Lüksemburg Avrupa ve Uluslararası Çalışma Enstitüsü Müdürü Armand Clesse, "AB kendi sözlerinin ve kendi dediklerinin esiri haline geliyor" dedi.
Abone ol"AB'nin Türkiye'yi boş yere ümitlendirdiğini" savunan Clesse, "Türkiye'nin en kötü kararlara bile kendisini hazırlaması gerektiğini" belirtti. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Avrupa Birliği (AB) Bilgi Bürosu'nca düzenlenen "Türkiye-AB İlişkileri" konulu konferans, Akdeniz Üniversitesi'nde yapıldı. Konferansta AB'nin sosyal ve kültürel bazı özellikleri hakkında bilgi veren Clesse, Türkiye'de yabancı dil bilen genç bir neslin bulunmadığını iddia ederken, Clesse'ye, salonda bulunan öğrenciler sorularını İngilizce yöneltti. "Türkiye'ye geçmiş yıllarda pek çok sözler verilmiş. Aynı zamanda kendine göre Türkiye, aslında çok özellikli bir ülke. Coğrafya, kültür, din ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi açısından özel bir ülke. Bizim bu ülkeye farklı bakmamız lazım" diyen Clesse şöyle devam etti: "Türkiye'nin AB'ye müracaatını ve Türkiye'nin AB'nin bir parçası olmasını destekleyenler var. Bunlar, daha çok kendi menfaatlerini öne çıkardıkları için böyle düşünüyorlar. Öte yandan sadece Almanya, Fransa ve Avusturya'nın yöneticileri, aydınları, politik önderleri değil, halklarının da, diğer Avrupa ülkelerinin halklarının da, Türkiye'nin AB'nin bir parçası olması konusunda endişeleri var. Türkiye'nin verilerini kimin önüne koysanız, bir an için tereddüt duyuluyor." 3 Ekim'de başlayan müzakerelerin çok uzun ve zor geçeceğini de belirten Clesse, sözlerini şöyle tamamladı: "Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir bürokratla birlikteydim. Konuştuğumuzda bana, Türkiye için hedefin belli olduğunu, sonuçtan ziyade bu müzakere sürecinin önemli olduğunu ifade etti. 10-15 yıl sonra bütün bunlara rağmen Türkiye kabul edilmezse neler olabileceğini, nasıl bir dışlanmışlık, nasıl bir sıkıntı yaratabileceğini Brüksel'deki birçok bürokrat düşünemiyor. Bence hemen hemen Türkiye'nin şansı yok. Böyle bakılınca da bu oyundan korkuyorum."
ÖNCEKİ HABERLER
