandı
Abone olUAÖ 2004 yılı raporunda, silahlı grupların ve hükümetlerin evrensel değerlere karşı yürüttükleri savaşın, güvensizlik, korku ve bölünmeyi şiddetlendirdiği belirtildi. Af Örgütü'nün raporunda, ABD, ''uluslararası adaletin altını oymak ve kendi vatandaşları için dünya çapında yargı bağımsızlığı elde etmeye çalışmak için Haçlı seferleri sürdürmekle'' suçlandı. Raporda, bu savaşın insan haklarını temelden tahrip ettiği kaydedildi. Bir yandan silahlı grupların yarattığı terörün, diğer yandan da hükümetlerin giderek artan hak ihlallerinin son 50 yılda insan haklarına yönelik en büyük saldırıyı yarattığı ifade edildi. UAÖ Genel Sekreteri Irene Khan, 2004 yılı raporuyla ilgili açıklamasında, şanları kaydetti: ''El Kaide gibi silahlı grupların duygusuz, zalimane ve kanunsuz saldırıları, dünyanın her yerindeki insanlar için gerçek bir tehdit oluşturuyor. Uluslararası ve ulusal yasalarca ağır suç olan ve bazen savaş suçu, bazen insanlığa karşı işlenen suç niteliğindeki bu saldırıları tüm gücümüzle kınıyoruz.'' ''İnsanları terör saldırılardan koruyabilecek uluslararası hukuk ilkeleri ve çok taraflı eylem araçlarının altının güçlü devletler tarafından oyulmasının, marjinalleştirilmesinin ve tahrip edilmesinin korkutucu olduğunu'' belirten Khan, ''devletlerin ahlak pusulalarının kaydığını, güvenlik peşinde gözü kara bir şekilde giderken, küresel insan hakları değerlerini kurban ettiklerini'' kaydetti. ''ABD yönetimi tarafından teşvik edilen küresel güvenlik gündemi vizyonunun çökmesinin bir ilkesizlik olduğunu'' ifade eden Khan, ''ABD'nin ülke içinde insan haklarını ihlal ederek, diğer ülkelerdeki hak ihlallerini görmezden geldiğini, istediği zamanda, istediği yerde önleyici askeri güç kullanarak, adalet ve özgürlüğe zarar verdiğini ve dünyayı daha tehlikeli bir yer haline getirdiğini'' belirtti. Raporda, koalisyon askerleri ve silahlı grupların Irak'ta sivilleri kanunsuzca öldürdüğü ifade edilerek, işkence ve kötü muamelenin sadece Irak'ta değil, Guantanamo, Afganistan ve dünyanın diğer bölgelerinde de yapıldığına, yüzlerce tutuklunun yargılama ve avukatlarıyla görüşme hakkı ellerinden alınarak, hapis tutulduğuna dikkat çekildi. ''Devletler, suçlu olabilecek kişilerin haklarını korumayarak, masum olanların da haklarını tehlikeye atmakta ve hepimizi riske sokmaktadır'' denilen raporda, ''terörle mücadele'' adı altında ABD tarafından başlatılan hareketin dünyanın sorunlu pek çok bölgesinin de unutulmasına yol açtığı kaydedildi. Bu sorunlu bölgeler arasında Çeçenistan, Kolombiya, Kongo, Sudan, Nepal sayılırken, İsrail ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan şiddetin de derinleştiğine işaret edildi. Raporda, bütün dünyanın ''küresel insan hakları değerlerine bağlı, güçlü bir liderlik isteğini haykırmakta olduğu'' belirtilerek, ''Devletler, Irak'taki kitle imha silahlarıyla uğraşırken, gerçek kitle imha silahları olan adaletsizlik, cezasızlık, yoksulluk, ayrımcılık, ırkçılık, silahların denetimsiz ticareti, kadına ve çocuğa karşı şiddet ve taciz konularıyla ilgilenmediler'' denildi. Sivil toplumun etkinliğinin, rüzgarı insan hakları lehine çevirebilecek tek silah olduğu kaydedilen raporda, küresel adalet hareketinin oluştuğuna dair güçlü göstergelerin bulunduğu belirtildi ve buna örnek olarak da Irak halkıyla dayanışmak için dünyanın her yerinde gösteri yapan binlerce kişi gösterildi. Raporda ''hükümetler bu sese kulak vermelidir'' denilerek, belirsizlik dönemlerinde dünyanın sadece küresel tehditlere karşı değil, küresel adalet için de savaş vermesi gerektiği ifade edildi.