Avrupa Birliği çevrelerinde, Türkiye ile yakın zamanda doğabilecek üç "kriz senaryosu" üzerinde duruluyor.
Abone olAvrupa Birliği çevrelerinde, Türkiye ile yakın zamanda doğabilecek üç "kriz senaryosu" üzerinde duruluyor. İşte o senaryolar...
Limanlar krize yol açabilir
Türkiye-AB arasındaki tarama süreci sürerken Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Kıbrıs Rum gemileri ve uçaklarına açmaması ilişkilerde kriz çıkabileceği yorumlarına neden oluyor.
AB Komisyonu'nun ekim ayında yayınlayacağı İlerleme Raporu'nda Türkiyenin Gümrük Birliği anlaşmasının yükümlülüklerine uymadığını ve limanlarını Rumlara açmadığını belirtmesi, bu krizin başlangıcını oluşturacak.
AB çevrelerinde üç 'kriz senaryosu' üzerinde duruluyor.
İlk senaryoya göre, AB, Türkiyenin Gümrük Birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtip, müzakereleri askıya alma kararı alabilir.
İkinci senaryoda, AB, sadece Gümrük Birliği, ulaşım ve malların serbest dolaşımı konuları ile ilgili müzakereleri başlatmayabilir.
Üçüncü görüş ise, Konunun, AB-Türkiye Ortaklık Konseyine devredilmesine karar verilip, gerekirse Adalet Divanına götürülmesi.
Limanlar konusu ilk kez AB-Türkiye Ortaklık Konseyi'nin 16 mayısta yapacağı toplantıda gündeme gelecek.
Bu toplantıda ABnin yayımlayacağı sonuç belgesindeki ifadelerin şekli, sonbahar ve aralık ayında takınacağı tavra ışık tutacak.
AB ile mini kriz
AB ile tarama süreci sürerken, ay başında AB'nin eğitim ve kültür konusunda fiili müzakerelerin başlatılması için siyasi kriter şartı getirmesi 'mini krize' neden olmuştu. Komisyon'un fiilen başlatmamayı düşündüğü müzakere başlıkları arasında kamu ihalesi, rekabet ve iş kurma var.
Bu sürece katılan Türk yetkililerin, müzakere konularında eksikliklerini sıraladığı, ancak neyi ne zaman gerçekleştireceğine dair herhangi bir takvim vermediği belirtildi.
Tarama ve müzakere sürecinin takvimlerinin belli olduğunu belirten AB Komisyonu yetkilileri, Türkiye'nin bu tavrı nedeniyle 'önlerini görmekte güçlük çektiklerini' kaydetti.
Türkiye 3 ekimde müzakerelere başladı
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler 3 ekim tarihinde başlamıştı. Türkiye'nin 3 ekimde AB ile müzakerelere başlamasından önce Avusturya'nın 'imtiyazlı ortaklık' ta diretmesi krize neden olmuştu.
Avusturya, Müzakere Çerçeve Belgesi'ne 'imtiyazlı ortaklık' ibaresinin girmesi için uzun süre direnmişti. 25 üyeli birlik içinde tek kalan Avusturya'nın sonunda direnci kırılmış ve Müzakere Çerçeve Belgesi onaylanmıştı.
Avusturya ile yürütülen pazarlıkların uzun sürmesi nedeniyle diplomaside pek sık uygulanmayan bir kural işletildi. Pazarlıkların yürütüldüğü Lüksemburg'ta saatler gece yarısına iki dakika kala 23:58'de durdurulmuştu.
AB Dönem Başkanlığı'nı yürüten İngiltere, bu süreçte Türkiye'ye önemli ölçüde destek vermişti. AB kulislerinden sızan bilgilere göre, İngiltere'nin diplomasideki başarısı müzakerelerin başlamasında etkili oldu.