TÜRKSAM Genel Sekreteri Gencehan Babiş, ABD Başkanı Donald Trump'ın ara seçimlerde sarsıldığını; ancak beklendiği gibi yıkılmadığını söyledi. Babiş, ABD'de Türkiye benzeri bir durum olduğunu söyleyerek muhalefet eksikliğin Trump'ın aldığı sonuçta etkili olduğunu kaydetti.
Abone olTÜRKSAM Genel Sekreteri Gencehan Babiş, ABD'deki ara seçimleri değerlendirdi. Obama'nın bir geleneği bozduğunu ve ara seçimlerde sahaya indiğini kısmen de başarılı olduğunu söyleyen Babiş, Trump'ın ara seçimlerde sarsıldığını; ancak yıkılmadığını ifade etti.
ABD seçimlerini İnternethaber.com'a değerlendiren Gencehan Babiş, ABD başkanlarının önceki dönemlerdeki seçimlere bakıldığında sandalye kaybederek çıktığını söyleyen Babiş, Trump'ın da Kongre'de sandalye ve prestij kaybettiğini ifade etti. İşte Babiş'in değerlendirmesiyle ABD seçimleri:
"Amerika Birleşik Devletleri ara seçimlerinde bilindiği üzere Temsilciler Meclisi’nin 435 üyeden oluşan tamamı, 100 sandalyeli Senato’nun 1/3’ü değişti ve 36 eyalette ise valiler seçildi. Seçim genel itibariyle ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarının oylandığı bir çeşit referandum olarak algılandı. Sandık sonuçları açıklandıktan sonra Trump, seçimlerden zaferle çıktığına ilişkin bir açıklama yaptı. Demokratların kanadında ise Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğa geçmenin heyecanı var. ABD ara seçimlerini kısaca özetlemek gerekirse; Trump sarsıldı ama yıkılmadı. Ara seçimlerde ABD başkanları önceki dönemdeki seçimlere de bakıldığında sandalye kaybederek çıkıyor. Trump da Kongre’de sandalye ve biraz da prestij kaybetti. Demokratlar, iç politikada birçok skandalla adı anılan dış politikada ise birçok gerginlikle gündeme Trump karşısında mükemmel bir başarı kazanmış değiller ancak sonuçlar Demokratlar açısından değerlendirildiğinde durum “fena değil” denebilir. Demokratlar dünyada ve ABD içerisinde son dönemin en çok tartışılan ABD Başkanına karşı biraz daha etkili bir performans ortaya koyabilirler miydi? Bence koyabilirlerdi.
"GÖKKUŞAĞI DALGASI"
Seçimlerde Donald Trump’ın gündemi belirlediğini söyleyebiliriz. Trump’ın sert söylemleri ve ABD’deki “öteki”lerin buna tepkisi seçimlerdeki ana hatları oluşturdu. Trump, birçok noktada sivri bir söylem benimsedi ve kendi seçmen tabanını diri tutma yoluna girdi. Kendi başkanlık seçimlerinde olduğu gibi stratejisini “Make America Great Again” söyleminin devamı olarak bir nevi “ABD, Amerikanlılarındır” şeklinde sürdürdü. Trump’ın göçmen karşıtı söylemini ekonomik büyüme ile harmanlaması olası bir hezimetin önüne geçti diyebiliriz. Demokratlar tarafında ise Trump karşıtlığı üzerinden politika oluşturulmaya çalışıldı. Demokratlar içerisinden gelip ABD’de çeşitli koltuklara oturmaya kazananlar arasında birçok genç, kadın, Latin, siyah, eşcinsel, yerli Amerikan yani Kızılderili ve Müslüman birçok ismin seçimlerde başarılı olduğunu görüyoruz. Demokratların “mavi dalgası”ndan ziyade bir “gökkuşağı dalgası” var. Bir diğer deyişle, Demokratların kapsamlı bir siyasi programı üzerinden değil farklı birçok kesimden “ötekilerin kimlikleri” etkili bir seçim aracı oldu. Bu durum, Trump söylemlerine bir tepki olduğu kadar diğer yandan da kutuplaştırıcı üslubunun bir sonucu olarak değerlendirilebilir. 2000’den sonra ilk defa bu kadar fazla Müslüman adayın seçimlere katılması, ABD’de 11 Eylül sonrası dönemde pompalanan İslam karşıtlığı sonrası yeniden entegrasyonları bakımından olumlu bir gösterge sayılabilir. Bütün bunları bir arada değerlendirdiğimizde ABD sisteminde kendi kimlikleriyle var olma uğraşı üzerinden birçok kesimin Trump yönetimine bir mesaj verdiğini görüyoruz.
SEÇİMİN ASIL KAZANANLARI KİMLER?
Demokratların kitleleri sürükleyecek bir lideri şu an bulunmuyor, aslında Türkiye’deki muhalefettekine benzer bir lider eksikliği yaşıyorlar. Bu sebeple Obama, ABD başkanlarının ara seçimlerde propaganda yapmama geleneğini bozarak sahaya indi, çalıştı, bir noktaya kadar da başardı. İlk bakışta seçimlerde öne çıkan bazı figürler bulunuyor.
Özellikle New York’tan seçilerek Temsilciler Meclisi’nin en genç üyesi olmaya hak kazanan Alexandria Ocasio-Cortez, en fazla öne çıkan isim. Cumhuriyetçilerin kalesi olan Teksas’ta Cumhuriyetçilerin adayı Ted Cruz’a karşı sadece yüzde 2 ile kaybeden Beto O'Rourke ve “Beto Mania” furyası bir kenara yazılmalı. Ayrıca Minnesota’da Somali kökenli İlhan Omar’ın, Michigan’da ise Filistin kökenli Rashida Tlaib’in kazanması Müslüman kadınların Amerikan yönetiminde yer alması bakımından önem taşıyor. Georgia ve Florida’da valiliği Trump’a yakın isimlerin kazanması ve Iowa ve Ohia eyaletlerindeki valilik koltuklarını koruması Cumhuriyetçilerin hanesine artı olarak yazılması gerekiyor.
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE ABD'Yİ NELER BEKLİYOR?
Seçimin Demokratlar açısından en önemli sonucu; Temsilciler Meclisi’nde sağladıkları çoğunlukla artık Trump’ın skandalların daha etkin olarak gündeme getirilmesi olacak. Önümüzdeki süreçte, Trump’ın daha şu ana kadar Twitter’dan ABD’deki basın organlarıyla restleşmesi artık siyasi düzleme taşınacak ve bu da Trump’ın başını ağrıtacak. Yalnız, Trump kolay geri adım atacak bir karakter değil, o da Senato üzerinden bazı sorgulamalarla Demokratları zora sokacağının sinyallerini veriyor. Bunun yanında, Trump’ın görevinden azledilmesini ise hala uzak bir ihtimal olarak görmek gerekir. Siyasette, iktidar, iyi muhalefetle kazanılır gibi bir söz vardır. İşte tam da bu söz Demokratların 2020’deki başarının belirleyicisi olacak. Demokratların başarılı olması için birkaç şeyi başarıyla yapması gerekiyor; ilki Trump’ı sıkıştırıp hataya ya da pes etmeye zorlamak. İkincisi; siyasi programlarını kuru bir Trump karşıtlığından kurtararak her Amerikan vatandaşına hitap edecek bir manifesto hazırlamak, üçüncüsü ise iyi bir lider çıkarmak. Donald Trump ne kadar bazı çevreler tarafından “dengesiz” olarak görülse de ve ayrıca Amerikan hegemonyasının tartışmaya açıldığı son dönemde kendisi "establishment" ile çok sorun yaşasa da ABD sistemi için Çin başta olmak üzere birçok konuda biçilmiş kaftan olma özelliğine sahip. Demokratların söylemleri kuru bir Trump karşıtlığı olarak kalırsa “gökkuşağı dalgası” durulabilir ve Trump ekonomi politikalarıyla atağa geçebilir ama önümüzdeki süreçte “gökkuşağı dalgası” Amerikan vatandaşının hayatına dair reel şeyler söyler konuma gelirse Trump’ın işi zor.