BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

AB süreci iptal olabilir

Ankara ile Avrupa Birliği arasında yaşanan Türk Ceza Kanunu restleşmesinin, Türkiye’nin üyelik sürecini sekteye uğratabileceği belirtiliyor.

Abone ol

Konuyu Zaman’a değerlendiren akademisyen ve uzmanlar, hükümetin bundan sonraki adımlarını çok daha dikkatli atmasını istedi. İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Davut Ökütçü, Başbakan’ın açıklamalarını stratejik zamanlama hatası olarak değerlendiriyor. Erdoğan’ın konuya ilişkin açıklamalarının içte ve dışta şaşkınlığa yol açtığını ifade eden Ökütçü’ye göre TCK 6 Ekim’den önce çıkmalıydı. Çünkü bu yasa, yargıçların yapılan reformların uygulanmasıyla ilgili esas alacakları metindi. Yaşanan son gelişmeler Türkiye’ye kuşkuyla bakanlara ümit verdi. Başbakan’ın “AB bizim içişlerimize karışamaz” çıkışına da katılmayan Ökütçü, AB Komisyonu’nun yaptığının iç işlerimize karışmak değil, verdiğimiz taahhütleri hatırlatma olduğu görüşünde. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Kirişçi de hükümetin son çıkışlarını ‘şaka’ olarak görüyor. Kirişçi, tam da Avrupalı’lara ‘evet’ dedirtme noktasına gelindiği bir ortamda, Türkiye’nin üyeliğini gerçek anlamda destekleyenler arasında da uzun süre giderilemeyecek bir şüphe uyandırdığına dikkat çekiyor. Kirişçi, bu noktadan sonra hükümet hatasını tamir etmeye çalışsa bile, Türkiye’nin tam üyelik tarihinin gecikeceğini düşünüyor. TESEV Dış Politika Program Sorumlusu Sabiha Sanyücel ise müzakere tarihinin her şeye rağmen verileceğini belirtiyor. Sanyücel’e göre Başbakan AB’ye rest çekmeye devam ederse, Birliğin aralık zirvesinden ‘evet’ fakat güçlü bir ‘ama’ çıkacak. Ayrıca, AB Komisyonu İlerleme Raporu’na ‘Türkiye’yle müzakereler durdurulabilir’ ibaresi konulması ihtimali gündeme gelir. AB uzmanı ve Referans Gazetesi yazarı Can Baydarol, Başbakan Erdoğan’ın son açıklamalarını, Türkiye’nin AB konusunda ne yaptığını tam olarak bilmediğinin göstergesi olarak yorumluyor. Erdoğan’ın yaptığı sert açıklamaların, Avrupa’da AB değerlerine bir saldırı olarak değerlendirildiğine işaret eden Baydarol, “Türkiye’nin elbette AB için stratejik önemi var. Fakat, Erdoğan daha sakinleşmeli, uzlaşmacı olmalı. Bu açıklamaların ardından AB köprüleri atmaz ama müzakere tarihi gecikebilir. Avrupalılar şimdi de Ermeni kartını önümüze koyuyor. Kritik eşiği geçtik derken yeni kriterler ortaya atacaklar. Türkiye uzun vadeli bir güven erozyonuna uğradı.” şeklinde konuşuyor. Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bülent Aras ise Erdoğan üslup açısından daha yumuşak olabileceğini, buna karşın her şeyi ‘oldu bitti’ diye değerlendirmemek gerektiğini vurguluyor. Aras’a göre bu bir süreçtir ve Başbakan’ın yanlış yapıp yapmadığı ileride görülecek. Aras, bazı çevrelerin AB üzerinden iç politika yapmak istediklerine, bu nedenle Erdoğan’ın üzerine bu kadar gittiklerine dikkat çekiyor. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz da Başbakan’ın açıklamaları ile hükümetin tavrını, zamanlama açısından çok yanlış bulanlardan. AB’nin ülkelerin iç işlerine karışmak için kurulduğunu ifade eden Yılmaz’a göre Erdoğan’ın söyledikleri, AB’yi henüz anlayamadığını gösteriyor. Zina tartışması hiç beklenmedik bir zamanda çıktı ve müzakere tarihi alınmasını riske soktu. Dolayısıyla, hükümetin bu riski azaltmak için adımlar atması gerekiyor. ZAMAN