Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, 2006 yılında Kuzey Amerika'ya bulaşık makinesi satarak ilk defa Arçelik ürünlerini tüketicilerle buluşturacaklarını bildirdi.
Abone olÖzdemir, 2005 yılı ve yılın ilk 9 aylık faaliyet sonuçlarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtlarken, şirket satın almalara ilişkin sorular üzerine, şirket bütçesinde buna dair herhangi bir kalem bulunmadığını, ancak her an, her platformda uygun seçenek bulunduğunda bunun değerlendirileceğini söyledi. Çin pazarına ilişkin olarak da Özdemir, bütün büyük şirketler gibi Arçelik'in de bu pazara ilgili olduğunu, Türkiye'de ürettikleri ve Çin'de satabileceklerini düşündükleri bazı ürünleri bu ülkeye satabileceklerini ifade etti. Özdemir, Bosch Siemens, Merloni, LG gibi büyük şirketlerin ürün gamındaki birtakım ürünleri Çin'de ürettirdiğine dikkati çekerek, ''Biz buna hiç başlamamıştık. Ürün gamımızdaki bazı ürünleri Çin'de ürettirmenin daha verimli olacağını düşünüyoruz ve bu yönde bir kararımız vardı'' şeklinde konuştu. Şirketin hedeflerine uygun, Çin de dahil dünyanın her tarafında uygun bir şirket bulunursa bunu satın alabileceklerine işaret eden Özdemir, ''Çin'de imkan bulursak yatırım da yapacağız, şirket de satın alacağız'' dedi. BULAŞIK MAKİNESİ İLE KUZEY AMERİKA PAZARINDA Aka Gündüz Özdemir, bir soru üzerine, YTL'nin güçlenmesinin şirketi olumsuz etkilediğini ve bunun sürmesi halinde ihracat performansının düşeceğini söyledi. Şirketin uluslararası pazarlarda öncelikli hedeflerinin Batı Avrupa, Kuzey Afrika, Rusya ve çevresindeki ülkeler olduğuna değinen Özdemir, önümüzdeki dönemde fiziki olarak en büyük performansı Avrupa bölgesinde göstereceklerini ifade etti. 2006 yılında Kuzey Amerika'da ilk defa Arçelik ürünlerini tüketicilerle buluşturacaklarını belirten Özdemir, şöyle devam etti: ''Buradaki faaliyetlerimiz bulaşık makinesiyle başlayacak. Türkiye'de ürettiğimiz bulaşık makinelerini buraya satacağız. Bu pazarda bulaşık makinesiyle faal olacağımızı gördük ve sonrasında diğer ürünlerle devam edeceğimizi düşünüyoruz. Ürünle ilgili izni de aldık. Orası için özel ürün üretmek gerekiyor. Biz bu ürünleri zaten yapıyoruz.'' Özdemir, şirketin 2006 yılında 130 milyon avro yatırım bütçesi oluşturduğunu kaydetti. ''İTHAL ÜRÜN SATIŞI ARTMADI'' Arçelik Genel Müdürü Özdemir, Beko ve Arçelik markalarının birleşip birleşmeyeceği sorusuna, ''Beko ve Arçelik, aynı holdinge bağlı kardeş kuruluşlar. Bundan yüzde 100 emin olabilirsiniz ki kesinlikle böyle bir birleşme olmayacak'' dedi. Önümüzdeki 5 yıl içinde Beko markasıyla dünyada ilk 10 markadan biri olmayı öngördüklerine değinen Özdemir, ''Beko markası, 2005 itibariyle dünyada 14. büyük markadır. Arçelik'in dünyadaki pazar payı yüzde 1.4 ve bunu yüzde 2 mertebesine getireceğiz. Hedefimizi böyle koyduk. Organik olarak şirket ciromuzu önümüzdeki 5 yılda 2 katına çıkaracağımızı hesaplayabiliriz'' şeklinde konuştu. Özdemir, iç pazarda ithal ürün satışının hissedilir derecede artmadığını belirterek, ankastre ürünlerdeki yükselişin bu oranı artıracak düzeyde olmadığını ifade etti. FAALİYET KARINDAKİ AZALMAYA RAĞMEN NET KARDA ARTIŞ Arçelik Finansman ve Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fatih Ebiçlioğlu da, 2005 yılı 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre faaliyet karında yüzde 4'lük düşüş olmasına rağmen, net kardaki yüzde 7'lik artışın nasıl sağlandığı sorusunu şöyle yanıtladı: ''Bu yıl verimlilik sağlayacak şekilde odaklandık. Dolayısıyla 3. çeyrekte faaliyet karlılığımızda ciddi gelişme oldu. Bu artışta iki unsur söz konusu. Biri vergi faktörü... Arçelik, uluslararası şirket olarak faaliyet gösterdiği için, çeşitli ülkelerdeki vergi uygulamaları şirketin vergi yükünde 2005 yılında belli bir azalmayı beraberinde getirdi. Ayrıca, enflasyonun yüzde 10'un altına düşmesiyle son 3 yıldaki tüm enflasyon rakamının yüzde 100'ün altında olması nedeniyle enflasyon muhasebesi uygulamasına son verildi. Arçelik'in parasal kayıp yazmaması nedeniyle, net karlılığımızda ciddi bir artışla karşı karşıya kaldık. Bu unsurlar, net karlılığımızda olumlu etken yaratmıştır.'' ''İMHA EDİLMESİ GEREKEN ÜRÜNLER TÜRKİYE'YE AKABİLİR'' Arçelik Uluslararası Satış Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Nadir Yalçınalp ise, elektrik ve elektronik eşyalar ile beyaz eşyada kullanım süresi dolan ürünlerin imhasına ilişkin olarak, ''2. el ürün ticareti adı altında Avrupa'da imha edilmesi gereken ürünler Türkiye'ye akabilir. 5-10 yıl gibi kullanım süresi olan bu ürünlerin Avrupa'da imha edilme bedeli çok yüksek. Her yer bir çöplük arıyor. Türkiye de bir çöplük olabilir. Bunun önüne geçmek için AB standartı olan WEEE standardı ve koruma mevzuatlarının, sanayiciyi ve tüketiciyi koruma adına Türkiye'de de oluşturulması ve uygulanması gerekiyor'' şeklinde konuştu. Yalçınalp, AB'nin söz konusu standart ile tüketicisini ve sanayicisini koruduğunu, Avrupa'da kullanılmış ve defolu ürünlerin genellikle Afrika'ya satıldığını söyledi.