ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Kıbrıs ziyareti, Washington'daki kaynaklara göre Kıbrıs müzakerelerine ABD'nin bakışı açısından önem taşıyor. Ziyaretin gündeminde, Maraş ve enerji konularının da olması bekleniyor. İlhan Tanır'ın haberi.
Abone olABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Çarşamba akşamı beklenen Kıbrıs ziyaretine başladı. En son ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson'ın 1962′deki Kıbrıs ziyaretinden beri ilk kez bir başka ABD Başkan yardımcısı yeniden Kıbrıs'a ayak basmış oldu.
Washington'da Kıbrıs konularını çok yakından izleyen Amerikalı bir uzmana göre, Biden'in bu gezideki nihai amacı üzerinde iki tarafın da anlaşabildiği, mütevazi de olsa bir 'bildiri' yayınlanabilmek.
Bu bildirinin hazırlanmasından haberdar olan Washington'dan bir kaynağa göre, bildiride adanın birleştirilmesi için müzakerelerin devamı adına bazı atıflar yapılırken, Kıbrıs'ın Maraş semti ile ilgili olarak küçük de olsa bir ilerleme kaydedebilmek en somut hedef olacak.
Biden'in zamanlaması
ABD'nin, Başkan Yardımcısı gibi yüksel profilde bir ziyareti Kıbrıs'a yapması, başlı başına Kıbrıs'da bir çözüm isteğinin işareti olarak kabul ediliyor.
Kıbrıs müzakerelerini ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Bakan yardımcısı Victoria Nuland koordine ediyor.
Nuland, adaya Şubat ayının başında gelip gelmiş ve Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades ve Kuzey Kıbrıs lideri Derviş Eroğlu ile görüşmüştü.
Geçen hafta ise, Washington'a gelen Kıbrıs Dışişleri Bakanı Iannis Kasoulides de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüştü. Kerry bu görüşme sonrası, yakın zamanda Kıbrıs'a bir ziyaret gerçekleştireceğini söyledi.
Washington merkezli German Marshall Fund'da kıdemli danışman olarak Doğu Akdeniz konuları üzerinde çalışan uzman Michael Leigh'ın BBC Türkçe'ye söylediğine göre, ''ABD Başkan Yardımcısının adadaki her iki toplum liderleriyle görüşecek olması, ABD'nin Kıbrıs müzakerelerinin sonuçlanması adına güçlü bir sinyal vermek amacı taşıdığı açık.''
Kıbrıs müzakerelerinin Washington'da bu kadar ilgi görmesinin nedenlerinin başında ise, ABD'nin yıllardır emek verdiği diğer dış politika cephelerinde başarısızlıklar yaşanması olarak görülüyor.
ABD'nin Suriye'de ısrarla izlediği diplomatik yollar üç yıl sonunda tıkandı. Orta Doğu barış müzakerelerinde de İsrail ve Filistinliler, Obama'nın ilk yılında başlattığı Barış Sürecinde ilerleme kaydedebilmiş değiller.
Aynı şekilde Ukrayna gelişmeleri de Washington'da bir başka endişe kaynağı.
Ermenistan-Türkiye yakınlaşması bir süredir rafa kalktı. Bu bağlamda Kıbrıs, 'donmuş anlaşmazlık' olarak anılan bölgelerden biri olarak, Washington'da ilerleme kaydedilebilecek bir cephe olarak ilgi çekiyor.
Ankara neden istiyor?
Ankara'nın, AKP hükümeti liderliğindeki 12. yılında, Batı ile giderek sıkıntılı bir ilişkiye sahip olduğu algısı yerleşiyor. Ankara'nın 2014'ü AB yılı ilan etmesine rağmen AB'den gelen ve giderek artan eleştiriler ile Türkiye-AB ilişkilerinden endişe edenler artıyor. Erdoğan'ın planlanmış Almanya ziyareti, hem Alman yerel ve federal politikacılardan hem de ana akım ve yerel basından tepkiler görüyor.
ABD ile ilişkilerin seyrinde de Washington'ın, özellikle Türkiye'deki özgürlükler konuları ile ilgili geçmişte görülmedik orandaki eleştirel tonu, ABD Yönetimi ve İnsan Hakları kuruluşlarından gelmeye devam ediyor.
Böyle bir ortamda Ankara'nın Kıbrıs'da olumlu adımlar atılmasına veya İsrail ile ilişkilerin normalleşmesine, diğer zamanlardan daha çok ilgi duyuyor.
Maraş'da açılım olur mu?
Kıbrıs konusunu yakından izleyen Washington'daki aynı Amerikalı kaynağa göre Biden'ın dış politika ekibi, 1974 Kıbrıs işgalinden beri kapalı olan Maraş'ın (Varosha) yerleşime açılmasından ziyade, özel sektörün öncülüğünde bir fizibilite çalışmasına başlayabilmek için tarafların rızasını arıyor.
Bu çalışma ile, uzun yıllardır kapalı olan bölgenin durumunu araştırmak gibi mütevazi ama somut bir adım atılacak.
Bu da, Başkan Yardımcılığı gibi yüksek profilli bir ada ziyareti sonunda küçük çaplı da olsa sonuç almak adına önemli olacak. Böyle bir adım beklentisi, BBC Türkçe'ye konuşan Yunan diplomatik kaynaklar tarafından da doğrulandı.
Kıbrıs Dışişleri Bakanı Kasoulidis'in geçtiğimiz hafta Washington'da Amerikalı muhatapları ile yaptığı görüşmelerde kendileri için Maraş konusunun öncelik olduğunun ilettiği öğrenildi.
Adaya yakın zamanda giden Türkiye Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ile Dışişleri Bakanlığı Başmüsteşarı Feridun Sinirlioğlu ise, Maraş konusunun nihai çözümün bir parçası olması gerektiğini ilettiler. Buna rağmen, Türk tarafının Maraş ile ilgili olarak bir ABD'nin ısrarla görmek istediği 'güven artırıcı' bir adıma yeşil ışık yakma şansı var.
'Güven artırıcı' adım ihtiyacı
Son aylarda Kuzey Kıbrıs müzakerecisi Kudret Özersay ve Kıbrıs müzakerecisi Andreas Mavroyannis'ın 'verimli' olarak adlandırılan Atina ve Ankara'ya yaptıkları 'çapraz ziyaretlere' rağmen, adayı birleştirme müzakerelerinde halen ciddi tıkanıklıklar sürüyor.
Dolayısıyla Amerikalılar, Maraş'ta yukarıda bahsedilen atılabilecek küçük bir adımın, 'güven artırıcı' bir hamle sıfatını kazanacağı ve müzakerelere olumlu bir hava vereceği düşüncesindeler.
Rum basınında da son haftalarda çıkan haberlerin Maraş'ta atılabilecek bir adıma odaklandığı, konuyu yakından izleyen uzmanlarca ifade edildi.
Johnson'dan Biden'a
1962 yılında Kıbrıs'ı ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Lyndon Johnson bu gezisi esnasında, o zamanlar ikiye bölünmemiş Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı yardımcısı olan Fazıl Küçük'ü de makamında ziyaret etmişti.
Ama Küçük o yıllarda bütün dünyanın tanıdığı bir ülkenin, resmi bir ünvanına sahipti.
Derviş Eroğlu ise, ABD ve dünyaca Kıbrıs Türkleri toplum lideri olarak kabul ediliyor. Bundan dolayı, bu kez ikiye bölünmüş adanın lideri sıfatındaki Eroğlu ile ABD Başkan yardımcısının görüşmesi kesinleşmiş olsa da, tam olarak nerede görüşeceği üzerindeki formüller son dakikaya kadar sürdü.
BBC Türkçe'ye konuşan Yunan diplomatik kaynaklar, Biden'in Eroğlu ile görüşme şartlarının, adadaki iki toplumun hassasiyetlerine dikkat edilerek yapılacağının altını çizmekle beraber, Biden'in Kuzey Kıbrıs tarafına geçmesi ile ilgili olarak kesin bir ayrıntı vermekten kaçındı.
Biden'in arasının her zaman iyi olduğu ABD'deki Rum Lobileri ve Amerikan-Rum toplumunun tepkisini çekecek adımlar atması beklenmiyor.
Enerji ayağı
Kıbrıs'ın kıta sahanlığında bulunan enerji kaynakları, adanın birleştirilmesi ve bu enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşınması adına itici bir güç olduğu görüşü sıkça dile getiriliyor.
Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisinin Pazartesi sabahı Washington muhabirleri ile yaptığı tele-konferansta, Kıbrıs'ın bulunan enerji kaynakları ile birlikte, 'bölgenin enerji ve ekonomi lideri pozisyonunu' alabileceğini ifade etmesi de önemliydi.
Rusya ile artan sorunlar çerçevesinde, ABD'nin Avrupalı müttefiklerine olabildiğince farklı yollardan enerji taşınması istediği her fırsatta kamuoyuna açıkladığı bir durum. Biden'in Kıbrıs ziyaretinde, ABD Dışişleri Bakanlığında enerji işlerine bakan diplomatların da katılacak olması bu açıdan ziyaretin enerji ayağının önemini hatırlatıyor.
Biden'in Kıbrıs gezisi, Washington'daki diplomatik kaynaklarca daha çok sembolik olarak kabul edilse de, ABD'nin müzakerelere verdiği değeri göstermesi açısından önemli. Kıbrıs müzakerelerinin ABD'deki asıl aktörü ise Dışişleri Bakanı John Kerry. Kerry de adayı bu yaz ziyaret edeceğini açıkladı.