İngiliz basınından seçtiklerimiz: İskoçya'nın bağımsızlığına ilişkin referandum planları, İngiliz yetkililerin eposta bilgileri internet korsanlarının eline geçti, İngiltere hükümet kurumlarında 31 milyar sterlinlik israf, Mandela'nın hayatı dizi oluyor.
Abone olİngiltere gazetelerinde bu sabah Başbakan David Cameron'ın İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan bağımsızlığına yönelik referandumu öne almaya yönelik planları yer buluyor.
Guardian gazetesi ilk sayfadan yer verdiği haberde başbakanlığın, referandum için bağlayıcılığı olsa da gelecek 18 ay içinde yapılması şartını koştuğunu yazıyor.
Guardian'ın yer verdiği ve yakınlarda yapılan iki kamuoyu yoklaması, İskoçya'da bağımsızlık fikrine desteğin, az olsa da artış sergilediğine işaret ediyor.
İskoçya'nın bağımsızlığı
Independent gazetesi de Başbakan David Cameron'ın yüksek riskli bir kumar oynadığı görüşünde. Gazete, Cameron'ın İskoçya Ulusal Partisi lideri Alex Salmond'ın blöfünü gördüğünü ve oylamayı Salmond'ın istediği tarihin önüne, 2013 yazına çektiğini yazıyor.
Independent'a göre Salmond, referandumu 2014 sonbaharında yaparak İskoçya'da yapılacak İngiliz Uluslar Topluluğu oyunlarının yaratacağı milliyetçi eğilimlerden çıkar sağlamayı umuyordu. Cameron'ın planına göre İskoçyalı seçmenlere basit biçimde bağımsızlığa "evet" ya da "hayır" seçenekleri sunulacak.
Ancak Salmond tam bir bağımsızlık olmasa da daha fazla mali özerklik getiren bir öneriyi de ikinci bir soru olarak eklemek istiyor.
İngiliz yetkililerin e-posta bilgileri
"İnternet korsanları, üst düzey İngiliz yetkililerin e-posta bilgilerini ifşa etti."
Guardian, İngiltere'de savunma bakanlığından polis yetkililerine dek kimileri üst düzey mevkilerde bulunan binlerce kişiye ait e-posta adresleri ve kriptolanmış şifrenin, güvenlik açığı bulan hackerlar tarafından internette yayınlandığını yazıyor.
E- posta bilgileri yayınlanan kişilerden kimileri istihbarat birimlerinde çalışıyor. Aralarında NATO'ya danışmanlık yapan yetkililer de bulunuyor. Guardian'ın edindiği bilgiye göre 221 İngiliz askeri yetkilinin ve 242 Nato çalışanının bilgileri ifşa edildi.
Hacklenen hesaplardan 23'ü de İngiltere parlamentosunda görev yapan kişilere ait. Lady Nicholson, Lord Roper gibi hesap bilgilerinin ifşa edildiğini öğrenen İşçi Partili Milletvekili Jeremy Corbyn ise Guardian'a yaptığı açıklamada eposta adresinin gizli olmadığını, ancak şifresinin kolayca kırılabilecek olması fikrinin kendisini rahatsız ettiğini söyledi.
Guardian'ın aktardığına göre eylemin ardında dünyanın bir çok ülkesinden internet korsanlarının dahil olduğu Anonymous grubunun olduğu düşünülüyor.
Habere göre grup e-posta bilgileri ve şifreleri Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas eyaleti merkezli, dış ilişkiler ve güvenlik konularında uzmanlaşmış bir danışmanlık şirketi olan Stratfor'daki hesap bilgileri üzerinden elde etti. Şirket olayın ardından internet sitesine erişimi kapattı.
Guardian, Amerika Birleşik Devletleri'nde internete konan dosyada ise eski başkan yardımcısı Dan Quayle ve eski dışişleri bakanı Henry Kissinger'in kişisel verilerinin de bulunduğunu belirtiyor.
31 milyar sterlinlik 'israf'
Times gazetesi ilk sayfadan yer verdiği haberinde hükümete bağlı kurumlara yönelik incelemenin, son iki yıl içinde 31 milyar sterlini aşkın fonun israf edildiğini gösterdiğini yazıyor.
Gazete, Maliye Bakanı George Osborne'un Kasım ayında 2015'ten itibaren 15 milyar sterlinlik kesinti planlarını ilan ettiğine dikkat çekerken, hükümet kurumlarındaki verimsizliğin boyutlarının bu kesintinin iki katını aştığı yorumunu yapıyor.
Times gazetesi bu sonuçlara Ulusal Hesap Dairesi'nin ve parlamento yetkili komisyonlarının 70'den fazla raporunu inceleyerek vardıklarını belirtiyor.
'İngiliz genci göçmenler yüzünden işsiz'
Daily Telegraph gazetesinin yer verdiği bir haber, İngiltere'de göçmen ve mültecileri konu alan bağımsız düşünce kuruluşu MigrationWatch UK'ın raporunu konu alıyor.
Bugün yayımlanan rapora göre Avrupa Birliği ülkelerinden gelen göçmenler, İngiliz gençlerin işsiz kalmasına neden oluyor.
Rapora göre İngiltere'de 2004 yılından bu yana 600 bini aşkın Doğu Avrupalı istihdam edildi.
Bununla beraber hükümetten işsizlik parası alan İngiliz gençlerin sayısı aynı dönemde 450 bin kadar arttı. MigrationWatch kurumunun raporu, iki veri arasında doğrudan bir bağlantı bulunmadığını, gençlerde işsizlik oranlarının ardındaki temel sebebin resesyon olduğunu belirtiyor ancak yine de sonucu 'çarpıcı' diye değerlendiriyor.
Rapor, Doğu Avrupa'dan gelenlerin genellikle eğitimli ancak daha düşük ücrete çalışmaya hazır gençler olduğunu vurguluyor.
Blair'in vergi hesapları
Independent gazetesi, İngiltere'nin eski başbakanı Tony Blair'e ait bir şirketin 12 milyon sterlinden fazla kazancına rağmen sadece 315 bin sterlin vergi ödediğini yazıyor.
Gazete, Blair'in İşçi Partisi liderliği için kampanya yaptığı dönemde 1994 yılında "kimileri payına düşenden çoğunu öderken kimilerinin de vergi kaçırdığını" söylediğini, bu tür tutum sergileyenlere demediğini bırakmadığını hatırlatıyor.
Independent Blair'in sahibi olduğu 12 şirketten biri olan Windrush Ventures'un bir önceki yıl 8,5 milyon sterlin olan iş hacmini bu sene 12 milyon sterline taşıdığını, ancak hesaplarının bunun sadece bir milyon sterlin kadarını kar olarak gösterdiğini yazıyor. Kazancın geri kalanı "idari masraflar" olarak görünüyor.
Mandela'nın yaşamı dizi oluyor
Güney Afrika'nın, ırkçı-apartheid rejimine karşı mücadelesiyle öne çıkmış eski lideri Nelson Mandela'nın hayatı dizi oluyor.
Guardian gazetesinin haberine göre 27 yıl hapis yattıktan sonra cumhurbaşkanlığına seçilen Mandela, hayatının altmış yılını konu alan altı bölümlük bir diziye onay verdi. Geçen yaz 93'üncü yaş gününü kutlayan Nelson Mandela'yı kimin oynayacağı ise henüz netleşmiş değil.
Clint Eastwood'un 2009 yılında yönettiği İnvictus adlı filmde Mandela'yı Morgan Freeman canlandırmıştı.
20 milyon dolarlık bütçesi olduğu belirtilen dizi için Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere'de yayımcı kuruluşlar arasında görüşmeler devam ediyor. Dizinin prodüktörleri Mandela'nın otobiyografik iki kitabına dayanılarak senaryonun yazılacağını söylüyor. Nelson Mandela Vakfı’nın arşivleri de dizi ekibine açıldı.
Dizinin adının ise Nelson Mandela'nın Güney Afrika'daki aşiretince konan adı, yani "Madiba" olacağı konuşuluyor.
Dizinin yapımcıları arasında Mandela'nın torunu Kweku Mandela da bulunuyor. Torun Mandela, amaçlarının dedesini "melek" gibi göstermek olmadığını, dizinin hayat hikayesini şekillendiren bir çok kişiye de övgüler içereceğini belirtti.