ABD Başkanı Barack Obama’nın seçimleri kazanarak ikinci kez seçilmesi, gözleri Washington’un Pekin politikasına çevirdi.
Abone olDünyayı doğrudan etkileyecek seçimlerden biri ABD’de sona ererken, yarın Çin’de de ülkenin yeni liderlerinin 10 yıllığına seçileceği Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) 18. Kongresi başlayacak. Bu seçimlerden çıkacak sonuçlar sadece iki ülkeyi değil, kürsel dengeleri de etkilemesi açısından oldukça önemli.
ABD-Çin ilişkilerinin söz konusu seçimlerin ardından nasıl şekilleneceği ise merak konusu. Çok kapsamlı ve karışık olan Çin-ABD ilişkilerini ikili, bölgesel ve çok taraflı olmak üzere üçlü bir platformda ele alınması lazım.
İki ülke, küresel krizle, iklim değişikliğinin sonuçlarıyla, nükleer krizle, dünyanın değişik bölgelerindeki sorunlarıyla mücadele etmek ve BM, Dünya Bankası, G-20 ve IMF gibi alanlarda da işbirliği yapmak zorunda. İki ülkenin küresel ve çoklu konularda ya işbirliği yapması ya da pozisyonlarını diğer ülkeleri etkileyecek şekilde kurgulaması gerekiyor.
ASYA PASİFİK BÖLGESİ, İKİLİ İLİŞKİLERDE KİLİT ROL OYNAYACAK
Bölgesel ilişkiler iki ülke adına son derece önem arz ediyor. Çin ve ABD’nin son dönemde ortak olduğu bölge Asya Pasifik bölgesi. Buradaki işbirliği aynı zamanda ikili ilişkilerde sorun oluşturma özelliğine de sahip. Çünkü ABD son dönemde hem Çin’in hem de Asya Pasifik’in yükselişini dikkate alarak, bu bölgeye özgü politika geliştirdi. ABD bundan sonra dış siyasi ve ekonomik ağırlığını Asya Pasifik bölgesine kaydıracak.
Obama’nın ikinci döneminde Çin ve Asya Pasifik politikasının önemli bir şekilde artması bekleniyor. Obama yönetiminin, 2020 yılına kadar ABD donanmasının yüzde 60’ını bu bölgeye kaydıracağını açıklaması, bu politikanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü Çin’in bu bölgedeki ağırlığı artış gösteriyor ve ABD bu bölgeyi kaybetmek istiyor. ABD’nin bu bölgede Güney Kore, Japonya ve Filipinler gibi ittifak yaptığı ülkeler var. Çin’in bir taraftan Vietnam, Laos, Kamboçya gibi ülkelerle ilişkileri arttıkça diğer taraftan ABD’nin de bölgede endişesi artıyor. Denebilir ki Obama, Asya Pasifik bölgesinde daha kapsamlı bir politika izlemeye hazırlanıyor.
Pekin ise ABD’nin bölgedeki faaliyetleriyle Çin'i çevrelemeye çalıştığını düşünüyor. Diğer taraftan ise bölgeye komşu olması açısından Washington'un burada rol oynaması yadırganmıyor. Pekin, ABD’nin bu rolünün yapıcı ve bölgesel egemenliğe karışmama şeklinde de olmasını arzuluyor. Çin ayrıca Güney Çin Denizi ve Doğu Çin Denizi’ndeki toprak ve adalar sorunlarının ikili müzakerelerle çözülmesini ve ABD’nin buna müdahil olmamasını istiyor.
Yeni Obama döneminde Çin politikasının önemi artacak ancak Washington’un yeni çıkar alanı olarak tanımladığı Asya Pasifik’teki çıkar çatışmaları da çok fazla ön planca çıkacak. Son dönemde Çin ile, Japonya ve Filipinler gibi ülkelerle arasındaki çıkar çatışmasın arkasında ABD’nin bu bölgeye fazla entegre olmasının yattığı ifade ediliyor.
İKİLİ İLİŞKİLER DERİNLEŞECEK, ÇİN HASSASİYETİ ARTACAK
Obama’nın birinci döneminde Çin ile ekonomi, ticaret, savunma, kültür, eğitim ve turizmin dahil olduğu altı alandaki ilişkileri derinleştirdi. Bu alanlardaki ilişkilerin geliştirilmesi Çin’den de kabul gördü. Yeni dönemde bu alanlardaki ilişkilerin daha da derinleştirilmesi bekleniyor.
İkili ticaret hacmi 2011 yılında 446 milyar dolar oldu. 2012 yılının Ocak-Eylül döneminde ise gelişen ikili ticaret 355 milyar dolar gerçekleşirken, yılsonunda bu rakamın 450 milyar dolar olması bekleniyor. ABD’nin Çin’deki yatırımları ise 65 milyar dolar. Çin de son dönemde ABD’de yatırımlar yapıyor.
Uzmanlar, yeni dönemde Obama’nın Çin ile kapsamlı ve ilişkileri geliştiren bir politika izlemek zorunda olduğunu belirtiyor ve yeni dönemde ikili ilişkilerde çok büyük değişiklik beklenmediğini savunuyor.
Asya Pasifik gibi bölgesel ilişkiler ile çok taraflı alanda çıkacak sıkıntılar ikili ilişkilerde gölge oluşturabilir. Yeni dönemde Çin ile ilişkilerin arttırmayı hedefleyen ABD’nin, her zaman var olacak Çin hassasiyeti, Asya Pasifik bölgesindeki mücadele ile daha da artacak gibi görünüyor.