BM'nin öncelikli hedefi KKTC'nin direnişini kırma ve Türklerin güneyi geçişini özendirmeyi sağlamak...
Abone olKıbrıs görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Ankara’yı "işgalci" olarak tanımlayacak kadar tonunu sertleştiren ve Türkiye’nin tam üyelik müzakereleriyle Kıbrıs konusunu doğrudan ilişkilendiren Avrupa Birliği (AB), bundan sonra izleyeceği politikanın çerçevesini de oluşturmaya başladı. Bu çerçevede AB önceliği KKTC’yi "içten fethetmeye" verecek. AB’nin izlemeyi düşündüğü süreç şu şekilde belirginleşiyor: 1- Kuzey yok sayılacak AB, her şeyden önce 16 Nisan’da Atina’da imzalanacak olan ve Güney Kıbrıs’ın tüm ada adına Birliğe katılımını sağlayacak olan Katılım Antlaşması’na bir protokol ekleyecek. Bu protokol ışığında Kıbrıs coğrafyasının tamamı AB üyesi sayılsa da Birlik kuralları kuzey için geçerli olmayacak, kuzey, AB’nin nimetlerinden yararlanamayacak. Bir başka deyişle AB müktesebatı adanın kuzeyi için askıya alınacak. Bu protokol geçtiğimiz hafta bir ihtiyati planlama önlemi olarak Daimi Temsilciler Komitesi COREPER tarafından hazırlandı. AB, müktesebatın, Kuzey için askıya alınmasına gerekçe olarak, Brüksel tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanınan Güney Kıbrıs’ın adanın kuzeyinde etki ve yetki uygulayamamasını gösteriyor. Olası bir çözüm halinde bu askıya alma işlemi ortadan kaldırılacak. 2- KKTC yetkililerine abluka Katılım Antlaşması’nın imzalanmasından sonra 1 Mayıs 2004’e kadar olan sürede AB’nin girişimleri KKTC üzerinde giderek artan bir şekilde yoğunlaşacak. Bu çerçevede öncelikle KKTC yetkilileri baskı altında tutularak, "Çözüme katkınız her zamankinden daha fazla gerekli" mesajı sürekli bir biçimde verilecek. 3- AB yandaşlarına para desteği KKTC vatandaşları da Birliğin hedefleri arasında. Birliğin, "kuzeydekilerin güneydekilerle birlikte AB’ye girmelerinin sağlanması" olarak özetlediği yaklaşım çerçevesinde KKTC vatandaşlarının güneye geçmeleri teşvik edilecek, "KKTC yönetimi açısından baskı unsuru olmak" gibi yöntemler kullanılacak. Bu politika bağlamında KKTC’deki "AB yanlısı" ve "Denktaş karşıtı" kesimler gerek mali gerekse siyasi açıdan desteklenecek. Bu "tam destek" seçimler için de geçerli olacak. 4- Türkiye’ye ağır baskı AB, Türkiye’yi de sürekli baskı altında tutmaya devam ederken, bir yandan Katılım Antlaşması çerçevesinde "aşırı bir tepki" vermesini engellemek için baskı dozunu artırma yoluna gidecek. Uluslararası platformlarda konu gündemde tutulacak ve Türkiye’ye baskı çeşitlenecek. MİLLİYET