Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar, derin istihbarat çevrelerinin ABD Başkanlık Seçimleri'ni Hillary Clinton'ın kazanacağını seçim kampanyasının başında ilan ettiklerini yazdı.
Abone ol“Amerikan Başkanının kim olacağı, göz boyamaca olan bu renkli seçim kampanyasında belli olmayacak... Amerika’daki derin devlet Başkan’ın kim olacağına seçim kampanyaları başlamadan karar verdi...Şimdi o sürecin, kamuoyu önündeki renkli oyununu izlemekteyiz...”
Bu satırlar Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar'ın bugünkü köşesinden. ABD Başkanlık Seçimleri'ni ve kamuoyu yoklamalarını köşesine taşıyan Muhtar ilginç detaylar yazdı:
İşte Reha Muhtar'ın bugünkü yazısı...
"...
Farklı istihbarat kaynakları; Amerikan Başkanlık seçimleri için söz birliği etmişçesine aynı minvalde konuşuyorlar;
-“Dünyanın dört bir yanında kimin iktidara geleceğini belirleyen, belirlemeye çalışan, bu amaç için sayısız operasyon yapan bir ‘güç’, kendi ülkesinin içinde kendi iktidarını belirlemek istemeyecek mi?.. Bunun için derin operasyon yapmayacak mı?.. Bu mümkün mü?..”
***
Soru bu şekilde sorulunca; Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Afganistan’da, İran’da, Pakistan’da, Ukrayna’da kimlerin iktidar olacağına seyirci kalmayan; en azından NATO kanadıyla Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynayan bir gücün; kendi ülkesindeki iktidarın belirleneceği süreçte oturup olayları seyirci gibi izlemesinin, eşyanın tabiatına aykırı olduğunu söylüyor aynı çevreler...
“TRUMP HILLARY KAZANSIN DİYE BAŞKANLIK YARIŞINA SOKULDU...”
Olayları istihbaratçı gözüyle arkasındaki derin plan kurulan oyunları değerlendirerek izleyenler; komplo teorisi olarak nitelenebilecek, değerlendirmeyi şöyle yapıyorlar;
***
-“Trump’ın bu kampanyadaki varlığı; söylediği düşmanlık içeren radikal sözler, İslam’a ve Müslümanlara karşı ettiği laflar, Amerika içindeki Hispaniklere, komşuları Meksika’ya, Küba’ya takındığı düşmanca tavırlar; aslında dünyaya Hillary’yi kabul ettirmek için uygulanan bir plan...
***
Amerikan derin devleti; Trump’ı göstererek, dünyayı ve Amerikan halkını Hillary’ye razı ettirmeye çalışıyor...
Trump; Hillary seçilsin diye özellikle seçiliyor...
Söylediği sözlerle; Hillary’nin ‘ne kadar makul, ne kadar toleranslı, ne kadar iyi niyetli, ne kadar uzlaşmacı bir politikacı’ olduğu anlatılıyor...
***
Trump ve söylediği acayip sözler olmasa; Hillary’yi uzlaşmacı bir kişilik olarak dünyaya ve Amerika’ya anlatmak kolay olmaz...
Hillary yüz milyonlarca Amerikalıyla, dünyada yaşayan milyarlarca insana bu yolla, “toleranslı ve ne yaptığı bilen, devleti tanıyan bir kadın devlet adamı olarak lanse ediliyor...”
***
Oyunu kuranlar; Trump’ı Başkanlık yarışında öne sürenler; seçilsin diye değil; Hillary’yi seçtirsin ve Hillary’nin dünya için ne kadar iyi bir merhem olacağını anlatsın diye Başkanlık kampanyasına soyundurdular...
***
Trump’ın kazanması olasılığı yok...
Hillary kazanacak...
Trump; Hillary’yi “şık ve arzu edilen bir pakete sarma vasıtası” olma misyonunu taşıyor...”
15 MİLYON AMERİKALININ OYU ANİDEN NASIL DEĞİŞİYOR?
Son aylarda, kamuoyu yoklamalarındaki iniş çıkışlar, komplo teorisini seslendirenleri haklı çıkartır ölçüde, inanılmaz grafikler çiziyor...
***
Seçim kampanyasının başladığı aylarda Hillary Clinton; 5-6 puan farkla önde götürüyor yarışı...
***
Seçimlere yaklaşıldıkça, Hillary kamuoyu yoklamalarında aniden çıkışa geçiyor ve Trump’a karşı 12 puanlık bir üstünlük sağlıyor...
***
235 milyon seçmenin oy kullandığı Amerikan seçimlerinde 12 puan fark 28 milyon seçmen anlamına geliyor...
Yani kamuoyu yoklamalarına göre, bir ay önce Hillary Clinton; Donald Trump’a karşı 28 milyon fazla seçmen farkıyla önde görünüyor...
***
Bir ay içinde, kamuoyu yoklamaları, lunapark oyunları gibi; yüzde 12’lik farkın kapandığını ve Trump’ın yüzde bir öne geçtiğini söylüyorlar...
***
Yüzdeye vurulduğunda; Hillary ile Trump arasında yüzde 12 artı 1; toplamda yüzde 13’lük bir oynama olduğu ortaya çıkıyor...
Yüzde 13’lük oynama; yaklaşık 30 milyon seçmene tekabül ediyor Amerikan seçimlerinde...
***
Bu durumda 30 milyonun yarısı olan 15 milyon seçmen; son birkaç haftada Hillary’ye oy atacakken; aniden Trump’a oy atmaya karar veriyor...
Bu haliyle, kamuoyu yoklamaları mantıklı gözükmüyor...
***
Komplo teorilerine karşı çıkanlar; Amerika’da seçimlerde oy verme oranın yüzde 55’lerde kaldığını söylüyorlar...
Trump’a gelen oylar; Hillary’den daha çok, oy kullanmayanlardan geliyor...
Zaten Trump da politikasını, oy vermeyen, sandığa gitmeyen Amerikalı seçmenin oylarını toplayacak şekilde inşa ediyor...” diyorlar...
***
Böyle olsa bile, kamuoyu yoklamalarına göre, en az 12 milyon seçmenin son iki haftada tavır değiştirmiş olması gerekiyor...
*****
“TRUMP ZATEN HEP ÖNDE...”
Ancak komplo teorilerine karşı çıkan ve Trump’ın kazanacağını söyleyenler bir adım daha ileri giderek şu tezi savunuyorlar;
-“Hillary’yle, Trump arasındaki fark hiçbir zaman Hillary lehine 12 puan olmadı... Aslında Hillary hiçbir zaman tam olarak öne de geçmedi...
***
Trump’ın seçilmesinden ödü kopan, merkez medya, Wall Street ve Amerikan establisment’ı, kamuoyu yoklamalarını başından itibaren manipüle etti...
***
Seçimlere 6 gün kala, sonuçlar ortaya çıkınca rezil olmamak için aradaki farkın kapandığını iddia etmeye başladılar...
***
Durum baştan beri böyleydi...
Trump’ın söylemlerinin, sıradan Amerikalı üzerinde karşılığı var...
Merkez medya, Amerikan establisment’ı ve Wall Street Trump’ı ezmek için bu rakkamları manipülasyon yaparak kamuoyuna sundu...
Seçimlerde son haftaya girildiğinde rezil olmamak için gerçek rakkamları vermeye başladılar...”