AB'nin 50'nci yaşı, dönem başkanı Almanya'nın başkenti Berlin'de çeşitli etkinliklerle bugün kutlanacak.
Abone olEtkinlikler, AB ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarını da bir araya getirecek. Kutlamalara aralarında Türkiye'nin de bulunduğu aday ülkelerin hükümet ve devlet başkanları ise davet edilmedi.
AB'nin 50'nci yaşgünü kutlamaları bu akşam Berlin Filarmoni Orkestrası'nın vereceği konserle resmen başlayacak.
AB devlet ve hükümet başkanları Berlin'de bu konseri izledikten sonra, Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler'in vereceği akşam yemeğinde bir araya gelecek.
Kutlamalar sadece resmi çerçevede yapılmayacak. Akşam Berlin'deki 35 gece kulubünde 'Avrupa gecesi partileri'yle birliğin 50'nci yaşı kutlanacak.
Berlin'deki müzelerin kapıları gece de ziyaretçilere açık olacak. Pazar sabahı Alman Tarih Müzesi'nde resmi tören başlayacak.
AB liderleri tarihi Brandenburg kapısı önünde aile fotoğrafı çektirecek. Aynı gün öğleden sonra da bir basın toplantısı düzenlenecek.
Amaç motivasyonu arttırmak
Avrupa Birliği'nin 50’nci yıldönümünde Avrupalıların kaybolan motivasyonunun yeniden sağlanması hedefleniyor. Birliğin 50’inci yıl deklarasyonunda kabul edilemeyen AB Anayasası ve tartışma yaratan konulara geniş yer verilmiyor. Berlin'deki etkinliklerde daha çok Avrupalıların birlik hakkındaki umutlarının taze tutulması amaçlanıyor.
Birliğin 50’inci yıl deklarasyonunda, Fransız ve Hollandalı seçmenler tarafından reddedilen anayasa ve birlik içinde tartışmalara konu olan genişleme politikası gibi temel sorunlara sadece üstü kapalı bir biçimde değiniliyor.
Deklarasyonda ''genişleme'' kelimesi yer almazken ''AB açık yaşamayı sürdürecektir'' deniliyor ve ''AB'nin sınırları dışında, demokrasi, istikrar ve refahı güçlendirmeye devam edeceği" belirtiyor.
''Anayasa'' kelimesine de değinilmeyen deklarasyon taslağında, 2009 yılında ''yenilenmiş ortak temel'' beklentisi dile getiriliyor.
Avrupalıların birlik hakkındaki umutlarını taze tutmak ve kutlama havasına sokmak için etkinliklerin merkezi berlin bir parti kentine dönüştürülecek..
Kentte anlaşmaya varılan 35 gece klübü cüzi bir fiyat karşılığı kutlamalara katılmak isteyenlere cumartesi gecesi boyunca hizmet sunacak. Açık hava konserleri ile de birlik bir anlamda neşesini yeniden kazanmaya çalışacak.
Türk kızı Bahar sahneye çıkacak
Resmi törenlere paralel olarak tarihi Brandenburg kapısı önünde kurulacak dev sahnelerde çeşitli müzik grupları sahne alacak. Aralarında Türk kızı Bahar'ın da yer aldığı 'Monrose' adlı Alman müzik grubu da bunlardan biri.
Brandenburg kapısının önünde AB üyesi ülkelerinin de standları da olacak. Kutlamaların tam bir 'halk şenliği' havasında geçmesi planlanıyor.
Türkiye ise şimdilik kutlamaları uzaktan izlemekle yetinecek. Çünkü kutlamalara aday ülkelerin liderleri davet edilmedi.
Roth: "Türkiye ve Hırvatistan da olmalıydı"
Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, Berlin'de başlayacak AB'nin 50’nci kuruluş yıl dönümü kutlamalarına, AB üyeliğine aday ülkeler olarak Türkiye ve Hırvatistan'ın davet edilmemesini eleştirdi.
Roth, Berlin Eyalet Meclisi Milletvekili Özcan Mutlu ile birlikte bu konuda yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye ve Hırvatistan'ın kutlamalara davet edilmediği hatırlatılarak, ''Bu, yanlış bir sinyal verdiği için açık bir ihmaldir. Almanya Başbakanı Angela Merkel ve federal hükümet, AB dönem başkanı olarak, AB üyeliğinin ortak bir gelecek için önemini vurgulamayı ihmal etmişlerdir'' denildi.
''Bir davetle bu ülkelerdeki zorlu reform süreci desteklenebilir ve iç politikada istikrar sağlanmasına yardımcı olunabilirdi'' şeklinde görüş belirtilen açıklamada, "şimdi göstermelik bir eğlenceyle doğum günü çocuğuna iyi bir hizmet yapılması fırsatının kaçırılacağı" kaydedildi.
50 yılda Avrupa Birliği
Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra iki Avrupa ülkesinin, Almanya ve Fransa'nın bir daha savaşmasının önüne geçmeyi sağlayacak bir yapının gelişmesinden doğdu.
25 Mart 1957'de dört ülkenin daha katılımıyla Roma Antlaşması imzalandı ve Avrupa Ekonomik Topluluğu kuruldu.
Zamanla üye sayısı arttı, sınırlar genişledi. 1995'te Avusturya, Finlandiya ve İsveç'in katılımıyla üye sayısı 15 oldu.
2004'te ikinci genişleme dalgası ile çoğu eski Doğu Bloku ülkesi 10 yeni ülke birliğe katıldı. Bunlar arasında Kıbrıs Rum kesimi de vardı.
Bu yıl Bulgaristan ve Romanya'nın da üye olmasıyla birliğin üye sayısı 27'ye ulaştı.
Sadece 6 ülkeyle kurulan Avrupa Birliği, 50 yıl içinde bir zamanlar adı bile olmayan ülkeleri bünyesine kattı. Türkiye'nin üyelik süreci hala devam ediyor.
Birlikte görüş ayrılıkları
Birliğin sınırlarının bu kadar genişlemesi görüş ayrılıklarını, farklı politikaları da beraberinde getirdi.
Birliğin sosyo-ekonomik yapısı da değişime uğradı. Örneğin Bulgaristan ve Romanya'nın üyeliğiyle, birlik içinde en zengin ve en fakir ülkeler arasında kişi başına gelir uçurumu eskisinin 11 katına ulaştı. 27 üye siyasi bütünleşme, ekonomik birlik gibi temel konularda ikiye bölünmüş durumda.
2005'te Fransa ve Hollanda'da yapılan referandumlarda AB Anayasası'nın reddedilmesi birliğe büyük darbe vurdu.
'50 yıl sonra fazla değişmeyecek'
Bu arada, Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve İspanya'da yapılan yoklamaya göre, insanlar AB'nin 50 yıl sonra fazla değişmemiş olacağına inanıyor.
Beş ülkenin vatandaşları, aynı ortak para biriminin kullanılacağına, fakat birliğin federasyona dönüşmeyeceği görüşünde.
Novatris-Harris şirketince Roma Antlaşması'nın 50'nci yıldönümü dolayısıyla yapılan araştırmaya göre, Avrupalıların büyük çoğunluğu, birliğin 50 yıl sonra da ayakta olacağını düşünüyor. Böyle düşünenlerin oranı, AB anayasasını reddeden Fransa'da yüzde 85'i buluyor.
Aynı şekilde düşünen İngilizlerin oranı yüzde 62 çıktı. Ezici çoğunluk, euronun ortak para birimi olacağına da inanıyor. Sadece sterlin kullanmaya devam eden İngilizlerin yüzde 19 kadarı, ileride her milletin kendi parasına döneceğini düşünüyor.
Araştırmaya katılanların çoğu, tek başkanın yöneteceği bir federasyonun ortaya çıkacağına inanmıyor. Federasyonu muhtemel gören Almanların oranı yüzde 40. Avrupalıların çoğunun fikir birliği içinde oldukları bir konu da genişleme. 2057'ye gelindiğinde AB'nin sınırlarının genişlemiş olacağı düşünülüyor.
Türkiye'nin AB'ye katılımı
AB'ye Türkiye'nin katılımı konusunda Fransızlar ve İspanyollar en şüpheciler olarak gözüktü. Fransızların sadece yüzde 38'i, İspanyolların yüzde 36'sı Türkiye'nin AB'ye katılacağına inanıyor.
Bu rakam İngiltere ve Almanya'da yüzde 46 çıktı. İtalyanlar ve İspanyolların yüzde 50 ve yüzde 49'u, 2057'de AB sınırlarının Rusya'yı da kapsayacağını düşünüyor. İngilizler, Almanlar ve Fransızların ise ancak üçte biri böyle düşünüyor.
50 yıl sonraki Avrupa'da hakim dinin Hristiyanlık olacağına Almanlar, İtalyanlar ve İspanyolların çoğu inanıyor. Böyle düşünen Fransızların oranı yüzde 34. İslam'ın hakim olacağını düşünen Fransızların oranı da yüzde 22 çıktı. İngiltere'de de buna yakın oranlar görüldü.