BIST 9.627
DOLAR 35,20
EURO 36,66
ALTIN 2.955,92
HABER /  GÜNCEL

AB vize muafiyeti için çekingen

Avrupa Birliği ve Türkiye arasında bir süredir devam eden ve Türkiye vatandaşlarına vize muafiyeti getirmesi öngörülen süreç hala tamamlanabilmiş değil. Brüksel'den Güven Özalp sürecin tıkanmasının ardında yatan nedenleri yazdı.

Abone ol

Türkiye açısından Avrupa Birliği’yle ilişkilerde müzakere başlığı açmaktan daha fazla önem verilen bir unsur haline gelen vize muafiyeti süreci bir türlü başlayamıyor.

Tarafların konuya yaklaşımındaki farklılık ve Ankara ile Brüksel arasında oluşan güvensizilik ortamının etkisi mevcut tıkanıklığın aşılmasının önündeki en önemli unsurları oluşturuyor.

Ankara süreç sonunda vatandaşları için vize muafiyetini garanti altına almaya çalışırken AB kanadı, “Sürecin sonucuyla ilgili şimdiden garanti veremeyiz” mesajını bir kez daha net şekilde verdi.

Sorunun kaynağında müzakereleri sekiz yıl kadar süren ve Birlik ülkelerine yasadışı yollardan giren kişilerin iadesini düzenleyen geri kabul anlaşmasının (GKA) vize liberalizasyonu süreciyle nasıl bağlantılı hale getirileceği yer alıyor.

AB kanadı, GKA’nın Ankara tarafından imzalanmasını vize muafiyet sürecine başlanması için olmazsa olmaz şart olarak görüyor.

Ankara ise vize muafiyeti konusunda AB Komisyonu tarafından hazırlanan yol haritasının bazı bölümlerinden hoşnut olmadığı için beklentilerinin karşılanıp karşılanmayacağını görmek için nabız yoklamayı sürdürüyor.

Yol haritasının şu aşamadan sonra üye ülkeler tarafından değiştirilmesi ise pek mümkün değil.

AB Komisyonu’nun konuyla ilgili en yetkili isimlerinden olan İçişleri Direktörlüğü Genel Müdürü Stefano Manservisi de oyunun kurallarının belli olduğunu ve tartışılanın ise oyunun ne zaman başlayacağı olduğunu vurgulayarak Brüksel’in bu konuda fazla esnek olamayacağının sinyalini veriyor.

Aslında Türkiye’nin metinle ilgili “sorunları” daha çok sürecin olası sonuçlarıyla ilgili.

Ankara’daki en önemli endişeyi ise “bu sürecin sonunda muafiyet alamamak” oluşturuyor.

Türkiye bu konuda AB’den “garanti” talep ettiyse de bu çağrı karşılıksız kaldı. Zaten bu garantinin verilmesi teknik olarak da mümkün değil.

Avrupa Parlamentosu ’nda konuşan Manservisi de, Türkiye’nin endişesinin farkında olduklarının altını çizerek, “Sonuçla ilgili garanti veremeyiz. Vereceğimiz tek garanti adil olunacağı garantisidir. Süreç sonunda vize muafiyeti verilip verilmeyeceğini ise Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak oylama ve üye ülkelerin nitelikli çoğunluk temelinde yapacağı oylama belirler” dedi.

Türkiye’nin endişesi kendi içinde haklı olsa da, “önceden garanti” gibi konulara takılınması süreçte Ankara’nın elini zayıflatma riskini içeriyor.

Özellikle Türkiye-Yunanistan sınırına ilişkin Frontex verilerindeki iyileşme gibi gelişmeler bu riski her geçen gün biraz daha artırıyor.

Üstelik imza aşamasında Türkiye tarafından yayımlanacak bir deklarasyonla AB kanadına güçlü bir mesaj verme olasılığı da var.

Ankara, GKA’yı imzalarken “Süreç sonucunda Türk vatandaşları için vize muafiyeti elde edilmemesi halinde GKA geçersiz kılınır” vurgusu yapabilir.

AB kaynakları süreci geciktirmenin her iki tarafa da fayda sağlamadığı görüşünde.